English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Pandora

Pandora translate Portuguese

562 parallel translation
Fırkateyni Pandora'yla Büyük Güney Denizinin bilinmeyen tehlikeli resiflerinde dolaşmaya başladı.
Conduziu a fragata, Pandora pelos traiçoeiros recifes dos grandes Mares do Sul.
Efendim Stewart Pandora'da öldü.
Milorde o aspirante Stewart morreu no Pandora.
PANDORA ve UÇAN HOLLANDALI
PANDORA E O HOLANDÊS VOADOR ( Pandora e o Holandês Errante )
Pandora'yı da orada bulabileceğimi biliyordum, kendini parçalarcasına içki içen Reggie Demarest ile birlikte. İnsanların dediklerine göre Pandora yüzünden içer. Ve de iki şey için yaşayan Stephen Cameron ile ;
Sabia que poderia lá encontrar Pandora com Reggie Demarest... que bebia como um desesperado... por Pandora, diziam as pessoas, e Stephen Cameron que só vivia para duas coisas, Pandora e... o carro de corridas com que esperava bater o record mundial de velocidade.
Yıldönümü kutlaması yapıyoruz. Pandora ile tam 1 sene evvel tanışmıştım.
Estamos celebrando porque esta noite faz um ano que conheci Pandora.
Pandora...
Pandora!
Pandora soruşturmada kısa bir süre göründü ama birkaç gündür hiçbirimizle görüşmemişti.
Pandora fez uma breve aparição aos inquéritos... mas passaram-se vários dias até que visse qualquer um de nós.
Neden kötü gösterilmene karşı çıkmıyorsun?
Quantas vezes pensas que Pandora evitou que esse jovem se suícidasse? Porque não evitas parecer tão má?
Niçin ayaklarını yere basmıyorsun Pandora?
Porque é que não desces à terra, Pandora?
Seni seviyorum Pandora.
Amo-te, Pandora.
Efsaneleri asla küçümseme Pandora.
Nunca desdenhes as lendas, Pandora.
Pandora!
Pandora!
Bendeniz Pandora Reynolds.
Sou Pandora Reynolds.
Bunu daha dikkat çekici kılacak tablosunu yaptığım kadının ismi Pandora. Tanrıların cananı. Ona açmasını yasakladıkları kıymetli bir kutu veriyorlar.
E ainda mais incrível é que aquela pintura seja Pandora... a querida dos deuses... de quem recibeu uma preciosa caixa que a proíbiram de abrir.
Ben Indianapolisli Pandora Reynolds'ım.
Sou Pandora Reynolds de Indianápolis e ponto final.
Pandora ilk kadındı ; Yunan efsanesinin Havva'sı olan ve merakı bizlere yeryüzü cennetimize mal olmuştur.
Pandora foi a primeira mulher... a Eva da lenda grega... cuja curiosidade lhe costou o paraíso terreal.
Pandora, abstre olmuş bir kadın gibi görünmeli gelin ve anne ;
Pandora devia aparecer como uma mulher em abstracto... esposa e mãe.
İşte şimdi hakiki Pandora.
E agora é realmente Pandora.
Bu, Pandora olabilir ama benim olmadığım kesin.
Pode ser Pandora, mas certamente, não sou eu.
Ahım şahım bir ressam olduğumdan değil, olağanüstü bir modele sahip olma avantajına sahip olduğumdan diyorum. Ki bu bana Pandora Reynolds'ın yüzünü ve figürünü resmetmek için ilham verebilir ; Tüm erkeklerin yürekten arzuladığı Gizemli Tanrıça'yı.
Não é que eu seja um bom artista... mas tenho a vantagem de ter um extraordinário modelo... que pode inspirar-me a pintar... a face e as formas de Pandora Reynolds... a deusa secreta que todos os homens, nos seus corações desejam.
# Hepsi kahrolası utanç değil mi işte # Pandora, Stephen'a şart koştuğu fedakârlıktan pişman gibiydi ve yarış arabasını geri alması için Stephen'a izin vermeye karar verdi.
Pandora parecia lamentar o sacrifício que lhe exigira a Stephen... e concordou que recuperasse o seu carro de corrida.
Pandora'nın yeni arkadaşı Hendrik van der Zee Otel Isabella'nın bahçesindeki bir sayfiyeye yerleşti. Pandora'nın dâhil olduğu bir ortamda yer almayı sorgusuz sualsiz kabul etmişti.
O novo amigo de Pandora, Hendrich Van der Zee... tinha-se mudado para uma vivenda nos jardins do Hotel Isabela... e era aceite sem reservas no círculo que rodeava Pandora.
Pandora'nın piyanoyu çalışını dinleyiş üslubundaki bir şey dikkatimi çekti.
Algo na sua maneira dele escutar Pandora a tocar atraíu-me a atenção.
- Yukarı gelir misin Pandora?
Queres? - Hendrik está contigo?
Yani "o" sence Pandora mı?
Refere-se a Pandora? Acha que é ela?
Ancak Juan'ın Pandora'ya olan aşkı yeniden alev almıştı.
Mas o amor de Juan por Pandora tinha voltado a renascer.
Sen güzel bir kızsın Pandora. Çok güzel bir kızsın. Çok özür dilerim.
És uma mulher maravilhosa, Pandora... extremamente... maravilhosa.
İnsanların bir nedenden dolayı yaptığı gibi Pandora da bana içini döktü.
Pandora fez-me confidências como as... pessoas fazem, por alguma razão.
Pandora'nın Stephen ile sağ salim evlendiğini görmek istiyordum. Kapıyı aralayıver Maria.
Queria que Pandora segura, casada com Stephen.
Pandora birkaç dakikaya gelir.
Pandora vem dentro de momentos.
Pandora'nın hemen yanındaki boş iskemleye zevkle bakıyordu.
Observou com satisfação a cadeira vazia junto a Pandora.
Ancak bu olayı ona kimse bağlayamazdı. Pandora dışında hiç kimse.
Mas ninguém o ligaria a isso... excepto Pandora.
Pandora defalarca Van der Zee'ye ayrılan iskemleye bakıp durdu.
Pandora olhava insistentemente para a cadeira de Van Der Zee.
Bu boğanın ölümünü Pandora'ya adıyorum.
Brindo a Pandora a morte deste touro.
Bu, Pandora için.
A Pandora!
Pandora buraya geliyor.
Pandora está a subir.
- Hiç de bile. Sana çok kötü davrandım Pandora.
Tenho sido odiosa contigo Pandora.
- Pandora?
Pandora.
Hakikati ona afişe ettiğim için Pandora bana müteşekkirdi.
Ela agradeceu-me por lhe ter revelado a verdade.
Pandora'nın kutusunu açmakla aynı şey.
Abra a caixa de Pandora também.
üstelik bu elmalar çok ekşiydi. Korkarım ki sevgili Berna, sizinkiler bir tür Pandora kutusu bulup açtılar.
O seu povo, Berna, parece ter desenterrado algum novo tipo de Caixa de Pandora!
Ne? Ne kutusu?
Caixa de Pandora?
Adına "Pandora'nın Kutusu" demişler, aslına bakarsanız, "Baldrick'in Pantolonunu" kastetmişler.
Chamaram-lhe "Caixa de Pandora", quando, queriam dizer "Calças do Baldrick".
Pandora.
Pandora!
- Pandora o dertli genci kaç defalar intihardan caydırmıştır dersin?
Simpatizava com ele.
Bazı zamanlar Pandora'ya o kadar sinirleniyorum ki içimden- -
Há alturas em que que me irrito tanto com Pandora, que... v
İyi misin Pandora?
- Pandora, estás bem?
Neden bekliyorsun Pandora?
Porque é que esperas, Pandora?
- Aferin güzel kızıma.
Já falo contigo daqui a pouco, Pandora.
Bir dakikaya geliyorum Pandora.
Em todo o esplendor.
Pandora güvendeydi.
Ela estava a salvo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]