Paniğe kapıldım translate Portuguese
133 parallel translation
Tavşan önüme sıçrayınca paniğe kapıldım.
A lebre saltou e perdi a cabeça.
Ama son anda paniğe kapıldım.
Mas à última hora entrei em pânico.
İşle ilgili paniğe kapıldım, hepsi bu.
Estou em pânico por causa do trabalho, é só isso.
Paniğe kapıldım.
Entrei em pânico.
- Adrienne, niye durdun? - Birden paniğe kapıldım.
De repente entrei em pânico.
Silah seslerini duyunca korktum, paniğe kapıldım.
- Tive medo. O som dos fuzis me assustou.
Bütün düşündüğüm oradan kaçmaktı. Paniğe kapıldım ve sadece oradan çıkmak istedim.
Não pensei em mais nada a não ser em sair dali, em safar-me.
Paniğe kapıldım.
Então, acendi um fósforo.
Heykeli bırakmam gerekiyordu... ama onu istasyonda görünce paniğe kapıldım.
Estava previsto eu deixar só a estátua... mas eu vi-o na estação e entrei em pânico.
Paniğe kapıldım.
Me apavorei.
Bir dersten kaldım ve paniğe kapıldım.
La ser reprovado numa matéria.
Park yerine bakıp polis arabalarını görünce paniğe kapıldım.
Entrei em pânico quando vi aqueles carros todos da polícia no parque.
Hala hastanedeydim, acele edip paniğe kapıldım.
Ainda estava no hospital e entrei em pânico.
Paniğe kapıldım.
Pânico!
Bu çoğu insanın çok hoşuna gider, ama ben paniğe kapıldım.
A maioria teria exultado, mas eu entrei em pânico.
Hizmetçi kanı gördüğünde paniğe kapıldım işte.
Bem, quando a criada viu o sangue entrei em pânico.
Maude'un en sevdiği bitkiye aşırı su verdim. Sonra paniğe kapıldım ve gömdüm.
Reguei de mais a planta preferida da Maude entrei em pânico, e enterrei a planta morta.
- Çünkü... -... paniğe kapıldım.
Porque entrei em pânico.
Tabancasını bana doğrultmuş... hava da buz gibi, paniğe kapıldım.
Estou lá no tecto com ela a apontar-me a arma, cheios de frio, e entro em pânico.
Paniğe kapıldım!
Entrei em pânico.
- Paniğe kapıldım.
- Foi o pânico.
Paniğe kapıldım mı?
Entrei em pânico?
Philly'de yolların kapandığını duyunca, paniğe kapıldım.
Quando soube que Filadélfia estava cheia de neve, disse a estes tipos que isto estava a descontrolar-se.
Paniğe kapıldım.
Eu entrei em pânico.
Paniğe kapıldım. Durup havadan sudan mı konuşsaydım?
Não ia ficar ali a falar do tempo.
Dairesinin parka baktığını fark ettiğimde paniğe kapıldım.
Há um momento de verdadeiro pânico... quando vejo que o apartamento do Paul dá para o parque.
Nefes alamadım. Ve paniğe kapıldım.
Eu não conseguia respirar e entrei em pânico.
Paniğe kapıldım!
Entrei em pânico!
Ama para yoktu. Darin ölmüştü. Paniğe kapıldım.
Mas o dinheiro desaparecera, o Darin estava morto e entrei em pânico.
Çok büyük bir işe giriştiğimiz için paniğe kapıldım. Bu durum beni "hakladı." Ben de Sookie'yi hakladım.
Entrei em pânico pela enormidade do que vamos fazer... e fiquei arrasada e arrasei a Sookie.
Paniğe kapıldım.
Olhe, entrei em pânico.
Paniğe kapıldım ve yoldan saptım.
- Eu entrei em pânico e virei o volante.
Canım öyle yandı ki, paniğe kapıldım.
Magoou-me muito, entrei em pânico.
Başta paniğe kapıldım ; ama bu Joe olamazdı. Joe ölmüştü.
Poderia ter entrado em euforia, mas em primeiro lugar, não podia ser o Joe, porque o Joe estava morto.
Paniğe kapıldım.
Acho que entrei em pânico.
O gece onun iş yerine gittim. Ama oraya vardığımda çoktan ölmüştü. Paniğe kapıldım ve kaçtım.
É verdade, fui encontrar-me com ele no seu escritório, e quando lá cheguei, ele estava... ele já estava morto.
Bilmem, havaalanını terk etmeden önce, biraz paniğe kapıldım.
não sei, antes de sair para o aeroporto tive medo.
Son zamanlarda çok sıkıntılıydın ve ben de paniğe kapıldım. Olanlar için özür dilerim.
Lamento tudo isto.
- Bilmiyorum. Paniğe kapıldım.
- Não sei, entrei em pânico.
Nathan'ın bana kara çaldığını öğrenince paniğe kapıldım.
Entrei em pânico, quando soube que o Nathan andava a lixar-me.
Mark Van der Mer'in öldüğünü duyunca... paniğe kapıldım.
Quando ouvi dizer que o Mark Van der Mer morreu, entrei em pânico.
Son görevde paniğe kapıldım ve herkes bunu yapıp yapamayacağımı soruyor.
Entrei em pánico na última missão. Toda a gente se pergunta se eu sou ou não capaz. E a verdade é que...
Paniğe kapıldım, tamam mı?
Ou a polícia? Entrei em pânico.
Ama, elimden kayıp gittiğini gördüm ve galiba paniğe kapıldım.
Vi-te ir embora e acho que entrei em pânico.
Bilemiyorum hayatım. Herhalde paniğe falan kapıldı.
Não sei, querida, ele assustou-se ou coisa assim.
Ve paniğe kapıldım.
Entrei em pânico!
- Paniğe kapıldım, üzgünüm.
- Desculpe lá.
- Ben biraz paniğe kapıldım hepsi bu.
Só entrei em pânico.
Paniğe kapıldım.
Um gajo passado.
Evet. Tabiî ki ailesi paniğe kapıldı. Bir saat onlarla uğraştım.
Sim, os pais assustaram-se e fizeram-me perder uma hora.
- Ruslar bizi oyalıyor. Bırakın bunu geliştirdiklerini itiraf etmeyi, varlığını bildiklerini bile reddediyorlar. Ama kaynaklarım, Ruslar'ın paniğe kapıldıklarını söyledi.
- Os russos recusam reconhecer a sua existência, quanto mais admitir que estão a desenvolvê-la, mas as minhas fontes confirmam que estão em pânico.