Powerpoint translate Portuguese
84 parallel translation
Babamın iş yerinde bir film tarayıcısı var. Renkli lazerjet, Power point.
O meu pai tem "scanner", LaserJet a cores, PowerPoint.
PowerPoint bilen, sadist gardiyanlar aranıyor.
PRECISAM-SE GUARDAS PRISIONAIS TEM QUE SABER MICROSFT POWERPOINT, SADISMO
PowerPoint sunumları üzerine ve bütün projektörler üzerine konuşuyoruz ve şöyle diyoruz : "Şeytan, böyle toplantılarda ne yapmaktan hoşlandığını biliyoruz."
Rezo pelas apresentações de PowerPoint, por todos os projetores de vídeo. E todos dizemos : "Diabo, sabemos o que gostas de fazer em reuniões como esta."
PowerPoint kullanmayı biliyorsunuzdur.
- Deve saber usar o PowerPoint.
Geçen hafta hazırladığı powerpoint sunusundan bahsetmeye bile değmez.
Já para não falar desta apresentação em PowerPoint... que ele fez na semana passada.
- Powerpoint'in yeni sürümü ile ilgili sana mail attım.
Mandei-te um email sobre o novo PowerPoint.
Bilgi İşlem bilgisayarına yeni sürümü yükledi yani sunumunda kullanabilirsin.
Mandei os técnicos de informática instalar o PowerPoint no computador para usares na apresentação.
Herkesin Powerpoint kullanmasını istiyorum. Tamam olur.
Quero que usem o PowerPoint.
Powerpoint.
Power Point.
Powerpoint, Powerpoint, Powerpoint.
Power Point, Power Point, Power Point.
Powerpoint'i.
Power Point.
Powerpoint'i ilk defa mı açıyorsun?
É a primeira vez que abres o Power Point?
Powerpoint sayesinde mi?
É no Power Point?
Powerpoint'e soralım.
Perguntamos ao Power Point.
Yoksa PowerPoint'te iyi olduğum için mi?
Ou que tenho jeito com o PowerPoint?
Kendisi Powerpoint sunumu bile yapamıyor.
Ela nem sabe fazer as suas próprias apresentações em PowerPoint.
Burke slayt kullanıyor.
O Burke está a usar o PowerPoint.
PowerPoint sunumumuzu görmedin...
Não viste a nossa apresentação em PowerPoint...
Burada on bin dolarlık PowerPoint sunumu var. Bütün nitelikler ve ayrıntılar...
Tenho aqui uma apresentação do Power Point de 10 mil dólares.
Yine şu PowerPoint sunumlarından birini...
Tens outra apresentação do PowerPoint.
Şimdi, dinle, sizlerin firmaya gelmenizi umuyordum çünkü Cynthia'yla birlikte bir PowerPoint sunumumuz var sadece konferans odasında Gangbusters oynacağız.
Gostava que vocês viessem aqui à firma. A Cynthia e eu temos uma apresentação no PowerPoint, que acabamos de fazer na sala de reuniões.
Bana yine PowerPoint'lerinden birini izlettirmeye çalışıyor. O şeyler beni ürkütüyor.
Ele quer que vejas outra apresentação, isto assusta-me.
Neden spontane davranmak ve eğlenmek hakkında bir PowerPoint sunumu izleyip, öğrenmiyoruz?
Não sei. Porque não fazes uma apresentação sobre espontaneidade e diversão para descobrimos?
Powerpoint kullandığım için hata bende.
É culpa minha por ter usado Powerpoint.
Powerpoint çok sıkıcı.
Powerpoint é chato.
Şanslıysan sana PowerPoint sunumunu gösterebilir.
Se tiveres sorte, talvez ela te mostre a apresentação em Powerpoint.
- Ayrıca bir dahaki personel toplantısında,... şu multimedya istasyonunu kullanacağız, çünkü o sunuyu yapmak için canım çıktı. Ve bu lazer imlecini kullanmayı çok istiyorum.
- E, a propósito... da próxima vez que reunirmos, vamos usar esta estação multimédia, porque me esfalfei no PowerPoint e tenho imensa vontade de usar este ponteiro a laser.
Ve Excel ile PowerPoint'te uzmansın.
E é uma profissional no Excel e no PowerPoint.
PowerPoint'teki sunumunu beş yıl önce göstermiştin.
Você mostrou-me a sua apresentação há 5 anos atrás.
Sonra, Powerpoint'i açtım...
Certo, então abri o PowerPoint e...
Ancak burada bulunmamın esas amacını özetle bu PowerPoint sunumunda göreceksin.
Mas o verdadeiro objectivo da minha presença será revelado nesta breve apresentação de PowerPoint.
PBB Sheldon Cooper'ın PowerPoint sunumuyla...
uma apresentação PowerPoint do Dr. Sheldon Cooper. "
Kısa bir PowerPoint sunumu hazırladım.
Tenho uma apresentação de PowerPoint.
Konuşmam için üzerinde çalışıyor olman gereken Powerpoint sunusuna benzemiyor bu.
Isto não parece a apresentação que devias estar a preparar-me para o discurso.
- PowerPoint? - Hayır.
- PowerPoint?
PowerPoint sunumu olacak ama evet.
PowerPoint, mas, essencialmente, sim.
Powerpoint sunumunda hazırladığım birkaç heyecan verici fikirlerim var.
Fiz uma apresentação com as minhas ideias.
Powerpoint sunumumdaki gay pornosundan?
A pornografia gay na minha apresentação?
- Powerpoint sunumu harika gidiyordu.
A apresentação em PowerPoint estava a correr muito bem.
Önümüzdeki dört hafta her cumartesi bedava PowerPoint kursu vereceğim.
Estou a dar aulas de Powerpoint nos próximos quatro sábados.
PowerPoint dersleri alabilirim.
Podia dar aulas de PowerPoint.
PowerPoint nedir bilmem ama sen akıllı kızsın.
Não faço ideia do que é o PowerPoint, mas és inteligente.
PowerPoint'ta bir şablon açın. Bunun için Microsoft Suite'i kullanabilirsiniz.
Abram o PowerPoint, que está na pasta Microsoft Suite.
Bir tablet bilgisayara sızıp Powerpoint sunumu oynattırmak mümkün müdür?
É possível piratear um tablet para correr uma apresentação do powerpoint?
Powerpoint sunumu masanızda efendim.
A apresentação de PowerPoint está na sua secretária para aprovação, senhor.
Çünkü slaytlarımı müzikle senkronize etmem gerekiyor.
Tens a apresentação PowerPoint que te enviei? Preciso de sincronizar os slides com a música.
Bilirsin, PowerPoint sunumum var ayrıca açıklayıcı dans bölümü var.
Quero dizer tenho uma apresentação em PowerPoint e uma secção de dança interpretativa.
Sen de kalkmış onu dünyevi meyvelerin bahçesinde tutmak için power point sunumu hazırlıyorsun.
Então estás a preparar uma apresentação de PowerPoint para mantê-la no teu jardim das delícias.
En önemlisi bir teklifle ilgiliydi. HBGary bunu çoktan ayarlamış, güzel bir powerpoint sunumu haline getirmişti.
Os mais importantes tinham um único propósito, que a HBGary já tinha concebido, fizeram até numa apresentação de PPoint.
Yarın sabah, Japonya'dan on kişilik misafirim uçakla geliyor, onların bankadaki dev hesaplarını kazanmam için, daha henüz başlamadığım bir PowerPoint sunumuyla... onları hayran bırakmak zorundayım.
Amanhã de manhã chegam dez clientes do Japão e, para ganhar a conta gigantesca deles, tenho de os fascinar com uma apresentação em PowerPoint que ainda nem comecei.
June, şu aptal Powerpoint sunumunu yapmak zorunda mıydın? Bu benim hatam mı yani?
June, tinhas de fazer aquela apresentação PowerPoint idiota.