Province translate Portuguese
18 parallel translation
Yılan sırtından Ratosha geçidine geçip Lonar iline doğru gidebiliriz.
Podemos ir por Serpent Ridge até Ratosha Pass, e para Lonar Province.
Paris'te yaşıyormuşuz da, hafta sonu Province'e kaçmışız gibi olur.
É como viver em Paris e ir à Provence no fim-de-semana.
İlki, kasabaların arasından giden diğeri ise dağların arasından geçip Province'a inen yoldu.
... a primeira serpenteava pelo meio das vilas enquanto a segunda levava-o a subir as colinas e montanhas até chegar à província.
Baba, cumartesi günü gidip, Province-Natal maçını seyredebilir miyiz? - Olabilir. - Yaşasın!
Podemos ver o Province jogar contra o Natal, no sábado?
Province'daki evimizin kat planı.
A planta do teu apartamento em Providence.
Province'a beraber gideceksiniz.
Vão juntos para Providence.
Depremden hemen sonra beraber yaşamak ve sonrasında gelecek sene için Province'da apartman tutmak.
Viver um com o outro depois do terramoto, e depois arranjar um apartamento juntos para o ano em Providence?
O kırmızı eyaletten.
Ele é de Red Province.
Asıl adı Chen Yongbiao, Shanxi Province.
O verdadeiro nome dele é Chen Yongbiao, Província de Shanxi.
Bunu Kontes Sofya Andreyevna Tolstoya'ya gönderin lütfen adres : Yasnaya Polyana, Tula Province.
Pode enviar para a Condessa Sofia Andreyevna Tolstoia Yasnaya Polyana, Província de Tula.
İlçenin kredi şirketinden Bay Chapman geldiler.
É o Sr. Chapman, da Province Trust.
Parawn Province'deki bir verem kliniğinde çalışıyor.
Ele trabalha numa clínica de tuberculosos, em quarentena, na província de Parwan.
Charleston'da, Carolina Province.
Em Charleston, na província de Carolina.
Aslında ben biraz yiyecek bir şeyler bulmayı bekliyorum. ve şehir mezkezinde sıcak bir duş almaya.
Na verdade, estou ansioso por conseguir alguma comida e um banho quente em Province Town.
Umarım şehir merkezi yerinde duruyordur çünkü umudumuz hariç herşeyimiz tükendi.
Espero que Province Town exista porque estamos sem tudo menos esperança.
Vali.
Province.
Buriram Province'den geliyorum. Isan'lılar nasıl hissediyor biliyorum yani.
Eu também venho de Buriram, então, eu entendo as mulheres de Isan.
- Province'in maçına gittin mi? - Hayır ama parçalamışlar galiba!
Foste ao jogo do Province?