Otomobil translate Portuguese
571 parallel translation
At yariºi mi, otomobil yariºi mi?
É uma corrida de cavalos ou de automóveis?
Tatillerde çelik ve otomobil fabrikalarında çalıştım.
Nas férias, trabalhava numa fundição e numa fábrica de automóveis.
12 yıldır otomobil için para vermedin.
Há 12 anos e ainda não pagou o carro.
12 yıldır otomobil için para vermedi.
Há 12 anos sem pagar esse carro.
- Otomobil, banka açmadım.
- Só carros, bancos, não.
Kocaman, bundan daha büyük bir otomobil.
Também ia comprar um automóvel.
Tabii ki otomobil kornası isterim.
Adoro buzinas de automóveis.
Rahibe Bessie bana yepyeni bir otomobil alacak kocaman kornalı.
A Irmä Bessie vai comprar-me um automóvel novo...
Bessie, Dude'a kocaman kornalı yepyeni otomobil alacağını niye söyledin?
Escuta, Bessie, por que disseste ao Dude que lhe ias comprar um automóvel novo...
Ne güzel bir otomobil.
Que lindo automóvel.
Ne güzel bir otomobil.
Näo é um bonito automóvel?
Çok iyi bir otomobil.
É mesmo um belo automóvel.
Ucuza yepyeni bir otomobil almak ister misiniz?
Quer comprar um automóvel barato, novinho em folha?
Başka bir otomobil ve şoför bul.
Arranje outro carro e motorista.
Geçirdiğim otomobil kazasını ve yanımda olan erkeği.
Sobre meu acidente de automóvel e o homem que estava comigo.
- Otomobil fanını kullandım.
- Na ventoinha de um carro.
Geçen yıl 35.000 erkek, kadın ve çocuk ülkedeki otomobil kazalarında öldü.
No ano passado, 35.000 homens, mulheres e crianças faleceram... ... em acidentes de carro neste país.
Otomobil Kulübü iyi bir firmadır...
Não os critico quanto competência.
Bildiğim bir otomobil kulübünü aradım.
Chamei um clube de automóveis que conheço.
- Araba, vasıta, otomobil.
- Um carro, um automóvel.
Otomobil nerede?
Lá está o seu chefe, e o meu! Abram caminho!
Uluslararası Otomobil Kulübü'nün yetkilileri pistin işaretli güzergâhı ile yarış aranjmanlarını tasdik ettiler.
Os juizes do Automóvel Clube Internacional... tinha autorizado a corrida e aprovado a organização.
Günaydın, otomobil kazası, ha?
Bom dia... Acidente de viação?
Otomobil yarış pistinin ortasında durmanı ben istemedim.
Não te disse para te pores no meio de uma pista de automóveis.
Fairchild pırlanta gibi iyi bir şofördü..... baktığı sekiz otomobil gibi.
Fairchild era um óptimo motorista, de verniz considerável, tal como os oito carros de que se ocupava.
- Otomobil.
- Automóveis.
Michot'ya telgraf çekin, Paris'te ona bir otomobil ve bir apartman..... alsın ve bankamızdan bir kredi mektubu versin.
Escreva ao Michot para lhe arranjar um carro em Paris. E um apartamento. Uma letra de crédito no nosso banco em Paris.
Şikago'daki otomobil okuluna gitti.
Ele frequentou a escola automóvel de Chicago.
Kendine bir otomobil alıp... kullanmayı öğrenmesinin zamanıdır.
Já é tempo de ele ter automóvel próprio... e de aprender a guiá-lo.
- Otomobil hırsızı!
- Um ladrão de carros.
Satar. Antika otomobil.
Antiguidades mecânicas.
Otomobil hizmetçi girişinin önünde mi?
O carro está em frente à entrada de serviço?
Evan, otomobil gitti.
Evan, o carro desapareceu.
Son işim bir otomobil şirketinde tamircilikti.
O meu último emprego foi como mecânico.
Böyle ücra bir yerde otomobil olamaz, değil mi?
Aquilo não pode ser um carro por aqui, ou pode?
Otomobil hareket etmiyor.
O carro se não pode mover.
Atlar bağışta bulundu ve bana otomobil satın aldı.
Os cavalos fizeram uma coleta e compraram-me um automóvel.
Kampinge vardığımızda, otomobil girişi kapalıydı.
Quando chegámos ao parque, o portão estava fechado.
Otomobil gezisi yapıyoruz.
Nós vamos dar uma volta de carro.
O otomobil lastiği çalmış.
Ele gamava pneus de automóveis.
Söylemeye çalıştığım balık otomobil olacak, şoförün olan otomobil, balıkta bisikletim.
Quero dizer que o peixe vai... O carro, o motorista, o peixe, a minha bicicleta...
Gece yarısından önce eve dönmeliyiz yoksa otomobil bisiklete sen de sudan çıkmış bir balığa dönüşeceksin. Nefes alamayacaksın ve bisikletim balıklı olacak.
Se chegamos depois da meia-noite, o carro transforma-se em bicicleta e tu voltas a ser peixe, fora de água, e pões-me a bicicleta a cheirar a peixe.
Ve otomobil işini de götürüyor.
E leva a conta automobilística com ele.
Benimle bu otomobil arasına mesafe koyacak herhangi bir yere.
Vou para qualquer lugar, que me afaste longe deste automóvel.
Barlini geçen sene otomobil yarışlarına başarılı bir geçiş yapan ve Formula 1 Dünya şampiyonu olma potansiyeli bulunan eski bir motosiklet şampiyonu.
Barlini o antigo Campeão do Mundo de motociclismo que conseguiu uma mudança de sucesso para as corridas de carros, no ano passado e é certamente um potencial Campeão do Mundo de Fórmula 1.
Yeniden otomobil kullanabilecek misin Scott?
Scott. Vai estar pronto para pilotar?
İki yıldan uzun bir zamandır Formula 1'de otomobil yarıştırıyor.
Ele tem carros de Fórmula 1 a correr, há já dois anos.
Otomobil yarıştırmak ortaya tam anlamıyla bir ürün çıkartmıyordu.
Carros de corrida, não são meramente mais um produto.
Bu bir otomobil, kamyon. - Kamyon? - Beygir mi?
É um automóvel, um camião.
Uygar dünyaya gittiğimizde bir uçak satın alacaktım. Bir de otomobil alacaktım.
Eu ia comprar um avião à civilização.
Otomobil?
O carro?