Pilic translate Portuguese
811 parallel translation
- Hey haberlere bak 3 denyo ve biri piliç
Hey, Hoag, espalha a notícia... três sacos de chá, e eu ouço, uh, boazona.
Sana bir kutu piliç yemi gönderirim.
- Júnior, depois mando-te alpista.
Her zaman "fıstık" derim. Ya da "piliç."
Eu digo sempre "boneca". "Miúda".
Neresi piliç?
"Miúda" como?
"Piliç" der bana durmadan, "rififi" den payını alan
Diz que é coisa de fraquitos Ele é do rififi
- Seninleyim piliç.
- Conta comigo, miúda.
Dün iki tane piliç almak bütün bir öğleden sonralarını aldı.
Ontem demoraram toda a tarde para comprar dois frangos.
Bana iki piliç almanın bütün öğleden sonra süreceğini söyleme sakın.
Não me digas que se leva uma tarde para comprar dois frangos.
Seni güzel bir piliç yapalım mı?
- Vamos fazer uma linda galinha.
Hayır, piliç olmak istemiyorum.
- Não quero fazer de galinha.
Bana ne? Piliç olmak umurunda değil mi?
Está a transformar esta senhora numa galinha.
Önemli değil mi? Seni sınavda çakmış piliç yerine koydu.
Acabam de depená-lo como a um frango.
Her konuda yanılan şu gösterişli piliç mi?
Refere-se àquela parva que só diz asneiras?
Geçen akşam beraber olduğun şu sarışın piliç.
A loura com que estavas na outra noite.
Annem için taze, güzel bir piliç.
Para a Mamma, uma galinha novinha.
# O Nellie Bly isimli piliç için
" com essa rapariga chamada Nellie Bly
Piliç!
Estou provavelmente apaixonado por ti. - O frango...
İşte kablocu piliç.
Cá vamos. Miúda da TV cabo.
Üst sınıftan bir piliç.
Essa é ricaça.
Şu gözlerine bakın, piliç bulmuş gibi parlıyor.
Os olhos dele brilham como se tivesse achado ouro.
- Piliç kim?
- Na boa.
O kız piliç dükkanından geliyor, değil mi?
Eu sei que ela é do Chicken Delight.
Ha şu piliç dükkanından gelen kız!
A Chicken Delight!
Oradaki iki piliç bile fikrini değiştiremez mi?
Que tal se estas duas bonecas te atrasassem um pouco?
- Evet, piliç için dolmaiçi onlar.
- Sim, é o recheio para os frangos.
Piliç ezmesi.
Paté de frango.
Bu üç piliç yanımıza yaklaşmaktansa birbirlerini düzmeyi tercih eder.
As miúdas preferiam comer-se a chegar perto de nós.
Şey, entelektüel tipleri ve çok zeki adamları seven piliç demek.
É uma tipa... que só o faz com gajos intelectuais e inteligentes
Bir gün iki piliç getiririz, ha?
Um dia destes, trago para aqui umas gajas.
Millet, beklediğiniz piliç! Bavyera Bombası karşınızda!
E agora, a rapariga por que todos esperávamos, a Granada da Baviera em pessoa!
Ama hepimiz aynıyken, umutsuzca eşsiz biri olmaya çalışmamız beni hep çok güldürür. Eisenhower, Kennedy, Johnson ben, siz, her adamın aklını başından alan bir piliç vardır!
E dá-me vontade de rir tentarmos tão desesperadamente ser únicos quando somos todos iguais - Eisenhower, Kennedy, Johnson, eu, tu, não há gajo que não tenha tido uma gaja que lhe fez a vida negra.
Güzel bir piliç değil mi? "
Não é gira? "
Piliç, fıçı, her şeyle.
Numa galinha. Num barril. Qualquer coisa.
- "Bir piliç, yatağımızda bir piliç var!" - "Haydi ama"
- "Uma galinha na nossa cama." - "Por amor de Deus."
Bir adam güzel bir piliç gördüğünde kendini tutamaz.
Um homem vê uma franguinha formosa e não pode deixar de ser atrevido, sabe.
Sıcak suda bir iki haşlayacaksın, nefis birer piliç olurlar.
Se as fervêssemos uma ou duas vezes ficariam rosadas como a galinha e o fiambre.
Piliç var!
Galinha!
Piliç satıcısı... Kuzeni, babası hakkında kısıtlanma kararı aldırdı.
Um que vive em Ostia e vende galinhas tem um primo que interditou o pai.
- Sadece ufak bir piliç seç, dostum... ve bu Chicago'ya kadar sarılmak ve yiyişmek demek.
Basta escolher uma, meu amigo e ter muita diversão até Chicago.
Burdaki ise gıcır bir piliç.
Isto é uma belezinha.
Gıcır piliç mi?
Uma belezinha?
Piliç, hah?
Uma belezinha, é?
Piliç!
Uma belezinha?
Yemek için de, görebildiğim kadarıyla biraz şeker ve'yanmış'piliç var!
E pra comer, tudo que vejo é açúcar e frango queimado!
Tüy değiştirme döneminde olan lüks bir piliç bu.
Ela só quer mudar de guarda roupa.
Yeni piliç var mı?
Viste miúdas novas ali?
Bir piliç vardı ki, kıyaktı gerçekten.
Conheci uma miúda que era porreirinha.
İnsan bir piliç için dostlarını terk etmez.
Quando um tipo prefere uma miúda aos amigos, algo esta mal.
Arabanın tümüne 75 sent vereyim, piliç dahil.
Dou-te 75 cêntimos pelo carro, incluindo a rapariga.
Selam beyler! Housatonic'te yeni bir piliç var!
Ei, pessoal, tem uma nova gata na Housatonic!
- Kızarmış piliç sever misin?
- Gosta de galinha frita?