Puding translate Portuguese
566 parallel translation
Evet, erikli puding ve üzümlü turta da yaparım. Turta mı?
Sim, e pudim de ameixa e assados de carne.
- Alkollü puding sever misin?
- Creio que gosta de tudo que se coma.
Puding olduğundan emin değilim.
Não parece pudim.
Puding filan yaparız. Ama onu hiç içmeyiz.
Só que fazemos arroz doce dele.
Puding umurumda değil.
Não quero saber de bolinhos.
Yabani kiraz. Bunlardan güzel bir puding olur.
Chokecherries, fazem um fino pudim.
Puding sever misin?
Gosta de pudim?
Çikolatalı puding ve fıstık.
Um gelado de chocolate com pistacho.
Sıcak tabak yine viski olsun ardından puding yerine yine bir viski.
Um uísque para o prato principal e, depois, quero um uísque para sobremesa.
Kantinde yeterince pişmediğini söylediğim bir puding yüzünden olmuştu.
Por uma briga na cantina pela qualidade de um "Dick Despachado".
Çok güzel mango kremalı puding yaparım.
Faço um bom creme de manga.
Biz buna karışık meyveli puding diyoruz.
No ramo, é o que chamamos de "pudim misto".
Acele puding.
( Clube de Harvard )
Umarım puding iyi olur.
Espero que o pudim saia bem, este ano.
Kimse senden daha iyi puding yapamaz anne.
Ninguém faz um pudim melhor do que o seu, mãe.
Tim, bak ateşin üzerinde puding nasıl fokurduyor!
Tim, ouve o pudim a sibilar ao lume!
Puding yapabiliyor musun?
- Sabes fazer pudim?
- Burada biraz puding var.
- Come um bocado de pudim.
Bir de çikolatalı puding.
E pudim de chocolate.
Ben sadece plâk doldurdum Puding.
Eu fiz os discos. Mas foram outras pessoas que os venderam.
Ben ne düşünüyordum puding?
Em que é que eu estava a pensar?
Alo, puding?
Olá, querida?
Puding, orada mısın?
Querida estás aí?
'Kurtlu'kek, ıslak puding, ökseotu altında harika ıslak öpücükler.
Um bolo imundo, pudim húmido, grandes beijos molhados por baixo do azevinho.
Şarkı söyleyip, size minik bir puding ikram etmek için uğramıştık.
Viemos cantar uma canção feliz e oferecer-lhe um singelo pudim.
Bay B! Onları yalnızca küçük bir puding ile böyle kovamazsınız!
Sr. B. não pode deixá-los ir só com um pudim minúsculo.
Bana kızarmış tavuk ve çikolatalı puding göndersinler.
Mandem frango assado e pudim de chocolate ao meu quarto.
Puding göbekli Erkek Yarışması seçmelerine mi?
Às provas de selecção do Mr. Barriga de Pudim?
- Pirinçli puding...
- Arroz doce era...
Turta ve alevli puding...
Sobremesas e "flambé"
İncirli puding mi getirdin?
- Trouxeste-nos pudim de figos?
Puding yok mu?
? Sem pudim?
Harika puding yaptım
Preparei-te um pudim delicioso...
- Sakin ol puding suratlım.
- Calma, pudinzinho.
Şimdi puding kutusunun dibini kazıyoruz demek?
Então, agora vamos comer as sobras, hein?
Komutan, sipariş verdiğin I'danian baharatlı puding.
Cá está o pudim de especiarias I'danian que encomendou.
Baharat puding nasıl mı?
Como está o pudim de especiarias?
Bak, sana biraz puding getirdim.
Olha, trouxe-te pudim.
Eski annen bana puding yapardı.
A tua mãe de carne e osso costumava trazer-me pudim.
Puding yaptık!
Fizemos tapioca!
Hem de hazır puding değil.
E não é da instantânea.
Bir tane daha üzümlü puding yiyeyim mi?
Posso comer outro, com passas?
Kanını puding için sakla, telefon var.
E com o sangue podíamos fazer morcelas.
Biraz puding?
Queres pudim?
Ve sonra da kuru meyveli puding var.
E temos spotted dick para mais tarde.
- Siyah puding ve peynirli çorba.
- Que horror!
Çikolatalı puding.
E este é pudim de chocolate.
Puding kafalı!
Sua cabeça de vento!
Puding, isteyen var mı?
Alguém quer pudim?
- Puding, isteyen var mı? - Hayır, teşekkür ederim.
- Alguém quer pudim?
- Kafası puding dolu tabağa düşmüş.
- Caiu com a cara na taça do pudim.