Papaya translate Portuguese
160 parallel translation
Dört çeşit rom, brendi, nar, limon, papaya suyu ördek yumurtası akı.
Rum, conhaque, grenadine, suco de lima, suco de mamão e uma clara de ovo de pato.
Satıcılar mango, tavuk, papaya, hindistancevizi sütü... mum, hurma ve maden suyu... ve her yerde tembel tembel gezen inekleri satıyordu.
Os vendedores de galinhas, mangas, papaias, leite de coco, velas, pilões e água gaseificada. E as vacas que vagueavam por todo o lado.
Yaşasın papaya satıcısı!
Hurra, pela rapariga dos mamões!
Tamam, Bayan Papaya, onun yerine seni koyacağım.
Está bem, rapariga dos mamões. Agora vou apanhar-te a ti.
- Bu Bayan Papaya değil mi?
- Olha, mas é a Mamões!
Papaya kremi adında Hoş ve sihirli formül.
E vou voltar a subir sozinha. Vou voltar ao lugar onde pertenço.
Papaya kremi masajı.
Sei exactamente para que inferno dourado estou a ir.
Yaptığın tek şey papaya kremini kullanmak diyorsun.
O meu próximo Franz Albertzart? Não sabes que preferia morrer?
Fransa Kralı Louis, ona papaya gitmesinde yardımcı olacak ilk insan olacaktır.
O rei Louis da França o ajudará a chegar até o Papa.
Kıraliçeye çağrıda bulunmuş, Roma'da ki Papaya, Konstantineye'deki Sultana. Bunların hepsi kamu için.
Apelos a Sua Majestade a Rainha, ao Papa, em Roma, ao Sultão, em Constantinopla.
Kralımız Papaya karşı savaş açtı, çünkü Papa...
O nosso Rei declarou guerra ao Papa porque este não declara...
Papaya karşı savaş açtık.
Estamos em guerra com o Papa.
Bir papaya aldığında
Cuidado com a pata
Ve bağnazlık derecesinde papaya bağlılık.
E uma devoção quase fanática pelo Papa.
Silahlarımız arasında şu unsurlar mevcuttur : Korku, sürpriz amansız takip ve papaya bağlılık.
Entre as nossas armas constam elementos como o medo, a surpresa, a eficácia implacável e uma devoção quase fanática pelo Papa.
Kuşkucu, hovarda, dik göğüslü, isyankâr deniz ürününün yanında Fanny Hill ölü papaya benzer.
Um marisco cínico, salta-pocinhas, rabelaico e de peito firme, que faz com que a Fanny Hill pareça um Papa morto.
Papaya suyu?
Papaia?
Papaya git ve ona de ki bu başpiskopos İngiltere'ye bir adım dahi atarsa kafasını keserim!
Vai ter com o Papa e diz-Ihe... se o Arcebisbo dele colocar um pé em Inglaterra, corto a cabeça dele!
Papaya yakın olan bazıları ise onun bir satanist olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyor.
Alguns, e estão próximos do pontífice, chegam mesmo a sugerir... tratar-se de um seguidor de Satanás.
Çürümüş papaya.
Um mamão papaia.
Bu papaya.
É papaia.
Papaya ve yer elması sanırım.
Papaia e yams, acho.
Papaya başvurdum.
Recorri ao Papa.
Hadi papaya parayı verelim de ihtiyacımız olanı alalım.
Apropriada para o que é necessário.
Yakında papaya meyvesi de yemek isterler.
Da próxima vez, irão querer papaia.
YEŞİL PAPAYA'NIN KOKUSU
O ODOR DA PAPAYA VERDE
Benim... bahçemin... içinde.. Bir.. papaya... ağacı... var..
No... meu... jardim... tem... um... pé... de... mamão...
Papaya... dallarda... asılı...
O mamão... dá... em pencas...
Olgun papaya... solgun sarı renkli.
O mamão maduro... tem uma cor amarelo claro.
olg... olgun papaya... bal gibi tatlı.
O ma... O mamão maduro... é doce, tem gosto adocicado.
Papaya King'den sosisli alacağım.
Ouçam, vou comprar um cachorro ao Papaya King.
Sinema sosislisi istemiyorum. Papaya King sosislisi istiyorum ben.
Não quero um cachorro do cinema, quero um do "Papaya King".
Papaya her şeyin yeni çifti lazım
O papá precisa de um novo par de tudo.
Trunç kabuğu portakal suyu bir parça da papalla tohumu ekstraktı deneysel bir lezzet.
Casca de citra antrássica, sumo de laranja com apenas uma pitada de extrato de papaya... uma mistura experimental.
Sevgili papağanım, kendine gelmeli ve Papaya'yı koklamalısın.
Meu caro Mac, tens de acordar... E cheirar as papaias.
"Mükemmel," New York ve Gray'in Papaya sosisi olurdu.
Seria perfeito se fosse Nova lorque e um cachorro do Gray's Papaya.
- Gray'in Papaya'sı da ne?
- O que é um Gray's Papaya?
Hem de birkaç Gray'in Papaya sosislisiyle.
Com alguns cachorros-quentes do Gray's Papaya.
- Papaya suyumu?
Sumo de papaia? Está bem.
Onu papaya saklıyoruz sanıyordum.
Julguei que estávamos a poupá-lo para o Papa.
Papaya rejimiymiş.
Dieta à base de papaia?
İşte büyük bir muz, çok tombul bir papaya... ve... güzel bir mango.
Sim, aqui tem... uma banana grande... um mamão bem gordo... uma manga bonita...
Diğer taraftan... bu fotoğraf papaya mı ait?
Acha possível que no outro lado desta folha esteja uma fotografia do Papa?
Ben sadece, sadece 8 gün önce çekilen bu fotoğraf papaya mı ait diyorum. - Onun Roma'da güvende olduğunu gösteren? - Hayır!
Poderá ser uma fotografia do Papa tirada há 8 dias, provando que ele está em Roma?
papaya getirin
Traz ao Papá.
Biz de aynı katalogları sipariş ettik ve sayfaları çevirerek kızlarla tozlu geçitlerde dolaştık ara sıra durarak sırt çantalarına yardım edip ellerimizi onların sıcak, nemli omuzlarına koyarak papaya renkli günbatımlarına dalarak gezdik.
Encomendávamos os mesmos catálogos e, folheando as páginas, caminhávamos por caminhos empoeirados com elas, parando aqui e ali para ajudá-las com as mochilas, pondo as nossas mãos nos seus ombros quentes e húmidos, e olhando para o pôr-do-sol cor de papaia.
Eger papaya, başkana ulaşabiliyorlarsa sen de ona ulaşacaksın.
Se conseguem chegar até ao Papa e ao Presidente, certamente consegue chegar até ele.
Katolikler, papaya inanmıyorsan, cehenneme gidersin diyorlar.
Os católicos dizem que não acredito no Papa, então vou para o inferno.
Papaya benziyor
Parece o Papa.
Avokado, ıspanak, malanga ve ancak püresini yiyebildiğim papaya.
Abacate, espinafres, inhame...
Papaya bile bedava olmaz.
De borla nem com o papa.