Oynamak mı istiyorsun translate Portuguese
224 parallel translation
Oynamak mı istiyorsun?
Queres brincar assim?
Oynamak mı istiyorsun?
Queres jogar?
Bunu bildiğin hâlde yine de benimle oynamak mı istiyorsun?
Sua dívida é tão grande que não pode pagar... e ainda assim quer jogar.
Hala kumar oynamak mı istiyorsun?
Ainda quer jogar? Ora veja.
Oynamak mı istiyorsun?
Quer brincar?
- Konuşmak mı, oyun oynamak mı istiyorsun?
- Queres falar ou pores-te com jogos?
Peki akıllı çocuk, oynamak mı istiyorsun?
Ahh, ai queres luta não queres?
Oynamak mı istiyorsun?
Você quer brincar?
Oyun oynamak mı istiyorsun?
Queres brincar?
- Oyun oynamak mı istiyorsun?
- Queres fazer jogos?
- Oynamak mı istiyorsun?
O que você quer? Quer jogar?
Oynamak mı istiyorsun?
Queres brinca?
Oynamak mı istiyorsun?
Queres brincar?
- Gerçekten mi? - Evet. Benimle golf oynamak mı istiyorsun?
- Queres jogar golfe comigo?
Oynamak mı istiyorsun.
Ficar por aqui?
Babayla oynamak mı istiyorsun?
Queres brincar com o papá?
Oynamak mı istiyorsun, sürtük?
Queres brincar, cabra? Queres?
Oynamak mı istiyorsun?
Quer jogar springball?
Kumar oynamak mı istiyorsun?
Queres jogar?
Oynamak mı istiyorsun?
Então, queres brincar?
- Oyun oynamak mı istiyorsun?
- Gostas muito de brincar?
Birden oynamak mı istiyorsun?
Agora, de repente, queres brincar?
- Sen kalıp hayal oyunları oynamak mı istiyorsun?
Queres ficar aqui a brincar ao faz de conta, tudo bem.
- Aldım, Dacks! - Oh, oynamak mı istiyorsun, Pete?
- Acertei no Dacks!
- Kazaydı. - Oynamak mı istiyorsun?
- Queres brincar?
- Oynamak mı istiyorsun, Pete? - Hayır!
Queres brincar?
Oynamak mı istiyorsun?
Vá lá, Pete, brinca!
Şimdi oynamak mı istiyorsun?
Ah, agora queres jogar?
Benimle oyun oynamak mı istiyorsun?
Vai se fazer de difícil?
Babayla mı oynamak istiyorsun?
Queres brincar com ele?
Wilhelm, anladığım kadarıyla oynamak için küçük bir tank istiyorsun.
Wilhelm, soube que quer um pequeno tanque para brincar.
Bu sevkiyatın saldırıya uğrayacağı konusunda kumar mı oynamak istiyorsun?
Quer apostar tudo no ataque deste carregamento?
Madem oyun oynamak istiyorsun ben de oynarım.
Queres usar a tua raça para provar o teu ponto de vista. Eu usarei a minha.
Sen kendi tarzında mı oynamak istiyorsun?
Queres fazer isto à tua maneira? Tudo bem.
bekle... yani o maymun çocukla oynamak mı istiyorsun?
Assim querem jogar com esse menino bonito? - Não, eu gosto do cabeçudo!
Gerçekten oyun oynamak istiyorsun demek tatlım.
Queres brincadeira, näo é, querida?
Kağıt oynamak mı istiyorsun?
Queres jogar?
Tamam, aptalı mı oynamak istiyorsun?
Ok, quer fazer-se de estúpido?
- Oynamak mı istiyorsun?
Queres jogar?
- Telefonla mı oynamak istiyorsun?
- Queres brincar aos telefones?
Bu oyunu oynamak mı istiyorsun Timmy?
Queres jogar a este jogo, Tim?
Saklambaç mı oynamak istiyorsun?
Queres brincar às escondidas?
Bart, John Wilkes Booth'u mu oynamak istiyorsun, yoksa bir manyağı oynamak mı?
Bart, queres interpretar o John Wilkes Booth ou como um maluco?
Tamam, sert mi oynamak istiyorsun? Sert mi olalım?
Quer armar-se em duro comigo?
Piç, oynamak mı istiyorsun? Sana göstereyim.
Cabra!
Sert oynamak mı istiyorsun?
Queres brincar a sério?
Tatlım sen de mi oynamak istiyorsun, Julie ile çıkmak ister misin?
Querida, queres brincar? Queres um encontro com a Julie?
Kumar mı oynamak istiyorsun? ...
Quer arriscar?
- Savunmada mı oynamak istiyorsun?
- Queres jogar à defesa?
Seni kılıçların efendisi yaptım. Sense deliyi oynamak istiyorsun.
Fiz de ti um cavalheiro, mas preferiste fazer de palhaço.
- Annenle kağıt mı oynamak istiyorsun?
Tu queres jogar às cartas com a tua mãe?