Rafferty translate Portuguese
128 parallel translation
Rafferty, 7.
Rafferty, 7.
O'Neil... sen ve Rafferty birkaç el bombası tuzağı kurun.
O'Neil... tu e Rafferty preparem umas armadilhas com granadas.
- Rafferty.
- Acho que sim.
- Evet?
Rafferty.
Şey, şu sıralarda Peder Rafferty konutunda.
Bem, acho que o Padre Rafferty está agora na sacristia.
Peder Rafferty'yi görebilir miyim?
Posso falar com o Padre Rafferty?
Ben Peder Rafferty.
Sou o Padre Rafferty.
Mulligan, hemen alay komutanlığına git ve Albay Rafferty ile derhal görüşmek istediğimi söyle.
Mulligan, Vai ao regimento avisar o coronel Rafferty, que venha falar comigo.
Eğer buradan canlı çıkamazsam Albay Rafferty her şeyi öğrenecek.
Se não sair vivo daqui, o coronel Rafferty será informado de tudo.
Belki Bayan Rafferty evdedir.
Talvez a Sra. Rafferty esteja em casa.
Bayan Rafferty.
Sra. Rafferty.
Bayan Rafferty evde olacak mı bilmiyorum ama ben evde değilim.
Não sei se a Sra. Rafferty está em casa. Só sei que eu não estou!
Sen de, Rafferty.
Tu também, Rafferty.
Adım Trooper Rafferty, efendim.
Apresenta-se o soldado Rafferty, senhor.
Teğmen Rafferty.
Tenente Rafferty.
Teğmen Rafferty, bu Çavuş
- Este é o Sargento...
- İyi akşamlar, Bay Rafferty.
Boa noite, Sr. Rafferty.
- Müfettiş Rafferty, ABD Gümrüğü.
- inspector Rafferty, da Alfândega.
Rafferty'nin çocuklardan biri.
- Bobby, Bobby Fontana. Um dos rapazes do Rafferty.
Ben Rafferty.
Eu sou o Rafferty.
Rafferty, bu işe yaramaz.
Rafferty, isto não vai dar certo.
Rafferty?
Rafferty?
Benimde yaptığım bu Rafferty.
É tudo o que tenho feito, Rafferty.
Rafferty.
Rafferty.
Rafferty ellerinle birşey yapmalısın demişti.
O Rafferty disse que é preciso fazer algo com as mãos.
Rafferty bir hilesi olduğunu söylemişti.
O Rafferty disse que há uma ligação.
Rafferty bir sürü gücümün olduğunu söylemişti.
O Rafferty disse que eu tinha muitos poderes.
Hey, dur da Rafferty'i buraya çağırayım.
Deixa-me chamar o Rafferty.
Rafferty, ordamısın?
Rafferty, estás aí?
Hadi Rafferty. Tek yaptığım biraz sınırı aşmak oldu.
Ora Rafferty, só pulei a cerca um bocadinho.
- Rafferty, beni göndermen gerek.
- Rafferty, tens de me deixar voltar.
Oğlumun bana ihtiyacı var Rafferty.
O meu filho precisa de mim, Rafferty.
O çocuk hayatını yaşamadı Rafferty.
O miúdo ainda nem teve uma vida, Rafferty.
Harika bir çocuk değilmi Rafferty?
É um miúdo muito porreiro, não é Rafferty?
Bunu söylemek zor Rafferty.
Isto é difícil de dizer, Rafferty.
Joe Egan ve Gerry Rafferty "Tekerlek hırsızları" adlı bir düet yaptılar.
Joe Egan e Gerry Rafferty eram o duo "Steeler" s Wheel "
- Bugün kameraya çekilen... - Şuraya bakın. ... bu görüntüler, bir LA polisi olan Hank Rafferty'nin, kimliği belirsiz siyahi bir adamı nasıl zalimce dövdüğünü açıkça gösteriyor.
- O que estão a ver, é um vídeo amador gravado hoje, que mostra um polícia de Los Angeles, Hank Rafferty... a agredir violentamente um negro ainda não identificado.
Memur Rafferty'nin siyahi bir zanlıyı sert bir şekilde dövmesi siyahi toplumda sert ve kızgın tepkilere yol açtı.
O espancamento de um suspeito negro por parte do agente Rafferty provocou uma resposta enfurecida por parte da comunidade negra.
Gerçek şu ki, Rafferty kural çiğnedi.
Quer gostes ou não deste gajo, o Rafferty violou os seus direitos.
- Bay Montgomery alerjilerinizi saymazsak, Rafferty size saldırdı mı, saldırmadı mı?
- Sr. Montgomery deixando as alergias de lado, o agente Rafferty agrediu-o?
California eyaleti Henry Rafferty aleyhinde.
O Estado da Califórnia contra Henry Rafferty.
Hank Rafferty güvenlik görevlisi.
Hank Rafferty guarda de segurança.
Steven Rafferty, 65, göğüs ağrısı var, nitro ile kısmen rahatlamış.
- Não. Steven Rafferty, 65 anos, dor no peito aliviada parcialmente com nitroglicerina.
Adı Daniel Rafferty.
O nome dele é Daniel Rafferty.
Bay Rafferty, görüyorum ki Doğu Sahiline geri dönmüşsünüz.
Sr. Rafferty, Vejo que regressou da costa Este.
Bu Rafferty denen adam beni yenmek üzere.
Esse Rafferty acabou por se antecipar.
- Rafferty denen adam şirin mi?
- Esse tal Rafferty é bonito?
Harrison'ın avukatı Daniel Rafferty'yi bugün erken saatlerde... mahkeme binasının dışında yakaladık.
Conversámos com o advogado do Harrison, Daniel Rafferty... hoje de manhã, à saída do tribunal.
Peki, Mr. Rafferty...
Muito bem, Sr. Rafferty...
Bay Rafferty?
Sr. Rafferty?
Hadi Rafferty.
Ora, Rafferty.