English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Putt

Putt translate Portuguese

62 parallel translation
Jack Keller vuruyor.
Jack Keller a fazer o "putt".
Jack Keller böylece Dr Cary Middlecoff'la eşitliği sağladı.
Aquele putt deixou Jack Keller empatado com o Dr. Cary Middlecoff.
Cary Middlecoff bu vuruşu yaparsa, Ölü Göz Middlecoff için çok basit bir vuruş olacak.
Se Cary Middlecoff conseguir este putt, para o velho "Dead Eye" Middlecoff é canja.
Bir sonraki vuruşun ucunda bir hayli para var millet.
E há muito dinheiro em jogo neste próximo putt.
Vuruşu için hazırlanıyor.
Ele está a preparar o putt.
Bir havalandırma ve aşırmayla 3 vuruşta tamamlardım.
Com uma aproximação e um putt, tê-lo-ia feito em três pancadas,
Hafifçe vur.
Vamos fazer putt.
Hafifçe, hızlı değil.
Putt e não drive.
Her patlamanın "patt-patt" efekti ile büyük nükleer güç sağladığı bir uzay gemisi.
Cada explosão daria uma espécie de'putt-putt'uma vasta lancha nuclear no espaço.
Tiger Woods bile bu vuruşu yapmaktan gurur duyardı!
Bem, o Tiger Woods ficaria orgulhoso de fazer esse putt!
Şimdi muhtemelen şu lanet vuruşu kaçıracağım.
E agora provavelmente perdi a raio do putt.
Atışı yapacaksın.
Vais tentar o putt.
Şanslı bir vuruşun nesi bu kadar garip?
- Achas estranho ele fazer um putt?
Hiç dikkat ettiniz mi Kuzey Edinburgh golfçularının topa böyle vurduğuna ve Güney Edinburgh golfçularının de böyle vurduğuna?
Já repararam que os golfistas de Edimburgo Norte fazem o putt assim? E os golfistas do Sul de Edimburgo fazem o putt assim?
Bob's Funland ve Putt Putt Golf.İçimdeki yetişkin eğlenme fikrinden hoşlanıyor.
A terra da diversão do Bob e o Putt Putt Golf! O adulto em mim gosta da ideia de diversão.
Yapman gerektiğinde topu sokabilecek cesaretin var mı?
Tens tomates para fazer um "putt" quando é preciso fazê-lo?
1987'nin üçüncü çeyreğinden beri, golf kulübü aidatlarımı yatırmıyorum. Fakat her çarşamba saat 8 : 15'de ilk vuruşun yapılmasından, son top deliğe girene kadar oradayım.
Não pago a quota do Country Club desde 97, mas ainda jogo todas as quartas-feiras às 8 : 15h e faço uma sauna em pelota quando meto o último'putt'.
Duke ve Pitt'e ona dikkat etmelerini söyle.
Diz ao Duke e ao Putt para olharem por ele.
Hafif bir vuruş ve bu deliği geçiyoruz.
Um putt e temos o par.
Ray'in liderlik için o vuruşa ihtiyacı var.
O Ray tem que fazer o putt para liderar.
Vurmak için yerini alırsın ve ellerin titrer.
Posicionas-te para fazer o "putt", e as mãos tremem.
- İki vuruşla fırlatacağım onu.
Vou fazer um "blast-out" e um "two-putt".
Bak yeni bir "Putt-Putt" golf merkezi açılmış.
Olha construíram um novo campo de golfe.
Tamam, toptancıya gitmiyoruz ama "Putt-Putt" golf merkezine gideceğiz değil mi?
Está bem, nada de armazéns... Mas vamos na mesma jogar golfe, certo?
Karavana attığını görüyorum.
Já vi o teu "putt".
Bunu deliğe sokunca, dönüşümün başlangıcı olacak.
Depois de eu afundar este putt é apenas o começo do meu regresso.
Topu deliğe sok ve onu filme alayım sende kahraman ol.
Faz o putt e ele está dentro e tu és o herói.
Topu yavaşça deliğe sokarak oynayacağız.
Temos jogado no putt-putt.
Topu deliğe sokarsam bana 25000 dolar borçlusun.
Assim que terminar este putt, deves-me $ 20.000.
- İyi atıştı, baba.
- Belo putt, pai.
Topu sürebilirsiniz, fakat hafifçe dokunamazsınız. Dur bir dakika!
Conseguem dar uma tacada mas não fazem um putt.
Linda, işini bırakıp kıçını buraya kadar getirebilir misin acaba?
Linda. Podes parar de praticar o teu putt e vir cá, por favor?
Ve Jay Putt'la aynı hukuk fakültesinde beraber okuduk.
Andei na faculdade com o Jay Pollack, o Promotor Assistente.
Yapıştır, Big Fuzz!
Afunda esse putt, big fuzz!
Ne golf cinayetlerinin işlendiği bir yere ne de bir çıplaklar barına.
Nem ao local dos homicídios dos putt, nem muito menos a um bar de nus.
8 no'lu demirle yavaş bir vuruş görüyorum.
Vejo um putt número oito com pouco impulso.
Tuhaf. Top deliğe girmediği için şanssız, Kelly ama delikli alanda kaldığı için şanslı. Ve bu ona yaklaşık 4 buçuk metrelik yüksekten bir vuruş sağlıyor.
Teve azar, Kelly, aquela bola não entrou, mas teve sorte ao ter ficado no green, e deu-lhe um putt de cerca de 4 metros e meio pela encosta, e talvez consiga colocar pressão sobre o Luke.
Bu T.K. Oh için yapılabilir bir vuruş.
Este é um putt possível de fazer para o TKO.
Luke, büyük resme baktığında bu vuruşun anlamsız olduğunu biliyordu.
O Luke sabia que este putt não tinha importância, se considerarmos tudo.
Gördü, hissetti, inandı. Ve hayatının vuruşunu yaptı.
Ele olhou, sentiu, confiou e bateu o putt da vida dele.
Sanırım kendinize topun deliğe girip girmediğini soruyorsunuz.
Suponho que se estejam a questionar se ele acertou ou não o putt.
Kim putt-putt golf oynamak ister?
Quem é que quer ir jogar minigolfe?
Gündüzleri köpek tımarlama işi var ve akşamları da golf sahasının bakımıyla ilgileniyor.
Tem um trabalho durante o dia, a tratar de cães e à noite ela cuida da manutenção no Pitch e Putt.
Ne de büyük bir delik.
É um grande putt.
Ne sert bir vuruş olacak öyle.
Um grande, grande putt.
İyi atıştı!
Bom putt!
İyi vuruştu evlat.
Bom putt.
Bu vuruşu sokarsam olur.
Se eu acertar este putt, irá acontecer.
Bu vuruşu sokarsan fincana sıçarım.
Acertas este putt, e eu cago no troféu.
Yedincide yaptığınız o atış mükemmeldi.
Aquele putt que você fez no sétimo buraco... Foi fantástico.
Bu pata Birdie için.
Putt para um birdie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]