Oğullarım translate Portuguese
1,027 parallel translation
Oğullarımla yaşadım ama katı olduğum için benden nefret ettiler.
Vivi com os rapazes, mas eles odiavam-me por eu ser duro.
Oğullarıma topraklarımı miras bırakmak istiyordum.
Quero que os meus filhos mantenham essa marca.
Fabrikamız orda. Oğullarımız orda.
A nossa fábrica e os nossos filhos estão lá.
Oğullarım...
Meus garotos...
Oğullarım!
Meus garotos!
Bırakın oğullarımı sen sepeti al, haydi gidiyoruz buradan!
- O que te deu, mãe? - Vamos embora, tragam as malas.
Ailemi buraya getirmekle hata mı ettim benim güzel güçlü oğullarım iyi bir yaşam sürsün istedim! O kurak topraklarda babaları gibi çürümesinler büyük şehirde daha iyi kazansınlar istedim!
É culpa minha se quis trazer para a cidade os meus filhos, lindos, grandes e fortes, para se tornarem ricos e não ficarem no horror daquela terra ingrata como o pai deles que morreu mil vezes antes de fechar os olhos para sempre?
Bu kaçış yeni bir koloni, yeni bir hayat kurmak oğullarımıza yeni bir şans tanımak ve özgürlük için değil mi?
Tentar arranjar uma nova vida é fugir? Numa nova colónia? Tentar dar aos nossos filhos uma hipótese de viver, uma hipótese de serem livres?
Ve oğullarımız?
E os nossos filhos?
Kocam ve oğullarım yanımda. Hiçbir şeyimi geride bırakmadım.
Com o meu marido e os meus três filhos não estava a deixar toda a minha vida para trás.
Seni öz oğullarım kadar severdim. Ama artık bitti.
Ben, amei-te como amei os meus próprios filhos, mas estamos terminados.
Tüm anahtar personelim oğullarım.
Todos meus homens chave são meus filhos.
Oğullarım.
Os meus filhos.
Treni sınır yakınında durduracak, oğullarım bir araba ile bekleyecek.
Ele pára o comboio junto à fronteira, onde os meus filhos esperam com o carro.
Oğullarım, kızınızı rehin aldılar, lordum.
Os meus filhos levaram a tua filha como refém, senhor.
Senin o Sakson derebeylerine. Şimdi onları "oğullarım" diye çağıracağım. Aynen benden istediğin gibi.
Eu os chamo de filhos como você quis.
Fakat oğullarımın, benim ve benden önceki tüm atalarımın doğduğu yerde hayata gelmesini istiyorum.
Mas eu quero que eles nasçam onde eu nasci e todos antes de mim.
Oğullarım teşekkür ediyor.
Os meus filhos agradecem-Ihe.
Ya oğullarım?
E os meus filhos?
Benim sadece oğullarım var ve onları kaybetmek istemiyorum.
E eu, tudo o que tenho são os meus filhos, e não quero perdê-los.
Oğullarımı öldüreceksiniz.
Assassinaria os meus filhos.
Sen buraya oğullarımı almak için mi geldin.
Veio até aqui para levar os meus rapazes?
Olabilir, Johnson, ama bunlar benim oğullarım.
Isso pode ser verdade, Johnson, mas estes são os meu filhos.
Bütün oğullarım benim için çok şey ifade eder.
Todos os meus filhos significam muito para mim.
Tıpkı oğullarımın ve 5 ya da 6 adamın daha taşıdığı gibi.
Meus filhos e eu e outros cinco ou seis homens.
Gidip oğullarımı bul ve onlara söyle.
Procura os meus filhos e avisa-os.
Tüm oğullarım veled-i zina zaten.
Os meus filhos são todos bastardos.
Bizim oğullarımız onlar.
Eles são nossos.
Geçmişi bilmem hatırlıyor musun, İnsan Oğlu olmandan ve diğer karılarımdan olan oğullarım kadar sevdiğim bir evladım haline gelmeden öncesini.
Não sei se te lembras do tempo anterior a seres um Ser Humano e de seres tão querido para mim como os filhos que fiz com a Mulher Lama de Búfalo e com as outras,
Hoşça kalın, oğullarım.
Adeus, meus filhos.
Bunlar benim oğullarım.
Estes são meus os filhos.
Karım aklını kaçırdıktan sonraydı. Oğullarım ölmüştü.
Foi depois da minha mulher ter perdido o juízo e os meus filhos terem morrido.
Oğullarımla burada yalnızım.
Nós estamos sózinhos agora.
Sıra bize geldi. Ama oğullarımı yalnız bırakmayacağım.
Vou consigo mas não posso demorar.
"Kötü kader oğullarım Gaius ve Lucius'u..."
" Como um fado sinistro me privou dos meus filhos,
Kendi oğullarımı vuramam ben.
Não posso matar os meus próprios filhos.
Gerçek oğullarım mı?
Verdadeiros filhos?
Evrenin kıralı, Tanrımız, emirlerinle bizi kutsadın, Babamız İbrahim'in anlaşmasına göre oğullarımıza tören yapmamızı emrettin.
Abençoado sejais, nosso Senhor, Rei do Universo, que nos abençoastes com os Vossos mandamentos, e nos ordenastes que iniciássemos os nossos filhos, de acordo com o nosso Pai Abraão.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok ama ailemde oğullarım olmalı.
Na minha família só nascem meninos!
Bırak beni, oğullarımı çağırırım.
Soltem-me, eu vou chamar as crianças!
Bırak beni, oğullarımı...
Soltem-me! Eu vou chamar...
İyi akşamlar, oğullarım.
Boa tarde, meus filhos.
Cesaret, oğullarım.
Coragem, meus filhos.
Beni hor görüyor, bana oyun oynuyorlar. Arzu ettiğim oğullar bunlar. Zira hayatım boyunca hor gördüm, oyun oynadım.
Brigam comigo, conspiram contra mim, e isso faz deles os filhos que quero.
Oğullarım.
- Presa com presa até à eternidade. Aqui estão os meus filhos.
- Oğullarını. Onları zindana attın ve onları sonsuza kadar orada tutman lazım.
Puseste-os na masmorra e tens de deixá-los lá para sempre.
Eski dostlarım De Tartas'ların oğulları Didier olgunlaştı, bilinçlendi anladı, hissetti...
O pequeno Didier, filho dos meus caros amigos de Tartas... Pois que puderam, que souberam, que compreenderam, que sentiram...
Karımı çalana kadar, İnsan Oğulları'nın dostuydum.
Fui amigo dos Seres Humanos até eles me roubarem a minha mulher.
Ama onu uzun zaman önce İnsan Oğulları'na kaptırmıştım ve şimdi kendimi göstermek için hiçbir sebep yoktu.
Mas tinha-a perdido há muito tempo a favor dos Seres Humanos e não via uma boa razão para revelar-lhe na altura quem eu era.
Böyle olacaksa Banquo'nun oğulları için kirletmişim aklımı.
Se tal ocorrer pelos filhos de Banquo me corrompi.
Bu yüzden, bir oğul bırakacağım, sonra onun da oğulları olacak. Böylece zincir bozulmayacak ve daima ülkenin başında bir kral bulunacak.
Portanto, deixarei um filho, que, por sua vez, deixará outros filhos para que a sucessão seja contínua e tenham reis para sempre.