Quadros translate Portuguese
1,709 parallel translation
Ben... kendi resimlerimi boyarım!
Eu... pinto os meus próprios quadros!
Benim resimlerimi satacak.
Ela vai vender os meus quadros.
Özel ismi saklı tutmalıyız... ama son günlerde ölen ünlü bir Japon sanatçısı... bu on benzersiz resmi bıraktı.
Temos que reter o nome para manter a privacidade... mas um famoso artista japonês falecido recentemente... deixou estes dez quadros únicos.
- O kadar fahiş bir fiyatı ödemek?
E por apenas 3 quadros...
Resimlerle ilgili konuştuk...
- Ele gostou dos quadros.
Bir Euro'm bile yok en iyisi, resimlerimi nehre atmak.
Ele não quer baixar o preço. Vou mandar os meus quadros ao rio!
O tabloyu aşağıya götür, lütfen.
Leva os quadros lá para baixo, por favor.
Resimleri indirmeye başladım bile.
Eu já estou a terminar os quadros.
Şey, ben geldim çünkü resimlerinden birini odamda istiyorum.
Bem, eu vim porque Quero um dos teus quadros para colocar no meu quarto.
Gonzalo'nun resimlerinden biri.
Um dos quadros de Gonzalo.
O benim resim yapmama hiç değer vermedi.
Ele não devia tratar os meus quadros.
Resimlerimi de sevdiğin gibi mi, adi herif?
Da mesma forma que gostas de meus quadros, babaca?
Dokunma resmime, yoksa seni mahvederim.
Não toques nos meus quadros, ou eu encho-te de porrada.
Tüm kitaplar, tüm tablolar duruyor.
E os livros... e os quadros...
Onlar da Bayan Gallaccio'nun kendi yaptığı resimler.
São os quadros da Sra. Gallaccio.
Bunlar Bayan Gallaccio'nun kendi yaptığı resimler.
Estes são os quadros da Sra. Gallaccio.
Bayan Gallaccio, resimlerinin bazılarını bana vereceğini söylemişti.
A Sra. Gallaccio disse que me deixaria alguns dos seus quadros.
Bay Gallaccio'nun resimlerinden biri.
Esse é um dos quadros do Sr. Gallaccio.
Yaptığı resimleri gördün mü?
Viste os quadros dela? Sim.
Tabloları çoğunlukla deniz kıyısı resimleriydi. Biri de Polflexan'ın resmiydi, deniz feneri ve iskele birlikte.
Os quadros dela são quase todos de paisagens marinhas e há um de Polflexan, com o farol e o cais.
Ametist bir kolye ve birkaç resim için cinayet işlediğimi iddia etmiyorsunuz umarım.
Não está a insinuar que eu cometeria um assassínio por um colar de ametistas e uns quantos quadros?
Galerisi için birkaç resim satın almış ve seni özlemiş.
Ela comprou alguns quadros para a galeria dela. Sente a sua falta.
Finlandiya pasaport bürolarından ve doktorluk izni kurulundan Doktor Liddell'i araştır.
A comunidade médica lá... Marshall, procura biometricamente o Dr. Liddell nas bases de dados de escritórios que emitem passaportes e nos quadros de licensas médicas.
Bir bakıma, bu tablolar da benim bir ailem.
Trabalhamos delicadamente os mostradores até se render e abrir. E aqueles quadros são a minha família.
Sahte bir resme 50,000 dolar harcamam.
Eu não gasto 50 mil dólares em quadros falsos.
Evi resimlerle dolu ve eğer Leo ona Inhumanity'yi düşük fiyatla alabilirse şüphesiz, tekrar iş yapmaya gelecekti.
Tem a casa cheia de quadros. e, se Leo lhe arranjasse o Desumanidade a baixo preço, não havia dúvida em como ele voltaria lá.
Müşterilerini etkilemek için ofise sahte tablo asmasıyla tanınır.
O Ari é famoso por ter quadros falsos para impressionar os clientes.
Sence sahte resimler mi dağıtıyorum?
Dou-te quadros falsos?
Koltukların üzerine yastıklar, lambalar, resimler
Pôr umas almofadas, candeeiros, quadros.
Resimler güzel olurdu.
Quadros era giro.
Bu dükkan resim satıyor.
Esta loja vende quadros.
Hayır bunu rahatsızlık veren rozet resmi dükkanından aldım.
Não, comprei na loja de quadros de texugos incomodados.
Eşyaların resimleri ait oldukları eşyalara aittir.
Quadros de coisas pertencem em as coisas eles são quadros de.
Şu resimlere bak!
Olhar a esses quadros!
Gerçekten, eğer sen, hücresel otomat yaklaşımını önermeseydin bütün gün tahtaya bakıyor olurdum. Yani... muhteşemsin.
Honestamente, penso que teria olhado fixamente para aqueles quadros todo o dia se não tivesses aparecido com a ideia do autómato celular, por isso... és demais.
29 yaşındayken, 200'ün üzerinde tablo tamamlamıştı ve bir tanesini bile satmadı.
Ele terminou mais de 200 quadros até aos 29 anos e não vendeu um único.
Kanepesinden çalışma masasına, koltuğundan duvardaki dekorlara kadar uygun mobilyalar düşünülmüş ve çizimleri yapılmıştı.
Foram elaborados planos para mobília adequada ao Reichsführer. Desde o seu sofá, até â mesa ocasional, do seu cadeirão, até aos quadros da parede -
Ve garip, soyut resimler yapıyorum. İstersem tamamen gerçekçi resimler yapabileceğim hâlde.
Pinto quadros abstractos estranhos... mesmo sabendo como fazer pinturas realistas, se eu quisesse.
Bu resimler için ne düşünüyorsun?
O que achas destes quadros?
Candace'in resimleri.
Os quadros são da Candace.
Aslında ben herhangi bir kadro entrikasına bulaşamayacak kadar kendi resimlerime konsantre olmakla meşgulüm.
Na verdade, ando ocupado demais com os meus próprios quadros... para me envolver em intrigas do corpo docente.
Okul bitince bir yerde resim yapacağın bir iş bulacak mısın?
Então? Vais arranjar trabalho a pintar quadros quando terminares a faculdade?
Resimlerimi görmek ister misin?
Queres ver os meus quadros?
Diğer resimlerini de satın almak istiyorum.
Quero comprar o resto dos teus quadros.
Resimler ne olacak?
E os quadros?
Gelip resimlerime bakar ve iyi olup olmadıklarını söyleyebilir misiniz?
Pode ver os meus quadros e dizer-me se são suficientemente bons?
- Bu resimler...
- Estes quadros...
- Resimlerin canı cehenneme, senin de.
- Que se lixem a porcaria dos quadros e tu.
İyi numarayla ortaya çıktın. Sert adam, Normal Joe numarası. Ama resimlerin boktan ve sen de bunu biliyorsun.
Crias-te uma boa fachada com a tua aparência de durão... mas os teus quadros são uma farsa, e tu sabe disso.
Resimlerim biraz da olsa iyi miydi sence?
Achas que os meus quadros valem alguma coisa?
Bu dava sürerken müvekkilinin kaç resmini satarım biliyor musun?
Sabe quantos quadros do seu cliente consigo vender... durante esse processo?