Patates translate Portuguese
3,709 parallel translation
Stoneside'da patates ve soğan halkası yiyoruz.
Estamos no restaurante Stoneside, a comer batatas fritas e aros de cebola.
Patates püreli krep ve kızılcıklı jöle eşliğinde.
Com panquecas de puré de batata e geleia de amora.
Elma şekeri, Crunch'n Munch ballı krep, jelibon, patates kızartması, havyar, kraker, sos.
Cereal, pipoca doce, panqueca, goma, batata, caviar, biscoito, molho.
Küçük Diana saçını örüp dostluk bileklikleri yaparken küçük Grant kilit açmayı ve patates silahları yapmayı öğreniyordu.
Enquanto a pequena Diana trançava os cabelos e fazia pulseiras de amizade, o pequeno Grant aprendia a arrombar fechaduras e usar armas de batata.
Yanında patates kızartmasıyla pastırma burger müthiş görünüyor.
A sandes de bacon com batatas fritas parece terrível.
Patates kızartması ve güzel bir tatlı var.
Fritos e uma boa sobremesa.
Kontrolden çıkmaya hiç gerek yok, patates çuvalı.
Não há motivo para ficares todo irritadiço.
Sihirli kelime patates.
A palavra mágica... é "batata".
Karşımda patates salatası hazırladı.
Fez salada de batata na minha frente.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Amerikalı bir teğmen ve bölüğü yiyecek ararken bir patates tarlasına denk gelmişler.
Na Segunda Guerra, um tenente americano e a tropa dele atravessavam um campo de batatas à procura de alimento.
Üç tane çırpılmış yumurta jambon, sosis, patates kızartması kızarmış ekmek, portakal suyu, kahve.
Três ovos mexidos, bacon, salsicha, fritas, - torrada, sumo de laranja, café. - São meus.
Patates bataryana bayıldım, Harper. - İyi iş.
Adoro a bateria a batatas, Harper.
Elbette. dünyada herşeyden daha çok sevdiğin insanlarla oturmak duble peynir burger ve patates kızartmaları yemek... işte bu cennet olmalı.
Claro, estar com as pessoas que mais amas no mundo a comer um hambúrguer duplo com queijo e batatas fritas?
.. bana sadece bir patates veriyorsunuz.
Deu-me uma batata.
Patates kızartması aşkına!
Valha-nos Deus!
Siparişindeki patates salatasını unuttular mı cidden? !
Não, eles não se esqueceram da salada de batata no teu pedido para levar!
Patates güzelmiş.
As batatas fritas são boas.
Patates için.
Pela batata frita.
Patates kızartmalarımı ister misin, Apes?
- Queres as minhas batatas, Apes?
Patates kızartmasıyla balık canı isteyen var mı?
Querem peixe e batatas?
Patates kızartmasıyla balık yemeye gidiyoruz, John.
Vamos às compras, John.
Taşa dönmüş patates?
- Batatas podres?
İki yumurtalı omlet, sosis, biscuit ve kızarmış patates lütfen.
Dois ovos mexidos, salsicha, bolo e batata assada.
Tatlı patates sandalyesindeki.
A cadeira dos inhames.
Yahu ben insan mıyım yoksa patates miyim?
Sou um homem ou um douradinho?
Ayrıca patates cipsi?
E batatas-fritas?
Oyunculuğunuz berbat ve ancak bir patates salatasına lazımsınız.
Vocês são péssimos actores e comem a salada de batata toda.
Benden patates salatası yapılmadı.
Fui eu que fiz a salada!
- Biraz daha kızarmış patates getireceğim.
Tenho de ir buscar mais batatas fritas.
Yemekte kızarmış tavuk ve patates, tatlı olarak Taşlı Yol... ve istek üzerine çikolatalı pasta.
O jantar é frango assado com batatas e a sobremesa é gelado de chocolate e o bolo de chocolate que querias.
Patates püresi çok sıkıydı, inan bana.
O puré de batata era incrível.
Patates rendesiyle.
Com um passe-vite.
Hiçbir şey "üzgünüm" diyemez. Mesela Smokehouse'dan çekilmiş domuz eti ve patates salatası gibi.
Nada diz "desculpa" como sanduíches de porco assado e salada de batata.
Burada bir sürü patates var çavuş.
Não há mais nada a não ser muita batata, Sargento.
İçeri gel dostum. Patates cipsim, şekerim, ay çöreğim ne istersen var!
Venha, eu tenho batatas, doces, bolos, o que quiser!
- Hamburger ve patates kızartması.
- Hambúrguer e batatas fritas.
Ama adamın günahkarlara hiç merhameti yokmuş ve onu patates gibi kızartmış.
Mas ele não teve misericórdia dos pecadores. Queimou-os a todos.
Sahte göğüse en çok yaklaştığım anım Kathy Conklin'in bluzundan içeri girmek ve bir torba patates püresi çıkarmak oldu.
O mais perto que estive de umas mamas falsas foi quando levantei a camisola à Kathy Conklin e encontrei um saco plástico cheio de puré de batata.
Çizburgerin ve 24 parça patates kızartman.
O teu hambúrguer de queijo, e as tuas 24 batatas fritas.
- Benim karım patates gibi.
- A minha mulher é uma batata.
Patates ile dilim domuz. Cevizle meşe üzerinde ağır ağır pişmiştir.
Pastéis de milho e porco desfiado assado lentamente sobre lenha de nogueira e carvalho.
Eğer patates cipsi veya konserde bir cigara paylaşıyor olsaydın takdire şayan bir davranış olurdu.
E seria admirável, se dividisse as suas batatas fritas, ou a compartilhar a todos um baseado num concerto.
Patates silahı da nedir?
- Uma arma de batatas?
Patates.
Batatas.
Dünyanın patates kızartıcılarına da ihtiyacı var.
O mundo também precisa de cozinheiros.
Bekle. Patates kızartmalarını mı istiyorsun?
Queres a batata de volta?
Patates.
Batata.
Fransız usulü patates kızartması.
Nem me fales dos franceses.
Ney? Patates kızartması.
Batatas fritas.
Patahtes, Potahtes patates değil.
Não.
Bunlar sadece patates, çavuş.
São apenas batatas, Sargento.