English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Rana

Rana translate Portuguese

1,169 parallel translation
Mahkemenin önündeyim. Avukatlar Posta Mucizeleri davasında suçluların kim olduğunu ve bunu niye yaptıklarını kıran kırana tartışıyor.
Estou diante do Tribunal Federal, onde a procuradoria e a defesa travam um contencioso debate legal quanto às origens, motivos e aos responsáveis no chamado processo do Milagre Postal.
İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar.
Para o melhor e para o pior, na doença e na saúde, até que a morte nos separe.
Onun sesi benim kulağımda bir öpücük gibi çiçek açtı ve sonra bedenimi yaralayana kadar büyüdü ve kulaklarım yırtıldı,'yeter'diye bağırana kadar.
A voz dela desabrocha como um beijo nos meus ouvidos e cresce até magoar o meu corpo e torturar os meus ouvidos até quase ao ponto de eu gritar : "já chega".
Ama ben bu sopayla topu 500 kere saydırana kadar... hiç kimse bilmeceyi çözemezse, parayı ben alırım.
Mas se bater 500 vezes com a bola no taco... e ninguém acertar, quem ganha sou eu.
Sen Lydia, Alfred'i... ... ölüm sizi ayırana kadar seveceğine yemin ediyor musun?
Lydia, aceita Alfred como marido, prometendo amá-lo e respeitá-lo até que a morte os separe?
- Peki sen Alfred, Lydia'yı... ... ölüm sizi ayırana kadar seveceğine yemin ediyor musun?
- Alfred, aceita Lydia como mulher, prometendo amá-la e respeitá-la até que a morte os separe?
Bizi ayırana dek oğluyla her gün..,... oyun oynadım, 4 yaşına kadar.
Brinquei com o filho todos os dias, até aos meus quatro anos... -... e depois separámo-nos.
Ondan sonra, sizler beni uyandırana kadar hiç bir şey hatırlamıyorum.
Depois disso, não me lembro de nada até que você me acordou agora.
Ayda bir kaç kez bu trenden kaçıyordu ta ki bir gece karısını yataktan fırlatıp kolunu kırana kadar.
Durante várias vezes por mês, ele fugia deste comboio. Até que uma noite partiu o braço da mulher quando a atirou para o chão.
Koruyucu önlemler almazsak, birkaç yıl içinde Rhinus Venisefula'nın soyu tükenecek.
Se não se tomarem precauções, daqui a uns anos a Rana sphenocephala estará extinta.
Öğleden sonra TV programlarıyla dikkatimizi dağıtıp kafamızı karıştırıyorlar. Böylece Rhinus Venisefula türü kurbağaların soykırımını fark etmeyeceğimizi düşünüyorlar.
Os talk-shows vespertinos e os noticiários reduziram tanto as nossas capacidades que, em breve, a nossa capacidade de pensar extinguir-se-á como a Rana sphenocephala.
Gece yarısı Rhinus Venisefula'nın en aktif olduğu zamandır ve burası birincil yavrulama yerleri en azından bir aralar öyleydi.
A noite é o período mais activo da Rana sphenocephala. Este é o terreno primário. Ou costumava ser.
Bastıralamaz bir kan susuzluğuyla sürükleniyorlar, niyetlendikleri kurbanlarının izini amansızca takip ediyorlar... onu köşeye sıkıştırana kadar.
Induzidas por uma incontrolável sede de sangue, seguem implacavelmente a vítima... até a encurralarem.
- Ölüm bizi ayırana dek.
- Até que a morte nos separe.
Ölüm, boşanma ya da terk edilme bizi ayırana kadar.
- Até que a morte, o divórcio... - A morte, o divórcio... -... ou a deserção nos separem.
Hatta seni ikiye ayırana kadar!
Até não poderes mais.
Rebecca, Henner'i kocalığa kabul ediyor musun? Ölüm sizi ayırana dek onu seveceğine, şefkat gösterip uyacağına yemin ediyor musun?
Rebeca, aceitas Henner como teu esposo, para amar e cuidar, honrar e obedecer, até que a morte vos separe?
Ya sen Henner, Rebecca'yı karılığa kabul ediyor musun? Ölüm sizi ayırana dek onu seveceğine, şefkat gösterip uyacağına yemin ediyor musun?
E Henner, aceitas a Rebecca como tua esposa, para amar e cuidar, honrar e obedecer, até que a morte vos separe?
- Ve sizi çağırana kadar ortaya çıkmayın.
- Fiquem aí até que os chame.
Ama çağırana dek buradasın, öyle ya?
Mas vais ficar até então, não vais?
Çağırana dek buradasın, öyle ya?
Até que o Presidente te chame, hem?
Çağırana dek buradayım.
Até que me chame.
Alacakları yüzde konusunda kıran kırana pazarlık edip... avukatlarını seçenler var.
Há pessoas a apontar dedos... A fazer acordos colaterais... à procura das percentagens.
Onlarla konuştum ve onları çağırana kadar beni rahat bırakmayı kabul ettiler.
Os espíritos prometeram deixar - - me em paz até eu os convocar.
Yardım çağırana kadar burada kalın.
Fiquem aqui enquanto vou procurar ajuda.
Saldırana kadar kim olduğunu bilemezsin.
Não saberás onde estão eles, até que ataquem.
- Rekabet kıran kırana.
- Competição violenta, de facto.
Eski koğuş arkadaşıyla şöyle kıran kırana dövüşürse.
Se tem uma escaramuça com o seu ex-companheiro de cela?
Carl geldiğinde aklını kaçırana kadar doyururum onu.
Que bom! Quando o Carl chegar, vou empanturrá-lo até ele já não saber a quantas anda.
Sadece hikayeler duydum, ama saldırmadan hemen önce ölümlü görüntüsünü... alıyorlar gibi görünüyor ; sonra tekrar sana saldırana kadar gölge formlarına geri dönüyorlar.
Apenas ouvi histórias, mas parece que elas assumem características mortais antes de atacarem. Depois voltam à sua forma depois de te terem atacado.
Sen! Sırana geç!
Fica na fila aí atrás!
Ölüm sizi ayırana dek.
Até que a morte vos separe?
Jason, "Yalan, yalan, yalan, ölüm bizi ayırana kadar" diyor.
E o Jason diz "Mentira, mentira, mentira, até que a morte nos separe."
Silah bıraktırana kadar baskımız devam edecek.
Mantenham a pressão até ele ter de mudar o carregador.
Bir taksi çağırana kadar bana bir şey söylemeye vaktin var.
OB-GIN. Tem algo para me dizer, diga.
Yer altında... mutasyona uğrayıp saldırana kadar. Sakladığınız komplo bu muydu?
Que vive numa gruta, subterrânea, até que sofre mutação e ataca.
Onu sayıp, sevecek, vs... -... ölüm sizi ayırana dek? - Ediyorum.
Prometes honrá-la, amá-la, etc, etc até que a morte os separe?
Sen Kyle, Laura'yı hastalıkta ve sağlıkta yaşamının seni götüreceği her yerde ölüm sizi ayırana kadar eşin ve can yoldaşın olarak kabul ediyor musun?
Kyle, aceitas esta mulher, Laura, para tua esposa, na saúde e na doença e onde os percursos da vida vos levarem, até que a morte vos separe?
Hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek seni seveceğime söz veriyorum.
Juro amar-te e respeitar-te até que a morte nos separe.
hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek.
na doença e na saúde, até que a morte os separe.
Zamanla kırabileceğimi sanıyorum. Ama şifreyi kırana kadar daha fazla kişinin ölmesinden korkuyorum.
Sim, com tempo, acho que sim... mas eu preocupo-me com quantas mais vidas serão perdidas... à conta do tempo que eu demore.
Güvenlik önlemlerini arttırana kadar. Birkaç günlüğüne.
É só por alguns dias, até reforçarmos a segurança.
Ölüm bizi ayırana kadar, Marie.
Até que a morte nos separe, Marie.
Beni çıkacağım kadınla tanıştırana kadar harikaydı.
Fabulosamente. Até à altura em que ela me introduziu ao meu par.
"... karım olarak kabul ediyorum. Hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana dek. "
"Como minha esposa, na saúde e na doenca até que a morte nos separe".
... karım olarak kabul ediyorum. Hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana dek.
Como minha esposa, na saúde e na doenca até que a morte nos separe.
Sen uçağı geri çağırana kadar buradan gitmiyorum.
Não sairei daqui até chamar o avião de volta.
... hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana dek yasal eşim olarak kabul ediyorum.
Como meu legítimo e adorado esposo na doenca e na saúde até que a morte nos separe.
Ölüm uçakları saldırana kadar ana gemiyi farketmedik bile.
Nós não tínhamos visto a nave-mãe quando os planadores atacaram.
Saldırana kadar avlarının etrafını sarıyorlardı.
Mas... eles caçam como um grupo de cães a cercar a sua presa até atacarem.
- Gün ağırana kadar bekleyelim?
Esperamos até amanhecer?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]