English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ P ] / Püre

Püre translate Portuguese

119 parallel translation
Patatesleri ilaçlamamız gerekiyor, soymamız değil. Püre yapmak ister misin?
Devemos pulverizar aquelas batatas, não descascá-las.
Püre de hazır olmak üzere.
O purê está preparado.
Düşünün, tüm yaşadıklarımızdan sonra, topluma tüm yaptıklarımızdan sonra... tavuk, bezelye ve püre alıyoruz.
Imagine, depois de tudo o que passámos, tudo o que fizemos pela sociedade... recebemos frango e ervilhas... e puré de batata.
Vücutları püre gibi olmuştu.
Ficaram desfeitos na rua.
Biraz daha püre.
Cá está, um belo puré.
Güzel püre.
Excelente puré. É esse o adjectivo.
Püre var.
Ainda há puré.
Sevdiklerini püre haline getirmek ise zor olan kısım.
Difícil é não triturar a pessoa amada.
Püre için güzel ve olgun.
Estão bem madurinhas para um puré.
Muzu ezip püre yapar.
para as bananas e assim?
Şurana püre bulaşmış.
Tens aqui um bocadinho de puré...
Az pişmiş biftek, püre, sos ve börülce istiyorum.
Quero um bife, mal passado. Puré de batata e molho. Feijão verde.
Bana püre yapmalarını söyler misin?
- Diga para fazer purê do salmão, por favor.
Püre yiyoruz, kîzarmîş patates, fîrînda patates.
Porque será que só comemos batatas? Em puré, fritas, assadas...
Toparlak püre patates de yapacak mısın?
Fazes puré de batata com grumos?
Bu gecenin patatesleri, püre, toparlak ve Tot şeklinde olacak.
Esta noite, as batatas serão em puré e com grumos e em formato de Tots.
İçindekiler, taze püre domates su, tuz ve bozulmayı geciktirmek için sodyum bezonat.
Os ingrediante eram : tomates frescos... água, sal e benzoatp de sódio para retardar a deterioração.
Püre gaz yapıyor. Benim zamanımda, Sherman, insanlar vaktini aileleriyle geçirirdi Pazar günleri ve özel günlerde.
No meu tempo, Sherman, as pessoas estavam mais com a família... aos Domingos e em ocasiões especiais.
Evet efendim, daha çok püre lütfen.
Sim senhor, papas de aveia.
Peki, evet, evet ama bu sefer Talaxian baharatlı, su karıştırılmış, püre.
Bem, sim, sim, mas batido... e misturado com água... e realçado com temperos Talaxianos.
Adli tabip, Bay Platt'in adeta püre haline getirildiğini söyledi.
Segundo o médico-legista, os órgãos vitais do Sr. Platt ficaram em puré.
Halis püre.
É puro.
Pişince un gibi olur, sadece püre yapılır bundan.
As cozinharão de maneira errada, só servirá para fazer purê.
Tamam işte, püre yaparsınız.
Bem então, purê!
Şalgam ve turşuyu püre haline getirmenin en iyi yolu yeni "Gala Şef" robotunuzu kullanmak.
E que melhor forma de transformar o nabo e o pickle em puré do que utilizando essa nova misturadora Gala Chef55.
Baban kanepede, yatar pozisyonda daha çok püre yiyebileceğini sanıyor.
O teu pai está no sofá. E acha que deitado consegue comer mais puré de batata.
Bir içki daha iç. Kızarmış domuz ve püre var.
Come porco frito com puré de batata...
Yine de pencereye yapışmış, ölü arılardan başka sana eşlik eden kimse olmadan her gece püre yemekten iyidir.
É melhor do que ficar bêbedo todas as noites sem companhia além das abelhas mortas na janela.
Hazır iç mi alsam, hazır püre mi?
Hm. Recheio instantanêo ou batatas esmagadas instantanêas?
Onu sınır dışı ettirirlerse, sadece onun kariyerini yok etmekle kalmazlar, onu az pişmiş et, sosis ve püre diyetine de mahkum ederler.
Porque se eles o deportarem, destroem a carreira dele, como também o condenam a comer porcarias o resto da sua vida.
Püre. İki kase.
Duas taças.
Ev yapımı çöreklar, çikolatalı kekler... et ve yanında püre... Bir bölümde bütün Kamboçya'yı doyuracak kadar yemek yapıyor.
Fazia donuts caseiros, bolo de chocolate... um jantar de borrego com puré de batata... e estufado que dava para alimentar o Cambodja, num só episódio.
- Et,, bezelye, püre...
- Bife, feijão verde e puré...
Tamam. Kızılcık sosu, pilav, püre.
Molho de uva, recheio, batatas.
Biftek, püre- - hayır- - kremalı patates taze bezelye, buzlu çay, ve dondurma.
São filetes ao porto, puré de patatas, guisados... Ice tea... e gelado
Gitmeliyim. 3 numaralı masadaki çocuk, püre fırlatmaya başladı.
Tenho de ir. O miúdo da mesa 3 está outra vez a atirar "poi". Fica para a próxima.
Sana biraz püre yapayım.
Faço-te um puré de batata.
Ben sadece sosis, püre ve biraz da pasta falan yemek istiyorum bala bulanmış incecik kızartmalar ya da tabutta bir eşek falan değil.
Só quero uma salsicha, puré e um bocado de bolo. Não galhos fritos em mel ou um burro num caixão.
Sıcak bir duş, maç izlemek. Bir kova kızarmış tavuk, püre ve ekmek.
Um duche quente, ver o jogo, um balde de KFC, puré de batata, bolachas.
Kasıklarından püre yapacağım!
Vou transformar-te em pudim!
Onları köpeklerimle avladıktan sonra, püre yaparım.
Eu como elas vivas depois que meus cães as caçam.
Senin ünlü püre patatesinden yerken kontrolümü kaybettim.
Está bem, misturei-o com o seu famoso puré de batata.
Tabi-püre.
Leite-creme!
- Tabi-püre! - Tabi-püre!
Leite-creme!
Diğeri de tabi-püre istiyor.
O segundo também quer leite-creme?
Bunun anlamı biriniz yaralanırsanız beni o kadar sıkıştırırlar ki, mallarım püre olur.
Então usem essas coisas. Passe pra frente, querida.
Bezelye, börek ve püre.
Ervilhas, tarte e pudim.
Onlara çok fazla püre veriyorsunuz.
Estás a dar-lhe demasiado puré de batata.
Salata, püre ve rosto.
- Salada, batata assada e carne da panela.
Ekşi püre.
Puré azedo.
Bir hamur gibi püre edilmekten ya da gözlerinin çıkarılmasından..... ve de dirseklerinin kırılmasından diz kapaklarının ayrılmasından..... vücudunun yanıp kül olmasından bacaklarının yarılmasından ve ezilmesinden..... zerre kadar korkmazdı cesur Sir Robin.
"Camelot Morte Certa" Não tinha mesmo medo nenhum de ser transformado em papa Ou de ter os olhos arrancados e os cotovelos partidos

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]