Polonyalılar translate Portuguese
129 parallel translation
- Sizin Polonyalılar nerede, ihtiyar?
Onde estão teus polacos, Avô?
Tüm Polonyalılar bir hayalet mi gördü?
Estarão a ver um fantasma?
Polonyalıların tüm umutlarının karşısında bir Nazi tankı vardı insanlar ise şaşkın ve yardıma muhtaçtı.
Havia um tanque nazi contra cada esperança polaca e as pessoas estavam atónitas e desesperadas.
Toplama işini biz, kampı da Polonyalılar yapıyor.
Realmente concentramos, e os polacos acampam.
Moskova'yı Polonyalılar ve Litvanyalıların saldırılarından Tatarların tekrar sınırlarımıza tecavüz etmelerinden,... kanlı çatışmalar yaşamaktan ve düşmanlarından,... yalnızca parçalanmamış, yasal bir taht koruyabilir :
Somente o poder único, o sangue único protegerá Moscovo dos seus inimigos. Porque senão, os tártaros empreenderão de novo as incursões. Os polacos e livónios, suas invasões.
Yaklaşık 40,000 savaş mahkumu vardı orada, tabii eğer Rusları, Polonyalıları ve Çekleri dahil edecek olursan bizim bölümde yaklaşık 630 kişiydik.
Havia lá uns 40000 prisioneiros de guerra, se contássemos com os russos, os polacos e os checos. No nosso recinto, éramos uns 630.
Yahudiler, Polonyalılar, Ruslar, Fransızlar.
Prisioneiros políticos.
Polonyalıları sadece Polonyalı oldukları için öldürürler.
Eles matam os polacos só por serem polacos.
Biz Polonyalılar ondan nefret ederdik.
Nos poloneses o detestávamos.
Polonyalılar.
Polacos.
Çekler, Polonyalılar?
Checos, Polacos?
Polonyalılar.
São os Polacos.
Polonyalılar hakkında yanılmışım.
Eu estava enganado em relação aos Polacos.
Bunu lanet Polonyalılar yapmıştır.
São estes malditos polacos!
Rommel'in gözünün önünde Kraliyet Deniz Kuvvetleri Tobruk'u, yeni birliklerle tebdil etti. Polonyalılar, Güney Afrikalılar, Hintliler, İngilizler.
Debaixo do nariz de Rommel, a Marinha Britânica substituiu a guarnição de Tobruk por novas tropas, poloneses, sul-africanos, indianos, britânicos.
Çünkü sadece Polonyalılar'ın gözü böyle parlar.
É que só as polacas têm este fogo nos olhos.
Özgür Polonyalılar, bir çok İskoç kalbi fethettiler.
Os Poloneses Livres conquistaram os escoceses.
Enkaza varan ilk askerler Polonyalılardı kendi bayraklarını orada dalgalandırdılar.
As tropas polacas foram as primeiras a alcançar as ruínas, onde içaram a bandeira nacional.
- Polonyalıları seviyor. - Elbette.
- Agradam-lhe os polacos, não?
Polonyalılar!
Polacos!
Riga'da üç yıl hiç uyuyamadım, çünkü Polonyalılar her gece tartışıyorlardı.
Durante três anos em Riga... eu mal dormia porque esses polacos discutiam todas as noites.
Polonyalıların dedikleri gibi ıvır zıvır üretirler, bizi dolandırırlar ve işçileri sömürürler.
Para que os polacos possam dizer : São uns bárbaros, barganham conosco e exploram os trabalhadores.
Biliyor musun, Bayan Anka buraya gelmeye başladığımdan beri, Polonyalıları daha iyi anlıyorum.
Sabe, senhorita Anna, desde que comecei a vir aqui, passei a entender melhor os polacos.
Biliyorum siz Polonyalılar için bu kutsaldır.
Eu sei... que para vocês, polacos, é sagrado.
İşlenen mezalime tanık olmaları için Polonyalıların kampa girmesine müsade edilmiş.
Os poloneses poderam entrar no acampamento para testemunhar as atrocidades.
Adamları Arnhem'e almak, üç gün sürer, Polonyalılar ve İngilizler.
Demoram três dias para levar os homens até Arnhem - os ingleses e os polacos.
Dün gece, ilk kez olarak,... Polonyalılar, Alman topraklarında Alman askerlerine ateş açmışlardır.
"Os Polacos atacaram pela primeira vez, esta noite, o nosso próprio território " e atingiram os nossos soldados regulares.
Ya Polonyalılar ve Çekler?
E os polacos e os checos?
Onlar Polonyalıları bize karşı ayarlamak isteyebilirler Bu Onların işlerini kolaylaştırır.
Eles querem pôr os Polacos contra nós. Isso facilitar-lhes-à a tarefa.
Polonyalılar kimi zaman bana zulmettiler.
Às vezes, os Polacos perseguiam-me.
Evet çünkü Polonyalıları topluyoruz topluyoruz... ... ve onları kamplara dolduruyoruz.
Porque fazemos a concentração... e os polacos fazem acampamentos.
Siviller ve askerler, Ruslar ve Polonyalılar birbirlerine güvenir.
Civis e soldados, Russos, Polacos acreditndo uns nos outros.
Polonyalıları kastetmiştim.
Refiro-me à morte deles.
Ama şunu bil ki şayet Polonyalıları buraya getirirlerse o bayrak sahnesini teğmenle birlikte oynayabilirsin!
Mas sabes o que te digo? Se eles realmente trouxerem os polacos ao teatro, esta canalhice da bandeira, vais fazê-la tu com o Tenente!
Polonyalılar!
Os polacos!
Polonyalıları getirmişler!
Eles trouxeram os polacos!
O zavallı Polonyalılar içindi.
Fi-lo pelos polacos, pobrezinhos.
Polonyalılar, Hitler'i tercih ettiler ve geri dönmek istediler.
Os Polacos preferiam Hitler e queriam regressar.
Askerler beni, diğer Yahudiler, Polonyalılar ve Ruslarla beraber iki yıl boyunca kaldığım, Grodno yetimhanesine götürdüler.
Levaram-me para um orfanato em Grodno... onde fiquei durante dois anos... com outros Judeus, Polacos, e Russos.
Pis Polonyalılar! ...
Polacos imundos!
Sırada Çekler ve sonra Polonyalılar var. Çingeneler ve Yahudiler'den bahsetmeye gerek bile yok.
A seguir serão os checos e os polacos... já para não falar nos ciganos e nos judeus.
Çekler, Polonyalılar, Ruslar, Fransızlar, Belçikalılar ve İtalyanlar... yeraltında çalışmaya zorlanıyordu.
Checos, polacos, russos, franceses, belgas e italianos, forçados a trabalhar abaixo do solo.
Bütün Polonyalılar aynı şekilde geri döndü.
Harris, Gallup, todos pensam desta maneira.
Duvarlar yıkılacak ve Polonyalılar içeri girecek.
Os muros vão ser derrubados e os Polacos vão ocupá-lo?
- Polonyalıları seviyor.
- Gosta dos polacos, não gosta?
Alman ordularının, neredeyse bütün Avrupa'yı etkileyen zulümlerini hatırladığımızda her hafta, Polonyalıların, Norveçlilerin, Hollandalıların Belçikalıların, Çekoslovakların, Fransızların, Yugoslav ve Yunalıların...
Mas quando nos recordamos das terríveis crueldades e tiranias 1 de janeiro de 1943 com as quais os exércitos alemães estão a afligir quase toda a Europa, quando lemos todas as semanas sobre as execuções em massa dos polacos, noruegueses, holandeses, belgas, checoslovacos, franceses, - jugoslavos e gregos.
Pennsylvania'dan Hollandalılar, Chicago'dan Polonyalılar Dakota'dan İsveçliler. İri adamlar!
Homens grandes!
Sadece Polonyalılar'a değil tüm dünyaya bir dersti.
O seu marido está vivo.
Tüm Amerikalılar melezdir. Zenci, Yahudi, Polonyalı... İtalyan, İrlandalı...
Todos os americanos são mongóis, pretos, judeus polacos, italianos, irlandeses.
Annem, Polonyalı'ların çingenelerden de kötü hırsız olduklarını söylüyor.
A mamae diz que os polacos sao mais Iadroes que os ciganos.
O Polonyalıları da getirirseler...
Se eles vão trazer os polacos ao teatro isto