English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Pasaklı

Pasaklı translate Portuguese

469 parallel translation
Ve o kadar pasaklılar ki, bizim gibi olmayanlardan utanıyoruz.
E andam tão andrajosas que teríamos vergonha, se não andassem todas assim.
Bir kadının o pasaklı ropdöşambrını görmesine izin vermez.
As senhoras não podem ver o roupão dele.
Neden, seni küçük, pasaklı —
Sua menina asquerosa...
Sizi pasaklı serseriler.
Cambada de porcos.
Aman Tanrım! Şu pasaklı çocuklar da kimin böyle?
Meu Deus, de quem são aquelas crianças tão sujas?
- Esas sen güverteyi temizle küçük pasaklı...
Esfrega-o tu, criatura imunda!
Karısı gittikçe şişmanlayıp pasaklı bir kadın oldu. Ne lüzum var?
A mulher engordou e desleixou-se.
Hazırla onları. Orada pasaklı asker olduğunu öğrenirsen, Onların hepsini toplayıp temiz olmayı öğreteceksin.
Se houver um soldado desleixado caberá a todos os outros ensiná-lo a ser limpo.
Ben mi, aslında biraz pasaklıyımdır.
- Francamente, sou um pouco grosseira.
Dün gece bazı pasaklı misafirlerimiz vardı.
Tivemos umas visitas indesejadas, ontem à noite.
Tam bir pasaklısın.
Estás todo sujo.
Dağınıklık için üzgünüm, korkunç pasaklıyımdır.
Desculpe a bagunça. Sou muito preguiçosa.
-... pasaklıyım, evet.
Preguiçoso, sim.
Böyle şeyler sayesinde artık pasaklı bir Küba kızı değilsin.
graças a isso você deixou de ser uma cubaninha do povão para se converter numa mulher formosa e rutilante.
Böyle şeyler sayesinde artık pasaklı bir Küba kızı değilsin.
Graças a isso você deixou de ser uma cubanasinha reles para se converter em uma mulher formosa e rutilante. Você é insuportável. Nunca sei se está falando sério ou se está zombando de mim.
Teğmen'i, Punchy'i, Limey'i, Bebek Surat'ı, Doktor'u, Şair'i, Tatlı'yı ve Pasaklı'yı, şimdiye kadar yapılmış en güzel savaş filmlerinde izleyin.
Acompanhem os tenentes Punchy, Limey, Baby-Face, Doc, o Poet, Pretty Boy e Slattery através de um dos mais interessantes filmes de guerra já realizados.
Pasaklı ve derbedersin.
Anda imundo e descuidado.
- Sence öyledir, pasaklı küçük mankafa.
- Você acha, baixinha insignificante. - Insignificante!
- Pasaklı! Koca ayı, sen de!
É você, brutamontes.
Carol pasaklı değil.
Carol não é insignificante.
Bana pasaklı diyorlar, ama ben işimi yapıyorum
Chamam-me bandalho Mas eu faço o meu trabalho!
Pasaklı, pis kokulu ve berbattı. Onu çok sevdim.
Era sujo, malcheiroso e seboso, e gostei muito dele.
Adın pasaklıya çıkacak diye mi korkuyorsun?
Teme que digam que é uma "má dona-de-casa"?
Sivillerle pasaklı karılarına kapı açıp bahşiş almak için mi?
Receber tostões de civis a arrotar, por lhes fechar a porta do táxi?
- Gerçekten çok pasaklısın.
- És mesmo desajeitado.
İlki pasaklı olan kadındı... sonra karısı, sonra o kadın ve şimdi de kızıl saçlı... evet, çok hoş birşey olmalı.
Primeiro foi a desenxabida. Depois foi a mulher e depois é que foi essa. Agora é uma ruiva...
- Şu pasaklı kaltağı götür!
- Levem-me esta pega daqui para fora!
Seni kendini beğenmiş, ahmak..... pasaklı serseri!
Seu presunçoso... convencido, relaxado, nojento!
Pasaklı mı?
Quem é relaxado?
Her şeye bağırıp çağıran pasaklının tekiydi.
Uma cabra das piores que se irritava por tudo e por nada.
Gerçekten pasaklı bir çocuksun.
És realmente um rapaz muito desarrumado.
- Biraz pasaklı, değil mi?
- É um pouco desleixado, não é?
Seni pasaklı kevaşe!
Asqueroso, baboso pervertido!
Pasaklı!
Scruffy!
Pasaklı, basınla tanış.
Scruffy, apresento-te a imprensa.
Kim aynı zamanda hem şık hemde pasaklı görünmek ister?
Quem pretende ser sujo e inovador ao mesmo tempo?
- Pasaklının tekiymişsin Phill.
- És um desleixado, Phil.
- Pasaklı ya.
- És tão desarrumado.
Pis pasaklı.
Vagabundos imundos.
Baba, Pasaklık için tüm kıyafetlerim hazır.
Deve estar louco!
Nasıl pasaklı sarışınlarla olmuyorsam onun gibi işte.
Pela mesma razão que não ando com loiras vulgares.
Pasaklısın ama kahveyi iyi yapıyorsun.
És um porco, mas fazes bom café.
Ta ki bu oyunda 20 kazanana kadar. Tabii bu senin pasaklı biri olduğun anlamına da gelir.
Mas enquanto não tiver ganhado as 20 partidas... significa que é um porcalhão.
O kirli, pasaklı, sinsi, küçük bir canavar.
Ela não passa de uma besta suja e nojenta.
New Haven'da Nubby's adlı yer aslında bence Pasaklı daha uygun bir isim olurdu.
Em New Haven, um lugar chamado Nubby's. "Grude" seria um nome melhor.
Bir zamanlar pasaklı, yaşlı bir adam varmış ve biliyor musun, o da şu evet-ve-hayırcı tiplerden biriymiş.
Era uma vez, havia um homem bem rude. Daqueles que só respondem "sim, ou" não "...
Ben inatçı oğlum Daniel için arıyorum... Kim bu kadar nankör olabilir ki! Ta ki o pasaklı fahişe Alice oğlumu baştan çıkardığından beri!
Eu telefono para lhe falar do meu atrevido filho Daniel... que está a actuar como um ingrato... desde que foi seduzido pela puta e vaca da Alice!
İnanılmaz derecede pasaklıyımdır.
Sou muito desarrumada, sabem.
O ; uzun, pasaklı, mide bulandırıcı saçlar.
O homem asqueroso de cabelo comprido.
Pasaklı.
Ele é um horror.
Al bakalım seni pasaklı hindi, şimdi konuşacak mısın benimle? Bana söyleyeceğin bir şey var mı?
Vai-me dizer alguma coisa, agora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]