Postmortem translate Portuguese
61 parallel translation
Not ; kurbanın ölümü ilan edildikten 11 saat 45 dakika sonra ölüm sonrası muayene başlatıldı.
Exame postmortem está a ser conduzido onze horas e quarenta e cinco minutos após o sujeito se ter pronunciado.
- Kesinlikle ölüm sonrasında yapılmış.
- Foi, sem dúvida, postmortem.
Otopsi sonrasında atılan dikişe benziyor.
Acho que foram feitos por suturas postmortem.
- Bu ölüm sonrası travma.
É um traumatismo postmortem.
Eğer balta ona, asıl yara yerini gizlemek için... öldükten sonra saplandıysa, o zaman... cinayet silahı elimizde değildir demek oluyor..
Se o machado foi colocado nas costas postmortem, para preencher a perfuração original, então... não temos uma arma do crime.
Ölüm sonrası yapılmış.
Isso foi feito postmortem.
Öldükten sonra alnının üzerine "Eliza" yazılı bir dövme yapılmış.
Eliza nome tatuado postmortem sobre a fronte.
Öldükten sonra alnının üzerine "Eliza" yazılı bir dövme yapılmış.
Eliza nome tatuado "postmortem" sobre a testa.
Postmortem spazmı olabilir.
Talvez sejam espasmos pós-morte.
Ve biz ödemeyi otopside alıyoruz, değil mi?
- E nós obtemos o pagamento postmortem, certo?
Yaranın durumu, bunun öldükten sonra oluştuğunu gösteriyor.
A falta de tecido hemorrágico indica que a ferida é postmortem. Aproximadamente com dois centímetros de profundidade, atípica para uma ferida defensiva. Ferida com areia.
Sadece Rita Haslat aç bırakılıp işkenceye uğradıktan sonra... infaz edilmiş. Ölüm sonrası sakatlama yok.
Só no caso da Rita Haslat foi privada de comida e torturada, e depois executada, e não há sinais de mutilação "postmortem".
- Ya ölüm sonrası sakatlama?
E sobre a mutilação "postmortem"?
Bu, öldükten sonra gerçekleştirilmişti.
Foi operado postmortem.
Ya ölüm sonrası yerleştirme?
E quanto à posição "postmortem"?
Ölümden sonra olmuş. Toplardan dolayı.
- Postmortem, das bolas.
Parçalanma ölümünden sonra gerçekleşmiş büyük ihtimalle sıkma sırasında.
O desmembramento ocorreu postmortem, muito provavelmente durante a centrifugação.
Bütün kurbanlarda ortak olan bir şey, bir iz ya da ölümden sonra yapılan bir şey.
Algo que todas as vítimas partilhem, alguma marca física, alguma coisa postmortem.
Evet, boğazdaki kesik ölümden sonra olmuş.
Sim, o ferimento da garganta aconteceu postmortem.
Ve boğazındaki kesik, kesinlikle ölümden sonra olmuş.
E o corte no seu pescoço ocorreu sem duvida no postmortem.
Ölüm sonrasında gaz çıkarmış yani.
Foi uma eructação postmortem.
Birinci saniye postmortem travma, ikinci saniye postmortem travma...
Um, trauma pós-morte,... Dois, trauma pós-morte,...
Onlar ölüm sonrası oluşmuş pıhtılar Dr. Bailey. Çok normal.
São coágulos postmortem, são perfeitamente normais.
Ama ben ölüm sonrası ayrışmayla oluşan yaraları eledim ve geriye sadece saldırıda oluşanlar kaldı.
E, aqui, eliminei todas as lesões causadas pelos necrófagos postmortem, deixando apenas os ferimentos decorrentes do ataque inicial.
Senin silahından çıkanlar öldükten sonra ateşlenmiş.
Os disparos da tua arma foram todos postmortem.
Bunlar ölüm anında ve sonrasındaki yaralanmaların yeniden şekillendirilmiş hali.
Existem lesões remodeladas perimortem e postmortem.
"Postmortem penetrasyon" ne anlama geliyor?
O que significa "penetração post-mortem"?
Zalinsky'nin kafasının neden olduğu hasarın incelenmesinden sonra yüzdeki travmanın nedenini belirlemek için surattaki çatlaklardan yayılan çizgilerin kesişimlerini kullandım ve sonuç olarak kesinlikle üç darbe var.
Após excluir os danos postmortem, causados pelo crânio de Zalinsky, usei as intersecções das marcas radiais e determinei que o trauma facial foi o resultado de 3 golpes separados.
Ölüm sonrası soluk mikroçatlaklar buldum. Ölümden sonraki CPR ile birisi tutarlı olacaktır.
Encontrei micro fracturas postmortem que são consistentes com alguém a receber RCP após a morte.
Ama ölümden sonra kalça kemiğinde oluşan kesiklere bakın.
Mas olhe para estes cortes postmortem nos fêmures.
Ölümden sonra olmuş.
- Não, foi postmortem.
Belki ölümden sonra oluşan bu hücresel çoğalmanın nedenini saptayabiliriz.
Talvez possamos determinar o que está a causar a reprodução celular postmortem.
Ölümden önceki ve sonraki kırıkları ayırmamız gerekiyor.
Vamos separar as fracturas perimortem e postmortem.
Kör kuvvetli travma ölümden sonra meydana gelmiş daha çok tepeden aşağı düşme nedeniyle.
Os traumas contundentes são postmortem, provavelmente, ao rolar pelo monte.
Ölmeden önce ve sonrasındaki tüm hasarları ayrıştırdık.
Catalogamos todas as lesões, perimortem e postmortem.
Dalgalar, balıklar ve kayalardan kaynaklı bir çok hasar mevcut.
Tinha muitos danos postmortem causados pelas ondas, peixes, rochas.
Ölümden sonra listelenen, küçük kemik incinmesi ölüm anında oluşmuş.
Os danos nos ossos que ela catalogou foram registados como postmortem, quando é óbvio que são perimortem.
Bütün izler öldükten sonra yapılmış.
Todas são postmortem, feitas após a morte.
Ama kalan kemiklerden, ölüm esnası ve sonrasında oluşan yaraları ayırdığınızda ona neyle vurulduğuna dair daha net bir fikrimiz olabilir.
Talvez tenha uma melhor ideia do que o golpeou quando separar os danos peri e postmortem nos demais ossos.
Ölüm sonrası hasarın altında altçenenin sağ tarafındaki kortikal kemikte kanamaya ait bir leke varmış gibi duruyor.
Abaixo dos danos postmortem parece haver provas de manchas hemorrágicas no osso cortical, na mandíbula do lado direito.
Trapezyum, lunat ve skafoidde ölüm sonrası oluşmuş kırıklar buldum. Maktulün ağırlığa bağlandığı yerler.
Encontrei fracturas carpais postmortem no trapézio, semilunar e escafóide, onde foi amarrado ao peso.
Hayvanlar sağ el tarak kemiğini kemirdiklerinden ölüm esnasındaki ve ölüm sonrası travmaları ayırt etmek zor olacak.
Toda a predação animal no metacarpo direito, vai ser difícil de separar os traumas peri e postmortem.
- Seks ölümden sonra gerçekleşmiş.
- A violação foi postmortem.
Mümkün ama ölümden sonra olmuş.
Talvez. Mas são postmortem.
Ölüm anı ve ölüm sonrası yaraları ayırmak zor olacak.
Separar as lesões perimortem e postmortem vai ser um desafio.
Pekâlâ. Bağlantısı var mı bilmiyorum ama kafatası yan kemiğinde bu ölüm sonrası oluşan bıyık şeklindeki çatlakları fark ettim.
Não sei se tem relação, mas também notei estas fracturas postmortem no parietal em forma de bigode.
Dolabın boyutu, ölüm sonrası yaralara uyuyor.
O tamanho do armário corresponde com as lesões postmortem.
- 3 ve 4. bel omurlarının spinöz çıkıntılarındaki ölüm sonrası kırıklarla,.. ... diz kapaklarındaki darbelere odaklanıyoruz.
Estamos a focar-nos nas fracturas postmortem do processo espinhoso das 3ª e 4ª vértebras lombares e trauma contundente nas patelas.
- Metabolik hastalık ya da ölüm sonrası yapılmış bir şey olabilir.
- Pode ser um sinal de doença metabólica ou dano postmortem.
- Çok yeniler.
Depositado postmortem.
Pekâlâ, saat 14.32. Dava numarası 221-222. Postmortem incelemesi.
Muito bem, às 14h30, caso n 221-222, inspeção post-mortem, autópsia completa ao corpo de uma mulher caucasiana bem desenvolvida e hidratada, identificada como Lillian O'Hara, com 1,65 m de comprimento.