Proposito translate Portuguese
50 parallel translation
Aklima gelmiºken Merritt, artik Isham için çaliºmiyorum.
A proposito, Merritt, acabei de deixar de trabalhar para o Isham.
Aklıma gelmişken, su iyi.
A proposito, a agua esta boa.
Doğruyu söyledim!
Fiz de proposito!
Bu arada, tatlı olarak ne var?
A proposito, o que temos para a sobremesa?
Bu arada, bunu yerde buldum.
A proposito, encontrei isto no chão.
Bu arada, müzayede salonundaki eğlenceli gösteriniz için... sizi tebrik etmek isterim.
A proposito, quero felicita-lo pela sua colorida saída da galeria.
Hiçbir anlamı yok Bunlara ihtiyaçları yok
Sao coisas inuteis Sem nenhum proposito
Git başkasını getir.
Voce fez de proposito.
- Şimdi hatırladım.
- A proposito.
"Arabanın yağa ihtiyacı var."
A proposito, o carro precisa de óleo na caixa de velocidades
Bunu yapan kadın bir köpeğe asla bilerek zarar vermez.
A mulher que o atropelou nunca faria de proposito.
Birde şu var :...
A proposito.
Dosya.. .. biliçli olarak silinmiş.
O arquivo se foi apagado de proposito.
Pirzolanın tadına bir bak.
A proposito, experimenta a costeleta.
Bu arada kravatın da pek güzelmiş.
A proposito, tem uma bela gravata.
Bu arada... beni öldürmesi için Margo Lane'i göndermişsin.
A proposito... mandaste a Margo Lane para me matar.
Güneş ve ışıktan bahsetmişken biliyorum zayıflığını hatırlatmama gerek yok "sıcaklık sendromu".
A proposito de calor, e sol... suponho que tu não te lembras da tua fraqueza....... que se chama "Síndrome do Calor".
Son bir kaç aydır beni saran acı ve karışıklık ortadan kayboldu, yerini tek bir harika amaca bıraktı.
A dor e a confusão dos últimos poucos meses Desapareceram, sendo substituido por um unico glorioso proposito.
Bunu bana bilerek yapıyor.
Ela faz isso comigo com algum proposito.
- Geçen akşamki karşılaşmamız hakkında konuşalım bir. Sana gününü göstereceğimi söylemiştim ya?
A proposito do nosso enccontro na outra noite, sabes quando te disse que te ias a lembrar daquilo?
Bu ne hakkında?
Mas isso vem a proposito de quê?
Her neyse, sana ne isim vermişim?
A proposito como devo te chamar?
Bu arada... külotum nerede, biliyor musun?
A proposito, sabes onde estao as minhas cuecas?
Bu arada adı "Charles". "Charlie" den nefret eder.
A proposito, é "Charles". Ele detesta "Charlie".
Bunu kasten yaptın!
Fizeste de proposito!
Bunu bilerek yapıyorsun.
Voce esta fazendo isso de proposito?
Bu arada, sen onun için harika şeyler yaptın, Tanrım.
A proposito, você fez um grande trabalho em faze-la, Deus.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
Fizeste de proposito, não foi?
Ama minimoyları sele boğmak için kullanıldığını görmek büyük bir utanç.
É pena que o único proposito seja inundar os Minimoys.
Burada birşeyler yapmak için bulunuyoruz ve o amaca uygun hareket edersen, insanlığı o "gördüğün" dünyaya doğru tekamül ettireceğiz.
Estamos aqui para conquistar algo e se cumprir esse proposito a humanidade chegara ao mundo que eu vi.
Oraya bir kartvizitimi koydum, sinemada gelip yanıma oturmak istersin diye, tamam...
Meti aí um cartão, para o caso de voltares a querer sentar-te de proposito perto de mim no cinema. Portanto...
Bu arada mini etek casusluk için berbat.
A proposito, micro-mini nada practico para a espionagem.
Bilerek yanlış yapıyordunuz!
entao voces erravam de proposito?
Çok küçük olduğunu söylemiştim.
- Eu disse que era muito pequeno. - À proposito, disseste mesmo.
Bu arada, ben annen.
Mãe, a proposito
Buraya o yüzden mi geldin?
Viste de proposito aqui?
Bu arada bana çıkma teklif etmiyor musun?
A proposito. Não me convidas para sair?
Bu arada İkinizi Bay Novagratz'ın kusmasından ötürü 60 % a çekiyorum.
Oh, e a proposito, eu rebaixei ambos a 60 % por causa do Sr. Novagratz ter vomitado.
Başın sağ olsun, bu arada.
A proposito, as minhas condolências.
Böyle bir çocuk yapsaydı keşke onu. Bu arada, sorum var... Apartmanından çıkmayı planlıyor musun bir ara yine?
Desejas que um gajo como eu te ande a espiar, A proposito, está e planeie em sair do teu apartamento outra vez?
Bu arada röportajda gösterdiğin performans Oscarlıktı.
Uma grande performance naquela entrevista, a proposito.
Bu halinin sebebi ne?
Isto й a proposito de quк?
Amacını söyle yada git başımdan.
indicar o seu proposito ou ter ido embora com voce.
Peki yargıcın seni benden almasının asıl sebebi nedir?
e verdadeiro proposito do magistrado em leva-lo de mim?
Bu Malum'un amacı.
que e o proposito do malum.
Ayrıca askeri kayıtlar sürekli kaybolmaz.
A proposito Registos militares não estão a faltar o tempo todo.
Bilerek beni geciktiriyor gibisin.
Bem, parece que estás a fazer de proposito para atrasar-me.
- Paranı israf etmişsin.
A proposito de deitar dinheiro fora.
Bayan Jennings'in kızı ve kocası özellikle hazırlanıyor.
A filha de Mrs. Jennings e o marido vêm até cá de propösito.
Praecipita strangulare percusserite in corde... suo proposito.
Começamos no segundo andar... Temos um mandado.