Philip translate Portuguese
2,648 parallel translation
Philip Spector.
- Philip Spector. Pode sentar-se.
Philip.
Philip.
Philip...
- Philip...
Ya da bu umurunuzda mı? Philip, bu bir prova.
- Philip, isto é um ensaio.
Kesinlikle tamam değil Philip.
Não está nada bem, Philip.
Bana güveniyor musun Philip?
Pode confiar em mim, Philip?
Kes sesini Philip.
- Cale-se, Philip!
Ne yapıyorum ben Philip?
O que estou a fazer, Philip? Está a defender o artista.
Zatürree Philip.
É uma pneumonia, Philip.
Aynaya bak Philip.
Veja-se ao espelho, Philip.
Dinle zulme uğramıştı.
- Que sofreu, foi perseguido... - Philip...
Philip...
Não faça disto um carnaval.
Philip...
- Philip... - O que foi?
Los Angeles Eyaleti Yüksek Mahkemesi Kamu Philipp Spector'a karşı davası Sayın Hâkim Larry Paul Fidler tarafından yönetilecek.
MP contra Philip Spector. Preside à audiência o ilustre Juiz Larry Paul.
Philip, yarın için bakarız, tamam mı bakalım nasıl gidecek.
Philip, vamos... Vemos amanhã. Vejo como corre.
Philip J. Crowley Eski İçişleri Bakan Yardımcısı 11 Eylül.
11 de setembro. É muito simples.
Birleşik Devletler ve diğerleri bunun etkisini gidermeye çalışsa bile, Philip J. Crowley - Eski Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı bu, tekrar tekrar açılan bir yara olacak.
Mesmo que os EUA e os outros tentem gerir o impacto disto, vai criar uma ferida que vai continuar sempre a abrir-se.
Lütfen Bay Philip Clayton'a hesap vermesi için odasından artık çıkma zamanı olduğunu söyler misiniz?
Por favor, avise Monsieur Philip Clayton que agora é a hora de sair do quarto para se explicar.
Bay Philip Clayton, kanat çıkaran biri değil.
Não cresceram asas no Monsieur Philip Clayton.
Ben kahrolası Philip Clayton'u öldürdüm ve cesedini pencereden attım.
Matei o maldito Philip Clayton e enfiei o corpo pela janela.
Ve, tabii, Bay Philip Clayton'u karısını dövdüğü için öldürdün?
E matou o Monsieur Philip Clayton porque ele batia na mulher?
Oh, elbette, Bay Philip Clayton'u öldürdüğün sırada orada değildi.
Exceto, claro, enquanto assassinava o Monsieur Philip Clayton.
Ve şimdi de Philip Clayton cinayetini üstleniyorsunuz.
E agora leva a culpa pela morte de Philip Clayton.
Ve ben Philip Clayton'un... koridorda sabahlığını düzelttiğini görünce,
E quando observei este Philip Clayton no corredor abotoando o casaco...
Philip, ne olur yapma bunu!
Philip, por favor. Não faças isto.
Philip, durdur şunu!
Acaba com isto, Philip!
Philip Roth değilim tabii, ama deniyorum.
Não sou o Philip Roth, mas tento.
Philip Ronan Gallagher.
Philip Ronan Gallagher.
- Benimle dalga mı geçiyorsun, Philip?
Está a gozar-me, Philip?
Bunu önceden akıl edecektin, Philip.
Quer dizer, devias ter pensado nisso antes, Philip.
Kesinlikle öyleler, Philip.
Certamente, Philip.
Her gün bu riske giriyoruz zaten, Philip.
Tomamos esses riscos todos os dias, Philip.
Ayrıca Philip ve Elizabeth Jennings olduğumuzu söylüyorum.
Estou também a dizer que somos o Philip e a Elizabeth Jennings.
- Onlara ne söyleyeceksin peki, Philip?
O que lhes dirias, Philip? A verdade.
Bir daha bizimle konuşmazlar, Philip.
Jamais nos dirigiam a palavra, Philip.
Philip Elizabeth'le tanışmanı istiyorum.
Philip, gostava que conhecesses a Elizabeth.
Elizabeth bu da Philip.
Elizabeth, este é o Philip.
Philip ve Elizabeth'in hayatları tabii.
As vidas do Philip e da Elizabeth.
Hakkında başka bir şey bilmezsen Şikago, Illinois'te büyümüş Elizabeth'e inanmak çok daha kolay olur, Philip.
Seria mais fácil acreditar na Elizabeth que cresceu em Chicago, Illinois, Philip, se não souberes de mais nenhuma história.
Philip, yapma!
Philip, não!
Şu Philip denen herifi sevdim.
Gosto daquele tipo, o Philip.
Yıllar boyu Philip'i birkaç kez rapor ettin.
Fizeste vários relatos ao longo dos anos acerca do Philip.
Her şey değişmek üzere, Philip.
As coisas estão prestes a mudar, Philip.
Bütün asiller Londra'da, Philip'in büyük yeğeninin düğününe gittiler.
Todos os nobres estão em Londres, no casamento da sobrinha-neta de Filippo.
Philiple yer değiştirebilir miyim?
Posso trocar com o Philip?
Tamam. Savunma Philip Spector'ı çağırıyor.
A Defesa chama Philip Spector.
Fakat Poirot bunun doğru olamayacağını biliyor.
Mas Poirot sabe que não pode ser verdade, pois não há nenhum Philip Clayton.
Çünkü Philip Clayton diye biri yok - böyle biri hiç olmadı.
Nunca houve tal homem.
# Philip Selway - Falling #
quando tudo foi dito e feito quando tudo foi dito e feito é só a fingir nada mais
Philip hayır, durdur şunu!
Philip, não.
Phillip gidebilir.
Philip podes ir.