English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Percocet

Percocet translate Portuguese

113 parallel translation
Percocet?
Percocet?
- Sorun ne? - Bir saat önce ona iki Percocet verdim fakat etki etmedi sanırım.
Dei a ela dois comprimidos há uma hora, mas não estão fazendo efeito.
Onlara bir Percocet, iki Vicodin ve bira ver külotlar aşağı iner.
Dá-se-lhes um Percocet, dois Vicodin e umas cervejas e lá se vão as cuecas.
Hangisini aldınız efendi, Vicodin mi Percocet mi?
O que tomou? O Vicodin, ou o Percocet?
Bu sürede de önerilen ağrı tedaviniz de... morfin, percocet ve darvocet'ten oluşuyor.
Os analgésicos serão... FISIOTERAPIA morfina, Percocet, Darvocet.
Bu sefer ne istersiniz?
Percocet ou meperidina?
Percocet mi Demerol mü? Percocet'e alerjim var.
Sou alérgico a Percocet.
Kendini daha iyi hissederse, Percocet verip evine yolla.
Se ela se sentir melhor, manda-a para casa com Percocet.
Elle, olanlara bozulduğunu biliyorum ama bir ağrı kesici alsan geçmez mi?
Eu sei que andas perturbada por isto tudo, mas porque não tomas antes um Percocet?
Bu bok insanı Percocet almış gibi yapar.
Esta merda dá uma pedra do caraças!
Bana sert birşeyler ver. Uyarıcı...
Arranja-me um Percocet com gim.
Anne yatak odasında Percocet içip kendinden geçer.
Então, a mãe está no quarto, adormecida sob o efeito de Percacette.
Tamam, Bay Percocet.
Está certo, Sr. Comprimidos.
Hemşire uyuşturucu ilaç kontrolü yapmış, 50 Percocet eksikmiş.
Só te vim dizer que faltam 50 comprimidos de Percocet.
Altı aydan uzun süredir rehabilitasyonda.
Barnes não roubou o Percocet, está na Reabilitação há mais de 6 meses.
- Bunlar Percocet.
São Percocet. J.D...
Bayan Brady, litotripsi ile böbrek taşınızı kıracağız. Bu arada ağrınızı kesmesi için Percocet vereceğiz.
Ok, Sra Brady, vamos partir-lhe a pedra nos rins com Litotrícia e entretanto prescrever-lhe Percocet para a dor.
Hap bağımlısı olan çocuğun adını biliyor musunuz?
Sabem como se chama o miúdo viciado em "Percocet"?
LA'a dönmelisin, biraz viski ve Percocet içip, bir aktrisle yemeğe çıkmalı ve kendini yok etmeyi bırakmalısın.
Você precisa voltar para LA... ter um Bushmills e um Percocet, sair com uma atriz... procurando promover a carreira dela e acabar com esse comportamento auto-destrutivo.
Percocet yüzünden uçmuş vaziyette. Evin her yanı salya oldu.
- e deixou baba pela casa toda.
Bir ton Sudafed karşılığı birkaç Percocet istedi.
O agarrado tentou dar-me uma tonelada de Sudafed em troca de algumas dezenas de Percoset.
Percocet, Oxy, Valium.
Percocet, Oxy, Valium.
Dişlerimden vazgeçtim. Percocet alıyorum bütün gün. Zavallı varlığımın acısını dindirmek için...
Acho que o que acontece é que, de uma temporada para a outra, tudo muda.
Percocet.
Percocet.
Son beş ayda 18,000 Oxycontin, 12,000 Percocet, 9,000 Vicodin.
É melhor prevenir do que remediar. Passei o voo todo a repetir coisas dos livros do Jack Ryan.
Percocet ise dizlerinin üzerine düşmemen için en iyi dostundur.
O Percocet é melhor quando os joelhos querem cair.
Percocet * de bunu kanıtlıyor.
O Percocet encarrega-se disso.
Percocet alıyorum bütün gün. Zavallı varlığımın acısını dindirmek için...
Passo o dia a tomar Percocet para atenuar a dor da minha triste existência.
... Lortab, Darvocet, Percocet... Elime ne geçerse hepsini kullandım.
Tomava Lortabs, Darvocet, Percoset e tudo o que conseguia arranjar.
Corrine, Percocet işe yaramıyor.
Corrine, o Oxycontin não está a fazer efeito.
- Percocet alabilir miyim Haleh?
- Podes trazer-me Percocete?
Percocet, tam kan sayımı ve iki açıdan göğüs filmi.
Percocete, hemograma e dois raio-X do tórax.
Eczaneden on kutu Percocet kaybolmuş.
Há dez pedidos de Percocet faltando na farmácia.
Ve Louis Vuitton marka ayakkabılarıma ve Percocet'e.
E aos sapatos Louboutin e ao Percocet.
16 yaşımdayken, bir gün erkek kardeşime bakıcılık yapıyordum. Ve ben... Bir sürü Percocet hapı çakmıştım, kafam çok güzeldi.
Quando tinha 16, estava a cuidar do meu irmão pequeno e além disso... tomava todos esses Percocet e estava pedradíssima.
- Sende Percocet var mı?
- Tem Percocet, por favor?
- Percocet mi?
- Percocet?
Ona Percocet satacağımı sen mi söyledin?
Disseste-lhe que ia vender Percocet?
- Percocet'le ilgili bir şey demedim.
- Não disse nada disso.
- Alt tarafı birkaç tane Percocet istedim.
- Só queria dois Percocets. - Bem, eu...
Percocet için bana bir reçete yazar mısın?
Podia passar-me uma receita de Percocet?
Bünyeni feci şekilde çarpmasını istemiyorsan percocet hapını asla ezmemeli, bölmemeli ya da çiğnememelisin.
O Percocet nunca deve ser esmagado, partido ou mastigado... a não ser que queiram que afecte o vosso sistema como um raio.
Percocet'i bul.
Vai procurar um Percocet.
Rahim ameliyatımın ardından Percocet kaynağım oydu.
Sabes, ele foi a minha salvação no que toca ao Percocet depois da minha histerectomia.
En son kendi başına kaldığında uyuşturucu bağımlısı Dave'e olmayan kırık parmağı için altı tane Percocet vermiştin.
A última vez que estiveste por tua conta, deste ao Dave, o drogado, seis Percocets para um dedo partido não existente.
Ağrın için Percocet alacaksın.
Percocet para as dores.
- Bir şeye ihtiyacın olursa... Percocet'e falan...
Se precisares de alguma coisa, metade de Percocet.
Oxycontin, Vicodin, Percocet.
OxyContin, Vicodin, Percocet.
İlacını, iki saat önce içmiş olmalıydın.
Eras para ter tomado o Percocet há duas horas.
Percocet mi?
Percocet?
Tanrım... - Percocet için son teklifim.
Última oportunidade para Percocet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]