Peck translate Portuguese
354 parallel translation
Arkaya geçip bir grup hayvan alın.
Gwen e Peck, para a retaguarda.
- Herkes Gregory Peck olamaz.
- Nem todos podem ser o Gregory Peck.
İsterse "Peck'in Kötü Çocuğu" nu oynar, onu kim durduracak?
Ela pode interpretar tudo o que quiser, quem a vai impedir?
Ellie ile evlendiğim günlerde Bartham Henderson ve Peck hukuk firmasındaki konumum...
Quando me casei com a Ellie, o meu futuro na firma de advocacia... Bartham, Henderson e Peck era nebuloso...
Kabullen, güzel kızlar beni istemez, Gregory Peck'i isterler.
Repare, nenhuma garota bonita me quer, quer o Gregory Peck.
- Gregory Peck'i düşünüyor olmalısın.
Deves estar a pensar no Gregory Peck.
- Hayır aptal. Eğer Gregory Peck'i isteseydim, onunla evlenirdim.
Tolinho, se quisesse o Gregory Peck, ter-me-ia casado com ele.
- Gregory Peck.
- O Gregory Peck.
Baksana Gregory Peck, neler olduğunu söyleyecek misin?
Ouve lá, Gregory Peck, gostava de perceber.
Gregory, Rolman Peck.
Gregory, Rolman Peck.
Marlon Peck ve Gregory White.
Marlon Peck e Gregory White.
Gregory Peck'e söyle bunu benim için yapmalı.
Diz ao Tell Gregory Peck que precisa fazer isto por mim.
Flanel elbisesiyle Gregory Peck'e benziyor.
Ele parece o Gregory Peck com o fato de flanela azul.
- Yapın, Peck.
- Trate disso, Peck.
Bay Peck bu borina halatını doğru bağlayamıyoruz.
Sr. Peck... Parece que não conseguimos dar este nó como deve de ser.
Askeri polisin aradığı şüpheliler, John Smith, Bosco Baracus ve Templeton Peck Los Angeles-Broadway'de 5. kokteyl salonunda görüldüler.
Avisaram a polícia militar que os suspeitos John Smith, Bosco Baracus e Templeton Peck foram vistos num bar na esquina da 5ª Avenida com a Broadway em Los Angeles.
Templeton Peck, Faceman olarak tanınıyor.
- Templeton Peck, conhecido por Caras.
Smith, Baracus ve Peck'i Hanoi Bankası işi için paraşütle atlayacakları yere sen götürdün ve bence bugün hâlâ onlar için çalışıyorsun.
Você ajudou o Smith, o Baracus e o Peck, quando assaltaram o Banco em Hanói, e ainda trabalha com eles.
Ama Bay Peck, ilaçlama uçağı mı?
Mas, Sr. Peck, um avião de pulverização?
Bay Peck, sizi tekrar görmek harika.
Sr. Peck, é um prazer voltar a vê-lo.
Masanıza Bay Peck'in favori şaraplarından birini sipariş ettim.
Pedi uma garrafa do seu vinho preferido para a sua mesa.
Sen, Jaclyn Leigh Taylor Templeton Peck'i yasal kocan olarak kabul ediyor musun?
Jackie Leigh Taylor, aceita Templeton Peck como seu legítimo esposo?
Ve sen, Templeton Peck Jaclyn'i yasal karın olarak kabul ediyor musun?
Templeton Peck, aceita Jaclyn como sua legítima esposa?
Sen, Jaclyn Leigh Taylor Templeton Peck'i yasal kocan olarak kabul ediyor musun?
Jaclyn Leigh Taylor aceita Templeton Peck como seu legítimo esposo? Aceito.
Ve sen, Templeton Peck Jackie'yi yasal karın olarak kabul ediyor musun?
Templeton Peck, aceita Jackie como sua legítima esposa?
Los Angeles'tan Templeton Peck.
Templeton Peck, dos Peck de Los Angeles.
- Evet, Bay Smith?
- Sr. Peck.
Helikopter anahtarlarını unutmayın.
Sr. Peck, não se esqueça da chave do helicóptero.
Bayan Templeton Peck olmak o kadar kötü bir ikinci seçenek miydi?
Ser a Sra. Templeton Peck teria sido uma segunda escolha assim tão má?
Günlük gazetedeki fotoğraf Templeton Peck'e çok benziyor.
É uma foto de um homem que apareceu num programa local e que se parece muito com o Templeton Peck.
Smith, Templeton Peck'i uyaracak.
O Smith vai avisar o Templeton Peck.
Albay John Smith, Teğmen Templeton Peck ve Çavuş Bosco Baracus askeri polisin uzun süren takibinden sonra Los Angeles şehir merkezinde tutuklandılar.
O Coronel John Smith, o Tenente Templeton Peck e o Sargento Bosco Baracus, foram detidos após uma longa perseguição militar pelo centro de Los Angeles ".
Bu insanların, senin aslında A Takımı'nın Templeton Peck'i olduğunu bilmesini istemezsin değil mi?
Não quer que estas pessoas saibam que é o Templeton Peck dos Soldados da Fortuna, pois não?
Teslim ol Peck!
Desiste, Peck!
Albay, bu Peck!
É o Peck!
Jes Amca, Carrie Yenge, bu John Smith Templeton Peck...
Tio Jes, tia Carrie, este é o John Smith. Templeton Peck.
Ben Hannibal Smith. Ben de Templeton Peck.
E eu sou o Templeton Peck.
Adım Walter Peck.
Eu sou Walter Peck.
- Şu Peck denen adam nerede?
- Onde está este Peck?
Bana Gümrükten Scappy Peck'yi bağlar mısın?
Põe-me o Scappy Peck em linha na Alfândega.
Hadi. - Scappy Peck şu an hatta.
- O Scappy Peck está em linha.
Sağdaysa Teğmen Templeton Peck'imiz var. Ünlü A Takımı'nın üyesi.
À direita, temos o tenente Templeton Peck, membro do notório esquadrão A.
Eski Teğmen Peck.
Antigo tenente Peck.
"Sonsuza dek senin, Templeton Peck."
"Para sempre teu, Templeton Peck."
Templeton Peck benim oğlum.
Templeton Peck é meu filho.
Evet, adım Templeton Peck ve ister inanın ister inanmayın, sizi kurtarmak için buradayım.
O meu nome é Templeton Peck e acreditem ou não, estou aqui para resgatá-los.
Tamam Peck, tamam.
Está tudo bem, Peck, a sério.
Bay Peck, o tekne çok gizli denizaltı bulma donanımıyla ağzına kadar dolu.
E sr. Peck, aquele barco está "apenas" equipado com equipamento para detecção de submarinos, ultra-secreto.
" Lütfen bunu Templeton Peck'e ulaştırın.
" Por favor, entregue isto ao Templeton Peck.
Önce seni yakaladığımdan emin olacağım sonra gidip Peck'i alacağız. Yolun sonu Smith.
É o fim da linha.
- Peck benim.
- Sou eu.