English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Oylemi

Oylemi translate Portuguese

433 parallel translation
- Gerçekten öylemi acaba?
E fez, desde ja.
- Size öylemi görünüyor?
- Isso é o que Voce pensa.
Sence öylemi, Paul?
Lidei, Paul?
Öylemi?
Não dê.
Öylemi?
Sim...
Öylemi?
Tenho?
Öylemi?
Acha?
Öylemi? - Ama hiç param yok.
É que... eu não trouxe dinheiro.
Öylemi?
Que bom, vamos sair todos para receber o Francisco José.
- Öylemi?
Ah sim?
- Öylemi?
- Sim?
Kanunu kendi ellerine almak, Öylemi?
E fazer justiça pelas suas mãos, não é?
Mahkumlar desteklemiyecekler ve, generaller de bundan hoşlanmayacak öylemi?
E os generais não gostarão? É uma realidade. Garanto.
Yani, alkol, partiler ve kadınlar, öylemi.
Du seja, Schnaps, festas e raparigas. Certo?
Anlıyorsun, öylemi?
Será que sim?
- Kompliman diyorsun, öylemi?
- Tomaria? Tomaria?
Öylemi, Hanımefendi?
É mesmo, senhora?
Bir şekerleme uzmanı öylemi?
Temos aqui uma especialista em doces? Bem, na verdade...
Öylemi düşünüyorsunuz?
Acha? Que é isso?
Kağıt parçası, öylemi?
Um pedaço de papel, hein?
- "Orasını bana bırak", ha öylemi?
- Deixa isso comigo?
Görebildiğim kadarıyla, tüm bu insanlarla paylaşmak zorundayız, öylemi?
Pelo que vejo agora temos que partilhar com todas estas pessoas, huh?
- Opal Ann öylemi dedi?
- Opal Ann disse isso?
Ve beni görmeye geliyorlar, öylemi?
E vêm ver-me, não?
İçeri girip "hoşçakal" deyip çıkacaksın öylemi?
Entra, diz adeus e sai.
Gerçekten öylemi, aşkım?
Achas mesmo, querido?
Ohh öylemi?
Isso porque não é você.
Yani altınları bulamadınız ve çöIün ortasında bıraktınız öylemi?
Deixaste o cofre e fugiste?
Öylemi idi?
- Era?
Öylemi?
É mesmo?
Öylemi? Görünen o ki sineklerin hoşuna gitmiş.
Sim, bom, parece que as moscas gostaram
- Öylemi, neden?
- A sério? Por quê?
- Öylemi diyosun.
- Tens razão em dizer isso.
Ruhlara inanmıyorsun öylemi?
Não acreditas nos espiritos?
Evet, diskotekler ve Macy'nin bir şubesi ve kavasakileriyle turlayan 2 yada 3 çocuk öylemi?
Claro! Com uma discoteca, grandes lojas e dois ou três gajos a exibirem-se na sua Kawasaki, não?
Ah, öylemi?
Quando foi isso?
Oh, öylemi yaptı?
Oh, sim?
Biz diğer tarafa gidiyoruz, öylemi?
Vamos para o outro lado, certo?
Nerden geldiğimizi biliyorsun, öylemi?
Sabes donde ele tirou aquilo, certo?
Öylemi?
A sério?
Öylemi, pekala, bende beni ilgilendireni yaparım.
- Vou fazer com que tenha.
Bak, bunları sonra konuşuruz. şu anda kaçmayı bırakmak zorundasın. Öylemi?
Chegou a altura de recuperar a sua vida e deixar de fugir.
Oh, tanrım, öylemi yaptım?
Meu Deus, eu fiz isso?
Öylemi acaba?
Ah sim?
Öylemi?
Ai, sim?
- Öylemi, ders çalıştırmamı mı istiyorsun?
- Precisas de ajuda na aula?
- Öylemi? Tek nedeni bumu?
- Essa é a única razão?
- Sende öyle Jack. - Öylemi?
- Tu também não, Jack.
Ve onu görmüyorsun, öylemi?
E não o tem visto, pois não?
Öylemi?
Sim?
- Oh, öylemi?
- Ai, sim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]