Rakunlar translate Portuguese
232 parallel translation
- Rakunlar şirindir.
- Os guaxins são bonitos.
Eğer bu minik rakunlar hakkında anneme birşey söylersen...
Se falasse com a Mã sobre o pequeno guaxim...
Rakunlar yediklerini herzaman öncesinde yıkarlar mı?
Um guaxim lava sempre tudo antes de o comer?
Rakunlar temiz hayvanlardır, hadi şimdi yat. Evlat
Os guaxins são asseados, agora deita-te, filho.
Rakunlar kendileri için nelere dikkat edeceklerini bilirler, değil mi?
Um guaxim sabe como cuidar de si, não é?
- Rakunlar hakkındaki bu sohbet neyin nesi?
- Que conversa é essa de guaxins?
Eğer annem yavru rakunları görmüş olsaydı, onlara bayılırdı.
Se a Mã tivesse visto os guaxins bebés, teria gostado deles.
Biz burada rakunlarımız olsun istemiyoruz.
Não quero guaxins aqui.
Bu mısırlara yine rakunlar dadanmış.
Os guaxinins estiveram aqui.
Tam burada kalıyor ve o rakunları buradan uzak tutuyoruz, duydun mu?
Nós ficaremos aqui, para que não entrem os guaxinins.
Rakunları dumanla dışarı çıkarıp öldürmek gibi!
Matamo-los como patos fumados?
Maymunlar batı kanadına rakunlar doğuya.
Macacos na ala oeste, guaxinins na leste...
Rakunlar bahçede çöplere dadanmıştır gene.
São texugos a mexerem no lixo de novo.
Neyi savunuyorlar biliyor musunuz? Zencileri, timsahları, maymunları, rakunları ve sıçanları.
Significa "Negros, Aligatores, Africanos, Crioulos e Pretos".
Bazen geceleri burada rakunlar olur.
Por vezes, vêem-se guaxinins por aqui.
Rakunlar!
! Guaxinins!
Bazı aç rakunlar çöpümü cırmıklasın diye beklemeye başlamayacağım.
Mal posso esperar por andar a vasculhar no lixo como um guaxinim esfomeado.
Yoldaki rakunları da farkediyordu.
Via guaxinins na estrada.
Rakunları görüyordum.
Via os guaxinins todinhos!
Rakunlar okula girmeye çalışıyor.
Os animais querem entrar.
Rakun mu? Rakunlar arka bahçemize girmeye çalıştığında annem onları bir süpürgeyle kovalardı.
Quando os ratos-lavadores tentaram entrar lá em casa, a minha mãe enxotou-os com a vassoura.
Pompoko'nun 31. yılının ağustosunda, Tamakyuro rakunları arasındaki nihai savaş Suzuka ve Takaga Ormanları'nın sınırındaki inşaat alanında oldu.
No Outono do 31º ano de Pompoko a última batalha entre os Guaxinins de Tamkyuuriu teve lugar numa clareira entre as florestas Suzuka e Takaga.
Bunu pek fazla kişi bilmez ama, insanlar etrafta olmadığında rakunlar iki ayaklarının üzerine kalkıp yürürler.
Na verdade, poucos sabem que todos os Guaxinins podem manter-se de pé e andar quando não estiverem humanos por perto.
Bundan sonra nereye gidebilir rakunlar?
Então, para onde irão eles?
Sağ kalan rakunlar toparlanıp, fazla çocuk yapmamalı.
Os sobreviventes deverão conter-se e não ter mais filhos.
Oroku Nine tarafından harekete geçirilen rakunlar, aşağı baktılar ve gördüklerinden şaşkına döndüler.
Encorajados por Oroku, os Guaxinins foram ver os arredores e ficaram aturdidos com aquilo que viram.
Tehlike altında oldukları için rakunlar hızla dağıldı.
Os Guaxinins separaram-se rapidamente por causa do perigo.
Askerleri eğitmek için, eski hünerin hâlâ kullanılmakta olduğu, Shikoku ve Sado'dan "Dönüşebilen Rakunlar" ı davet etmeye karar verdiler.
Para treinar as tropas, os chefes convidaram os Guaxinins polimorfos de Shikoku e Sado, onde as técnicas ancestrais eram ainda praticadas.
O halde genç rakunların büyümesini beklememiz gerekecek demek ki.
Na verdade teremos de aguardar que os jovens cresçam.
İzni olmayan rakunlar, televizyon seyretmek için gün boyu tapınakta toplanmaya başladılar.
Os Guaxinins que não estavam destacados, iam ao templo ver televisão durante o dia.
Ama rakunlar doğuştan tembeldir....... Bu nedenle, bazıları bu sanatı öğrenmede yetersiz kalır.
Mas os Guaxinins são de natureza relaxada, Não chegando por vezes a dominar esta arte.
Biz rakunlar esasen iyi huylu, saf ve fazla nazik yapılıyız.
Nós os Guaxinins, somos de natureza bondosa, mas crédulos e demasiado servis.
Rakunlar, insanları ve dönüşümü öğrenmekle meşgulken kış bitti, kaysılar çiçek açtı ve aşk mevsimi gelip çattı.
Enquanto os Guaxinins estavam ocupados a estudas os humanos e a metamorfose, o Inverno chegou ao fim, as flores de damasqueiro desabrochadas a época do amor tinha chegado.
Ama rakunların pek çoğu İhtiyar Oroku'nun ikazlarına uydu ve savaşı kazanana dek çocuk yapmama konusunda kendilerini disiplinize etmeye çalıştılar.
Mas a maior parte dos Guaxinins obedeciam ao pedido da velha Oroku... e tentavam controlar-se para não ter mais filhos até que tenhamos ganho a batalha.
Özellikle dişi rakunlar, içgüdülerini bastırdılar ve erkeklerin tüm girişimlerini bertaraf ettiler.
Em privado, as fêmeas reprimiam os seus instintos e afastavam os avanços dos machos.
Rakunlar bunu, kızgınlık ve hüzün içinde seyrettiler ve bölgeye "Yüzsüz Tepe" lakabını taktılar.
Os Guaxinins observavam tudo com raiva e tristeza e eles passaram a chamar a região de "Colina Sem Rosto".
O yıl, bakacak çocuk derdinden kurtulan dişi rakunlar da dönüşüm çalışmalarına başladılar.
Nesse ano, porque elas não tinham filhos para criar, as fêmeas também começaram a treinar a metamorfose.
Erkek rakunların, kadınlara ve çocuklara dönüşümlerinde biraz sorun vardı.
Os machos tinham problemas em transformarem-se em mulheres e crianças.
Elbette, bazı dişi rakunlar insan erkeklerine dönüşmek istediler.
Claro está, algumas mulheres quiseram também transformar-se em homens..
Bir gün rahip Tsurugame, erkek rakunlar için özel bir ders hazırladı.
Um dia, Tsurugame o sacerdote deu uma aula especial para os machos Guaxinins.
Dönüşümde uzman rakunlar, acil durumlarda güçlerini yenilemek için "enerji artırıcıları" her zaman yanında bulundurmalıdır.
Mesmo os mais experientes necessitam duma reserva suplementar de energia para recuperar as forças em caso de emergência.
Bazı rakunlar, aynı insana benzeyerek takım halinde çalışmaya karar verdiler.
Alguns Guaxinins resolveram trabalhar em equipa e imitar uma única pessoa.
Tüm Tanaka rakunlarının mutluluğu için bunu yapıyorum.
Eu faço-o pelo bem de todos os Guaxinins de Tama!
Ne kadar itiraz ederseniz edin, biz Takaga rakunları harekete gececeğiz.
Em todo o caso, independentemente daquilo que decidirem, os da floresta Takaga agirão!
Rakunların coşkuları, haberleri dinledikçe sönmeye devam etti.
A moral dos Guaxinins baixava à medida que iam escutando as noticias.
Ama hurafelerden korkan yerel halk ile yapılan röportaj rakunların yeniden cesaretlenmesine neden oldu.
No entanto, eles recuperaram a coragem ao verem as entrevistas aos habitantes, que tinham medo de maldições.
Rakunlar çok iyi konsantre olmuştu.
Os Guaxinins faziam tudo o que podiam.
İnsanların dönüşüm sanatıyla bu kadar kolay kandırılmaları, rakunları çok eğlendiriyordu.
Os Guaxinins estavam contentes porque podiam facilmente enganar os humanos com os seus poderes de transformação.
Haberler tüm Japonya'ya yayıldı ve rakunların morali daha da yükseldi.
As novidades espalhavam-se por todo o Japão e a moral dos Guaxinins aumentava cada vez mais.
İki arkadaşlarını gönderdikten sonra öbür rakunlar, Yeni Şehir'dekileri korkutmaya devam ettiler.
Após a partida dos seus dois amigos, os outros Guaxinins continuaram a semear o terror na Cidade Nova.
Projeyi önlemeye yardım etsin, etmesin dönüşüm yeteneğini kullanmak rakunların hoşuna gidiyordu.
Eles começaram a apreciar as transformações independentemente delas estarem relacionadas com o projecto.