English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Q ] / Quinze

Quinze translate Portuguese

2,380 parallel translation
15 yıl.
- Quinze anos.
15 yıldan fazla oldu.
Há uns... quinze anos.
15 dakika içinde orada oluruz.
Quinze minutos. Estaremos lá.
15 dakika sonra hastanede olacağız.
Estaremos no hospital em quinze minutos!
Pekâlâ, paniğe gerek yok. Saatte 15 bin kilometre hızla bir solucan deliğinden evrenin diğer ucuna çıktık ve frenler yok.
Estás só a sair dum buraco negro do outro lado do universo, a quinze mil quilómetros por hora e sem travões!
Geri sayım : 15 saniye.
Aterragem dentro de quinze segundos.
Ay modülünden ayrılışa 15 saniye.
Iniciando libertação do módulo em quinze segundos.
15 yaşındaydım.
Eu tinha quinze anos.
Onu birkaç dakika daha beklerim, Bay McCintry. Ama çeyrek geçene kadar burada olmazsa her şeyi hükmen Bayan Finnegan'e vermek zorunda kalacağım.
Darei a ele mais alguns minutos, Sr. McCintry, mas se ele não estiver aqui em quinze minutos, serei forçado a conceder tudo para a Sra. Finnegan, pela revelia.
Toplam on beş yıldır.
No total? Quinze anos.
Ben de 15 günde küçük tasarruflarımı doğru hisselere yatırarak sayenizde zengin olayım.
Dentro de quinze dias, se investir cuidadosamente as minhas poupanças, graças a si serei um homem rico. Muito rico.
15 yaş genç görünüyordu.
Parecia quinze anos mais nova.
- On beş.
- Quinze anos.
15 dakika.
Quinze minutos.
Yok edicinin D.C.'yi vurmasından önceki 15 dakika.
Quinze minutos para o Predador atacar Washington.
Onu en son görüşüm sanırım 15 yıl önceydi.
Decorreram pelo menos quinze anos desde a última vez que o vi.
15 dakika içinde gidiyoruz.
Vamos sair daqui a quinze minutos.
15, lütfen.
Quinze. Por favor!
"Bekaretimi kaybettiğimde 15 yaşındaydım."
"Quando perdi a virgindade, aos quinze anos..."
Bana izin vermiş gibi gelmiyor.
- Quinze.
Neydi bu?
Não sei. Tem quinze anos e é uma rapariga. Diz-me tu.
Benim de canım, bir şeyi anlamak için on beş defa... anlattıran, çok sıkılmış birini dinlemek istemiyor!
Bem a mim não me apetece explicar tudo quinze vezes a alguém que está demasiado entediada e é parvinha demais para me ouvir.
Elli tekerli bir tırı nasıl göremezsin?
Como é que não viste um reboque com quinze metros? Por favor...
Üç ay, on beş gündür alkolden uzağım.
Estou sóbria há dois meses e quinze dias.
On beş.
Quinze.
Beş ve on beş.
- Cinco e quinze anos.
Alman sağ cenahındaki hayatî noktalara acilen yeni blokaj tümenleri yollayamazsak Ordular Grubu, 15 günden kısa bir süre içinde düşman tarafından yok edilecektir. Efendim, size telefon var.
A menos que consigamos enviar rapidamente novas divisões de bloqueio para pontos vitais ao longo da ala direita alemã, o exército será arrasado pelo inimigo em menos de quinze dias.
O yediklerin 15 yillik.
Essas bolachas têm quinze anos.
Yani bize tek gereken 15 saniye.
Quinze segundos. É tudo quanto precisamos.
Yüzde on beşi tamamlandı.
Já vai em quinze porcento.
150 fenike ama olay bu değil.
Quinze groshen mas isso não é a história.
Onlar ulusumuzu rezil ettiler ve bilhassa ben, çelişkiye düşmekten korkmayarak diyebilirim ki bugün o sözde 15 adam kutsal yeşil ve yaldızı giymeyi hak etmemişlerdi.
Envergonharam a nossa nação, e eu, pessoalmente, posso afirmar sem recear contestação, que hoje, esses quinze... supostos homens não mereceram vestir o sagrado verde e dourado.
15'lik neşter.
Lâmina quinze.
Çılgın bi 15 yıldı.
Foram uns quinze anos loucos.
- Yaklaşık 15 dakika önce.
- Quinze minutos atrás.
Her hedefte 10 bin ile 15 bin arası.
Dez a quinze mil em cada zona alvo.
15 dakika önce bir komşusu Jibraan Al-Zarian'ı evinden gürültüler geldiği için şikayet etmiş.
Um agente reconheceu o Jibraan Al-Zarian de uma chamada doméstica que recebeu há quinze minutos.
- 15 dakika.
Quinze minutos.
15 saniye mesafede, Jack.
Ele está a quinze segundos de ti, Jack.
Dubaku Matobo'nun araçta olmadığını anlayana kadar 10 dakika, belki 15.
Até que o Dubaku perceba que o Matobo não está na limusina. Dez minutos, talvez quinze.
Fazladan 15 dakika.
Mais quinze minutos em relação ao que tínhamos.
10-15 dakika.
Dez, quinze minutos.
15.
Quinze anos.
On beş dakika sonra mı?
Quinze?
İki çeyrekte, Hedeby Köprüsü'nde çok ağır bir trafik kazası oldu.
Às quinze para as duas, houve um sério acidente de trânsito na ponte Hedeby.
Onbeş yaşındayken...
Quando ela tinha quinze anos... Amém.
15 yaşındaki çocuklar seks yapmalı demiyorum ben.
Não creio que as crianças de quinze anos devam ter sexo.
Dinleyin.
Joga-se com quinze jogadores.
- 8 : 15.
Oito-quinze.
- 15 yıl
Quinze anos.
15.000 dolar. Ve ayrıca kart da kullanmamışlar. Makineye bir kere olsun dokunmamışlar bile.
Eles levantaram a quantia toda que havia nas máquinas... quinze mil dólares, e também... nunca usaram um cartão, nem sequer tocaram na máquina, nem uma única vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]