Paragraf translate Portuguese
392 parallel translation
Bir yasa tasarısının paragrafı, siyahlarla beyazlar arasındaki evliliklere olanak sağlıyor.
Passam uma nota, para permitir os matrimonios mistos entre brancos e negros.
Medeni Kanun'daki Paragraf 59B, Bölüm 25F'den bahsediyorsunuz.
Refere-se ao Parágrafo 59B, Secção 25F do Código Civil.
Paragrafı kapat.
Ponto final parágrafo.
Bir paragraf kaldı.
Falta só um parágrafo.
Gördüğüm kadarıyla 133. paragraf diyor ki...
Camisas de manga. Estou vendo um parágrafo...
Paragrafınızı verin.
Diga o que quer.
Ben bir paragraf bile doldurmam.
Nem dá para um parágrafo.
Paragraf başı ;
Outra linha, abra aspas.
Sözleşme tarihi 8 Haziran 1925. paragraf 34, A maddesi.
Contrato datado de 8 de Junho 1925, parágrafo 34, subdivisão'letra A'.
Sayfa 62, paragraf altı, kısım B.
Página 62, parágrafo seis, subdivisão B.
Ama bana verilen konunun ilk paragrafını bitirdim... sadece birkaç dakika uğramak ve doğru yolda... olup olmadığımı öğrenmek istiyordum.
Acabei o primeiro parágrafo da tarefa... e só queria passar por casa dela por alguns minutos... e ver se estava no bom caminho.
Paragraf başı.
Parágrafo.
Paragraf.
Parágrafo.
Birkaç paragraf bir sey yazmissin ve bunlar için en ufak bedel ödemiyorsun.
Escreve uns quantos parágrafos e sabe que mais? Nada disto lhe custa porra nenhuma.
Yeni paragraf.
Parágrafo.
İşi bırakırsan, sana verdiğimin yarısını ceza olarak bana ödeyeceğini yazan küçük bir paragraf var.
Tem um pequeno parágrafo que diz que pagas uma multa de metade do que te dei se desistires.
Paragraf 1A açıkça belirtiyor ki...
O parágrafo 1A diz claramente...
- Paragraf 12 yi incelerseniz...
- Se examinar o parágrafo 12...
Ceza Yasası'nın 415 numaralı paragrafını ihlal etmiş bulundunuz.
Violaram o parágrafo 415 do código penal.
PARAGRAF 6 : "NASIL GÖRÜNÜLMEZ?"
PAR. 6 :'COMO NÃO SER VISTO'
Kanunun 2516. bölümünün 2315. bölüme atıfta bulunan C paragrafı.
2516 do Código dos EUA, parágrafo C, onde se referem à secção 2315.
Ayrıca bölüm G, paragraf 1.
Também a secção G, parágrafo um.
Son paragrafı oku, eğer kimyasallara ilgini kaybettiğini, işinden istifa edip..
- Não leste o final, o último parágrafo. Acreditarão, se disseres que perdeste o interesse pelos químicos, que já não queres trabalhar aqui e que vais para a Europa.
Paragraf başı.
Outro parágrafo.
Eğer okuyucunun anlamasını istiyorsan ilk paragrafın daha açık olması gerek.
O 1 ° parágrafo deve ser mais claro... para o leitor perceber.
Çünkü Bernard, Solihull Raporunun içerdiği bir paragraf.. .. Michael Bradley ve Sloane Enterprises Ltd.. .. finansal durumu hakkında şüpheye düşürüyor.
Porque, Bernard, o Relatório Solihull contém uma alínea que questiona a solidez financeira da michael Bradley and Sloane Enterprises, Ltd.
Sör Frederick karşılık paragrafımızın tabiri caizse pazarlık kozu olmasını önerior.
Penso que Sir Frederick está a sugerir que o parágrafo ofensivo, poderá ser, digamos, um termo negocial.
Yeni paragraf.Yedi yıllık bir amortisman dönemi üzerinde anlaştık.
Parágrafo. Estabelecemos um período de amortização de 7 anos.
Ee, yeni paragraf.
Sim, novo parágrafo.
Yeni paragraf.Onlar birinci alternatife karar verdiklerini söylediler... lisans ücretinin teçhizatı 7 yılda ödemesine.
Novo parágrafo. Disseram que, como escolheram a Alternativa 1... a taxa de aluguer pagaria o equipamento em 7 anos.
Yeni paragraf.Uzun dönemde kuşkusuz haklılar.
Novo parágrafo. Eles acabam por ter razão.
Şimdi eğer bu paragraf tarihin değiştiğini anlatmıyorsa ne değiştirir bilmem.
Se isso nao e tratar de vencer a historia...
* Ama bir paragraf bile yazamadım
Não tenho um parágrafo
Böyle paragraf mı olur?
Chamas a isto um parágrafo?
Bunu göndermelerini söyle ama son iki paragraf kalsın.
Manda isto, mas não estes parágrafos.
Yeni paragraf...
Mudança de parágrafo.
Saat 10'na kadar son iki paragrafı ayır. Oldu mu?
Aguenta os 2 últimos parágrafos até às 10 horas,'tá?
Karşı gelenler, 366.025 nolu kanunun 11. Maddesi, B Paragrafına göre yargılanacaktır.
A sua recusa implica a violação do regulamento 366025, secção 11, parágrafo B.
15 çoktan seçmeli ve 5 paragraf sorusu olacak.
Será constituído por 15 perguntas de escolha e 5 de desenvolvimento.
Bölüm 26, paragraf 5.
Secção 26, parágrafo 5.
Bölüm 26, paragraf 5 : "Yalnız bilmesi gerekenlere".
Secção 26, parágrafo 5 : "Não tem de saber...".
Bay Perry, Şiiri Anlamak isimli açılış paragrafını okuyun.
Sr. Perry, leia o parágrafo intitulado "Compreender a Poesia".
Ayrıca El kitabının 539.cu paragrafında ki yetkiyle...
Então, pelo parágrafo 539 do manual...
"Paragrafın birinci ve ikinci altbölümlerinin amacı..."
"Em relação às alíneas um e dois dos parágrafos..."
Giriş paragrafı, aşk sözleri.
Ele escreve palavras de amor.
Yönetmeliğin, 4 nolu paragraf, 62 nou bölümü neyi dikkat çeker?
Que diz o parágrafo 4, alínea 62, do Regulamento?
Sessizliğin kitapları doldurur,... ya da en azından, noktalama özürlü bir paragrafı.
O teu silêncio fala por si. Ou pelo menos, alguns ruídos.
Madde 14, paragraf 5, bent 6 ve 7.
Clausula 14, Parágrafo 5, itens 6 e 7.
Ne yazık! Yakınlarda Morning Post'ta çıkan küçük bir paragraf gözünüze çarpmış olabilir.
É possível que tenham reparado num pequeno parágrafo no Morning Post.
Birinci paragraf.
Parágrafo Um
Son parağrafı okur musunuz?
Poderia ler o último parágrafo?