English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Osso

Osso translate Portuguese

3,920 parallel translation
Şakak kemiğinin eğimine, üstçene kemiğine ve kafatasındaki ek yerine göre merhum erkek ve 30'lu yaşların sonunda 40'ların başında.
A inclinação do osso temporal, a espinha nasal proeminente e a sutura ectocranial indicam que o falecido é um homem, e tinha por volta dos 40 anos.
Kurşun bir kemiğin arkasında olmalı.
A bala deve estar atrás de algum osso.
Bu yara çok derin, neredeyse kemiğe kadar.
Esta lesão é profunda, passa pelo periósteo e vai até ao osso.
Çetin ceviz mi?
Osso duro de roer?
Paryetal ve oksipital kemik kesilmiş.
Osso parietal e occipital foram cortados.
Zeus'un elindeki soğuk enerji ve ona tapan birinin kemiği.
Energia gelada da mão de Zeus e o osso de um devoto.
Kemiğe ihtiyacımız var o yüzden kazıyoruz.
Precisamos de um osso. Então, vou cavá-lo.
Buyurun benim.
Em carne... e osso.
Şuradaki kemik iyileşme sürecine girmiş.
Este osso já estava em processo de consolidação.
Daha çok göğüs kafesi.
Na verdade, é mais para o... osso da borda costal.
- Lafı koydun Kral! - Ağzının payını verdin. - Adamım!
Bem, é curioso, Brian, porque encontrei isto enterrado no quintal ao lado do teu osso da sopa.
2 osso bucco, masa yediye!
Dois "osso bucco", para a mesa 7!
Omurga üzerinde kodlama yaptı. Ve kemik üzerine virüs yazdı.
Criou um código numa espinal medula e fez uma inscrição malévola num osso.
Bakın, Chris Brown'dan herkes hâlâ nefret ediyor. Ondan öç aldığım için belki ağzıma bal çalarlar.
Ouve, toda a gente ainda odeia o Chris Brown, por isso talvez eles me mandem um osso ao recordarem esse tolo.
Hiç aklından çıkarma zaten. Hiçbir şey.
Oh, meu Deus, um cão com um osso.
Çünkü Purcell içeri doğru koşarken gitgide gelişiyordu ve düşündük te bu çene kemiği Briggs'i bir avcıymış gibi hareket etmesini sağlıyor.
Porque o Purcell, ainda estava envolvido, quando lá entrou a correr, e achamos que esse osso fez o Briggs agir como um predador lá de onde ele veio.
Kemik karbon-fiber ama evet, doku kendi DNA'sından yeniden yapıldı.
O osso é fibra de carbono, é claro. Mas o tecido... O tecido foi recriado a partir do seu próprio ADN.
Bir vertabradaki kemik ve kıkırdağı alıp diğerine kaynaştıracağız.
Usamos parte do osso e da cartilagem de uma vértebra e colocamos na seguinte.
Deriden kurtulabilirsin belki ama içinde insanoğlu tarafından bilinen en sert metaller ve düzenekler var. Ve şu an vücudundaki her sihirli kemiğe karşı koyuyorlar.
Pode livrar-se do cabedal, mas por dentro estão os mais duros metais e equipamentos conhecidos, e, neste momento, estão a neutralizar cada osso mágico no seu corpo.
- Biz de daha büyük kemik bulmuş daha büyük köpekler oluruz öyleyse.
Ele é um cachorro com um osso. Então precisaremos de cães e ossos maiores.
Burun kemiğinin sol tarafında kırık var ve ön tafaftan üç diş kayıp.
Há uma fractura no osso nasal esquerdo e estão a faltar três dentes da frente.
- Kanlı canlı karşında.
- Em carne e osso.
Eğer bu ikinci kez olursa karıncık tam olarak dolar ve kemik kalbi patlatır.
Se, nesse momento, o ventrículo estivesse totalmente cheio... o osso rebentaria o coração.
Belki bir kemik kazıması bir paçavradan daha detaylı bir incelemeyi sağlar.
Talvez uma raspagem do osso nos dê mais pormenores do que esfregá-lo.
- Bunu yaparken, burun kemiğinin..... sağ tarafındaki çatlakların yeniden kaynadığını anladım.
- Nisto, percebi que a fratura... do lado direito do osso nasal estava remodelada.
Peki, ah, kafatasında çatlaklarla sonuçlanan künt cisim travması. muhtemelen vücudunun diğer bütün kemiklerinde kırık.
Bem, a pancada com grande força resultando numa fractura do crânio e possivelmente a fractura de qualquer outro osso do corpo.
Evet. O kurşunu Yüzbaşı Roth'un pelvik kemiğinden çıkardım.
Tirei esta bala do osso pélvico do Tenente Roth.
Bu durumda tüm bildiğim, arkadaşımızın kemiklerini çıkartmak için yapılacak....... kimsayal bir eritmenin 24 saat alacağı.
Neste ponto, só sei que levaria cerca de 24 horas para o produto químico dissolver o nosso amigo aqui, até ao osso.
Kafatası kemiğine aldığı darbe yüzünden.
Trauma com grande força no osso parietal.
Kemik ve kurşun parçaları kalbine sekmiş ani ölüme sebep olmuş.
Fragmentos de osso e bala ricochetearam no coração dele, tornando-se fatais quase instantaneamente.
Sadece kemikleri kaynayana kadar.
Até o osso dele sarar.
Ama siz ölümlüsünüz. Kanlı canlı.
- Mas são mortais, de carne e osso.
Et ve kemikte yabancı cisimler görünüyor.
Parece haver corpos estranhos na carne e no osso.
Kemiklerin üzerindeki şu küçük çukuru görüyor musunuz?
Vê estes pequenos furos no osso? - Vejo.
Yanmamış barut kemiği sarartmış.
Pólvora queimada cauterizada para dentro do osso.
Boynunda çeşitli morluklar var ve tiroid kıkırdağı ile dil kemiği de feci şekilde zarar görmüş.
Lesões severas em redor do pescoço, A cartilagem da tiróide e o osso hioide estavam gravemente fracturados.
Yarına kurbanlarımız arasında bizi doğrudan canlı kanlı katilimize yöneltecek bir bağlantı bulacağız.
Até amanhã, iremos achar a ligação entre as duas vítimas que nos levará directo a um assassino de carne e osso.
Bilin diye söylüyorum 3. katman kemikti.
para que saibas, a terceira camada é o osso.
Tatlı ve acıdan ibaret acımasız Kemik Kıran Şeker Stix.
E a osso duro de roer Sugar Stix, cheia de doce e pimenta e nada de boazinha.
Şidmi, göz çukur kemiğimi paramparça edebilirsin.
Agora, podes partir o meu osso orbital.
Artkafadaki çürük, tahminen 20 milimetre çapında.
Contusão no osso occipital, de cerca de 20 milímetros de diâmetro.
Eğer torasik bölgeden yeterli voltaj akımı geçerse, bu kesinlikle kemikte çatlaklara neden olabilir.
Se uma corrente atravessasse a região torácica com voltagem suficiente... poderia certamente gerar a fratura no osso.
Alın kemiğinde bir çürük buldum, tahminen 20 milimetre çağında.
Encontrei uma contusão no osso frontal... com cerca de 20 milímetros de diâmetro.
Doğru. kemiği mikroskobun altına koydum ve 40 kez büyüttüm.
Ora bem. Pus o osso no microscópio... e, numa ampliação de 40 vezes, encontrei vestígios de recuperação.
Buzzie Burke'un ta kendisi.
Buzzie Burke, em carne e osso.
Tamam, Ross. Kemik flebini aç.
Ross, tira o osso.
Kanlı canlı.
- Em carne e osso.
Küçük olmasının esnekliği, yarı kıkırdak dil kemiğinin geniş bir bağ ile bağlanmıştır, bu nedenle kesinlikle mikro çatlaklara neden olabilir.
A flexibilidade do osso jovem e semicartilaginoso... combinado com um cinto largo, uma correia... podia ter causado estas micro-fraturas.
Kemikteki kesikler pürüzlü ve düzensiz.
- Não. E as lacerações no osso eram irregulares.
Kemiği geri koymadınız mı?
Vais deixar o osso de fora?
Saç Kemiği Yoketme Kliniği
CLÍNICA DE REMOÇÃO DE OSSO CAPILAR

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]