English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Reem

Reem translate Portuguese

99 parallel translation
Beni batırdıkları anda, kendimi derin bir kelno'reem durumuna geçirdim.
Quando decidiram submergir-me, coloquei-me em estado de kelnorim.
Görevini, sadece vücudunu kelno'reem'e sokarsan tamamlayabilir.
Só pode fazer o trabalho dele se puseres o corpo... num estado de kelnorim.
Eğer kelno'reem uygulamazsan ölümüme sebep olabilir.
Se não fizeres o kelnorim, isso pode levar à minha morte.
Henüz kelno'reem'e ulaşmadın.
Ainda não atingiste o kelnorim.
O anda ulaşmış olacaksın kelno'reem'e.
Nesse momento, terás atingido o kelnorim.
Teal'c, kelno'reem olayına ne oldu?
Teal'c, e aquela coisa de kelnorim?
Görevini, sadece vücudunu kelno'reem'e sokarsan tamamlayabilir.
So pode fazer o trabalho dele se puseres o corpo... num estado de kelnorim.
Eğer kelno'reem uygulamazsan ölümüme sebep olabilir.
Se nao fizeres o kelnorim, isso pode levar a minha morte.
Henüz kelno'reem'e ulaşmadın.
ainda nao atingiste o kelnorim.
O anda ulaşmış olacaksın kelno'reem'e.
Nesse momento, teras atingido o kelnorim.
Kelno'reem.
Kelno'reem.
Oldukça derin bir kelno'reem yaptım..... ve ortakyaşamım beni sağlığıma kavuşturdu.
Coloquei-me num profundo estado de kelno'reem durante a noite, e o meu simbiote ajudou-me a recuperar.
Derin meditasyona girerek.
Num profundo estado de kelno'reem.
Derin bir meditasyon esnasında kalp atışlarının arasındaki zaman gittikçe uzamaktadır.
Num estado profundo de kelno'reem, o coração bate com intervalos muito longos.
Ben de meditasyonumu tamamlayamadım.
Eu não pude acabar o meu kelno'reem.
Eğer kendimi oldukça derin bir kelno'reem durumuna sokarsam, kalp atışım yavaşlar ve oksijen ihtiyacımız gözle görülür şekilde azalır.
Se eu me colocar num profundo estado de kelno'reem, as pulsações do meu coração diminuem, e a nossa necessidade de oxigénio baixa consideravelmente.
Meditasyonumu tamamlayamadım.
Não pude acabar o meu kelno'reem.
Şu an için... kelno'reem yapmam gerek.
Agora, tenho de ir meditar em kelno'reem.
Kelno'reem giderek daha zor oluyor.
O kelno'reem é cada vez mais difícil.
Hayatta kalmak için derin bir kelno'reem durumuna geçmiş olmalılar böylece kalp atışları dakikada bir veya ikiye kadar yavaşlamıştır.
Para sobreviverem o mais possível, devem ter entrado num estado profundo de kelnorim, que diminuiu a frequência cardíaca para um ou dois batimentos por minuto.
Hayır, eğer kelno'reem yapmazsan bağışıklık sistemin savunmasız kalabilir.
Nao. Teal'c, se nao fizeres kelnorim, o teu sistema imunitário tambem ficará fraco.
Memnuniyetle benimle beraber gelip kelno'reem yapabilirsin.
Podes juntar-te a mim enquanto faço kelnorim.
- Kelno'reem'im kesilmedi.
O meu kelnorim nao foi perturbado.
Şu kelno'reem meditasyonu için içeriye girmişti.
Ele adoptou a qualidade de kelno'rreming.
Burası kelno'reem için geldiğim yer.
e aqui que realizo o Kelnorim.
Tretonin kullanmaya başladığımdan beri önceki gibi kelno'reem yapamıyorum.
Nao consigo fazer kelnorim desde que comecei a usar tretonina.
Ortakyaşam olmadan, kelno'reem gereksizdir.
Sem o simbiote, kelno'reem é desnecessário.
Artık kelno'reem'e ihtiyacın olmadığını biliyorum, ama,.. sadece bana izin ver.
Sei já que não precisas de kelno'reem, mas ajuda.
Başarılı bir kelno'reem için, diğerlerinin hepsinden önemli bir şey gerekir.
Para sucesso no kelno'reem, há um elemento que é preciso acima de todos.
Kelno'reem gereksiz, ancak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Kelno'reem é desnecessário. Mas faz-me sentir... melhor.
Teal'c. Meditasyon için biraz zaman ayıracağını düşünüyordum.
Teal'c. Pensei que fosses estar algumas horas em o kelno'reem.
Bunun daha önce meditasyon yapamamanla ilgisi olabilir mi?
Pode isto ser da sua incapacidade de Kelno'reem antes?
Kelno'reem bir Jaffanın vücudunu gençleştirmek için kullandığı bir yöntemdir, bir kere yapamamak baygınlık gibi bir sebebe neden olmaz, değil mi?
A meditação Kelno'reem é necessária para um Jaffa rejuvenescer o seu corpo, mas não a sendo capaz de fazer uma só vez não causa desmaios, pois não?
- Sen meditasyon yaparken rüya görmüyor musun?
- Não sonhas quando estás no Kelno'reem?
Kelno'reem sırasında düşüncelerimi kontrol edebiliyorum.
Enquanto no estado de Kelno'reem eu controlo os meus pensamentos.
Biraz Kel'no'reem yapıyordum.
Estava a meditar.
Bunlar onun anne ve babası Fayed ve Reem Hotary, 314 Jarusalem Caddesi, Ramallah, Filistin.
Estes são os pais dele, Fayed e Reem Hotary, Rua Jerusalém, 314, Ramallah, Palestina.
Reem Acra'da dikilmiş bir elbise alıyorum ve sonrasında Nate'le beraber kuzeninin prova yemeğine gidiyoruz.
Vou provar um vestido no Reem Acra, e depois o Nate e eu vamos ao jantar de ensaio do primo dele.
30 yıldır hiçbir seri katil kötülüğüyle ün salmış Lucas Reem kadar Las Vegas'a dadanmadı.
Nenhum assassino em série nos últimos 30 anos tem assombrado Las Vegas completamente como o notório Lucas Reem.
Bu sabah size Reem tarafından 1995 yılında bir yaz mevsiminde 10 kişiyi öldürdüğü zaman kullanılan arabaya sahip olma şansını sunuyoruz.
Esta manhã, oferecemos-lhes a oportunidade de comprar o carro conduzido pelo Reem, em 1995, quando ele matou dez almas ao longo daquele verão.
Koleksiyoncu dostlarım, bu Reem'in hücumunda onu taşıyan savaş arabası.
Amigos coleccionadores, este é o carro que o Reem conduzia durante a sua espiral assassina!
Reem 10 cinayeti de itiraf etmişti, değil mi?
O Reem confessou os dez assassinatos, certo?
Bu koleksiyoncular Lucas Reem'in bıraktığı halini ister.
Não achas que pelo menos, deviam ter-lhe limpo o pó. Estes coleccionadores queriam-no exactamente como o Lucas Reem o deixou.
Lucas Reem demek? Nate Haskell?
Quero dizer, Lucas Reem?
Kız kardeşi 1995'te Lucas Reem'in kurbanlarından biriymiş.
A irmã dela era uma das vítimas do Lucas Reem em 1995.
Ailenin Lucas Reem'le olan geçmişini biliyorum.
Olhe, eu sei sobre a história da sua família com o Lucas Reem.
Lucas Reem'in kardeşimi nasıl biçtiğini mi kastediyorsun?
Quer dizer como o Lucas Reem esquartejou a minha irmã?
Reem'in arabasının satışa çıktığını duyunca ne kadar sinirlenmiş olabileceğini ancak hayal edebilirim.
Só posso imaginar a raiva que sentiu ao saber que o carro do Reem ia ser leiloado.
Sonra Lucas Reem ve diğer seri katiller hakkında öğrendiklerinin hepsini anlattı.
E contou-me tudo o que tinha estudado sobre o Lucas Reem e outros assassinos em série.
Lucas Reem'e ait araba da dahil.
Incluindo o carro que foi do Lucas Reem.
Lucas Reem benim orada olduğumu anlamamıştı.
O Lucas Reem não fazia ideia que eu estava lá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]