Queijo translate Portuguese
5,394 parallel translation
Gevreklik iyi ama peynir-sos oranı şaka gibi.
Boa consistência a nível de massa. Queijo e molho muito desequilibrados.
Hamuru yanmıştı. Peyniri tel tel ve lezzetsizdi. Ama sos.
Base queimada, queijo fibroso e desenxabido.
Peynir ve domates.
Tem queijo e tomate.
Patates, lahana ve pişmiş peynir.
Batata, couve e queijo taleggio, no forno.
# Her yiyeceğin tadı eritilmiş peynirle güzeldir #
Toda a comida sabe bem Com queijo derretido
Konser öncesinde Rupert'la sodalı şarap ve yanında biraz peynir yiyoruz.
O Rupert e eu só estamos a comer um aperitivo e um pouco de queijo antes do concerto.
Biraz Brezilya fıstığı, tel peynir ve atıştırmalık aldık.
Castanhas-do-pará, queijo e snacks.
Evet, orta boy, kenarında peynir olan et aşkı pizzasından istiyorum.
Sim, quero uma pizza média de carne amante com queijo na côdea.
Tamam. Ekmek, peynir, zeytin ve şarap getirdim.
Ora bem, tenho pão, queijo, azeitonas e vinho.
Biraz da kızarmış peynir ister misin?
Queres queijo derretido?
Ve bir süredir sakladığım güzel bir peynir.
E um belo pedaço de queijo que tenho estado a guardar.
Kalp şekli ve etrafına peynir çubukları.
Palitos de queijo em forma de coração.
- Peynirli makarna ister misin?
Macarrão com queijo?
- Peynirli makarna istiyorum.
- Macarrão com queijo. - Boa!
Yüzbaşı Peynir Çubuğu'ndan bir laf sokma daha.
Mais um sentimento charmoso do Capitão Palitos de Queijo.
Sabaha kadar bütün isteklerinizi yerine getireceğiz. Kalp şeklindeki peynir çubukları hariç.
Conseguimos arranjar esta manhã tudo o que pediu excepto os palitos de queijo em forma de coração.
Peynir çubuğu mu?
Palitos de queijo?
Bir parça peynir aldığını düşündün.
Você pensou que estava a receber um pedaço de queijo,
Sevdiğin gibi peynirli ve domates soslu pizza.
A pizza tem queijo, molho de tomate, tudo o que vocês gostam.
41 peynirli sandviç, bir oturuşta yemek için oldukça fazla, değil mi?
São uma data de sandes de queijo para comer de uma assentada! Quarenta e uma!
- Hadi lan oradan Lucas! - Peynirli salamlı sandviç. - Bırak da o konuşsun!
Uma tosta de queijo e presunto.
" Peynirli salamlı sandviç.
Tosta de queijo e presunto.
Biraz peynir istiyorlar.
Gostaria... Gostaria de comprar queijo.
İki ay öncesine kadar bir peynir bile kızartamıyordun, ve şimdi...
À dois meses atrás nem queijo conseguias grelhar, e agora...
Yumurta ve peynir.
Ovo e queijo.
İki büyük peynirli Zaks bir de bir şişe diyet kola.
Dois grande Zaks com queijo, O dobro, grandes batatas fritas, pão de alho, e uma garrafa de Coca Cola.
Kanka, çok fazla peynir yedim.
Migo, comi demasiado queijo.
Galiba peynirden bir bebeğim olacak.
Acho que vou ter um bebé de queijo.
Ne tadı alıyorum, Gouda peyniri mi?
O que é isto, queijo gouda?
ınsanlar beni Dr. Octavius Brine olarak tanır. Meşhur genetikçi. Büyük peynir düşkünü.
Os humanos conhecem-me por Doutor Octavius Salina... afamado geneticista, entusiasta de queijo... e doador frequente em angariações de fundos para a Rádio Pública Nacional.
Peynir! Yakıyor!
O queijo, está a queimar!
- Peynirli. - Hayır, Olmaz.
- Uh, de queijo.
- Peynir.
- Queijo.
İki gece önce şarap ve peynir için..... dışarı çıktıklarına eminim.
Tenho quase a certeza que se juntaram todas para comer queijo e beber vinho há duas noites.
- Keşke ineğim bize biraz süt hatta peynir verse.
Eu desejo que nos dês algum leite ou mesmo queijo Eu desejo
Ona göre Velveeta da peynir.
Ele acha que Velveeta é um queijo.
Aşıklar, hayalciler ve peynir
Os amantes, os sonhadores e o queijo
Ağzında tereyağı gibi eriyen peynirleri ve en inanılmaz ekmekleri ikram ederler.
Têm o mais incrível pão e queijo que se derrete na boca como manteiga.
Peynir ve süs şekeri!
Queijo e sprinkles!
Ve ben de bir kahve ve çizburger alacağım.
Para mim é um hamburger com queijo e um café.
Hamburger, soğansız ve kızarmış peynirli.
Um hamburger com cebola, e outro com queijo.
Peynirli makarna, kızarmış biftek, kızarmış tavuk. Buna alışkınız.
Comemos macarrão com queijo, bifes panados, frango frito, porque é um hábito.
Bu çatışmanın en açık örneği tuhaf peynir konusu.
Um exemplo óbvio deste conflito é o caso curioso do queijo.
Süt yağını peynire dönüştürerek kullanabilirsiniz.
Uma forma de reutilizar a gordura do leite é transformá-la em queijo.
Az yağlı süt talebi yıllar içinde artınca hükümet kendini elinde ne yapacaklarını bilmediği bir sürü peynirle buldu.
Com o aumento da procura por leite magro ao longo dos anos, o governo deu por si com muito queijo e sem saber o que fazer com ele.
İnsanlara daha çok peynir yedirerek neden endüstrinin daha çok peynir satmasına yardımcı olmuyoruz?
"Porque não ajudamos a indústria a vender mais queijo convencendo as pessoas a comer mais queijo?"
HAKİKİ SÜT ÜRÜNLERİ
Queijo
Şimdi süt ürünleri reyonuna baktığımızda peynir reyonu, dilimlenmiş küp hâline getirilmiş rendelenmiş peynir paketleriyle dolu.
Vá à secção dos lacticínios e a parte dos queijos está repleta de embalagens de queijo. Desfiado, em cubos, fatiado, ralado...
Süt Ürünleri Yönetimi'nin peynir tüketimini teşvik etmek için yaptığı akıllıca şeylerden biri de Tarım Bakanlığı'nın Kongre'ye yıllık raporunda... peynirlerden övgüyle bahsetmesi oldu.
Algumas das coisas que a Dairy Management fez para encorajar o consumo de queijo foram tão inteligentes que o USDA se gabou delas no seu relatório anual para o Congresso.
Mini cheesecakelere dalmışım da.
Porque acabo de ver demasiados bolos de queijo a passar.
Biraz peynir, biraz krem peynir, birkaç kruvasan.
Queijo brie e croissants.