Rengarenk translate Portuguese
111 parallel translation
Böyle rengarenk elbiseler giymek çok hoştur.
Que bonitos esses vestidos às cores.
Eğer boğazımı doyurmazsan rengarenk bir yılan olacağım.
Sinceramente, eu nem havia percebido!
Menekşeler, biberiye, rengarenk "bennüm" düğün buketim!
Amores-perfeitos, alecrim, o meu bouquet de casamento!
Balonlar! Rengarenk, şekil şekil.
Todas as formas e cores!
Rengarenk bir saray, hemen! Paraya acımayın!
Um palácio colorido, Não poupes gastos, agora!
Tüm pazar alanını devasa rengarenk sirk çadırına çevirmek istiyorum.
Quero converter a Praça do Mercado numa gigantesca tenda de campanha, multicolorida.
Rengarenk bir dünya... Senin evinde...
O mundo a cores, em tua casa...
Ona Karanlıklar Efendisinin sahip olmasındansa... rengarenk Saruman'ın sahip olmasını yeğlemez misin?
Vovê prefere que o Senhor do Esvuro o tenha... ou o volor ¡ do Saruman?
Bakın... Dikkat ettiniz mi? Burayı parlak ve rengarenk yaptık müşterileri gaza getirmek için
Ali... vê... coloquei imensas luzes e umas cores bonitas para atrair aqueles selvagens.
'İspanyol kalyonu dünyanın farklı okyanuslarından''toplanan rengarenk balığa ev sahipliği etmektedir.'
0 Galeão Espanhol abriga inúmeros peixes coloridos, que reunimos aqui a partir dos diferentes oceanos do mundo.
Rengarenk kiremitli çatılarımız, arnavut kaldırımlı sokaklarımız ve son derece verimli tarlalarımız var.
Temos telhados coloridos, calçadas de pedra, e campos muito ricos.
İnsanlar... güzel atları... rengarenk giysili jokeyleri, ve- -
Vão por causa... dos cavalos bonitos... e dos jockeys coloridos, e...
"Bana rengarenk aşkın rüyasını verdi"
"Se ele me beija, com todo o seu amor"
Bir çeyrekliğe, rengarenk çimento topları mı?
Bolas de cimento multicolor a 25 cêntimos?
Bütün çiçekler açmişti... ve rengarenk yazin tatli kokusuyla beraber... babamiz eve dönmüştü.
As flores estavam viçosas. E, com a cor e o doce odor do Verão, chegou o nosso pai.
Bu nedenle kökleri derine inmeyen bitkiler dağın bu bölümünü geniş geniş kullanır. Yaz gelince rengarenk bir görüntü ortaya koyarlar.
Por isso, as plantas com raízes superficiais têm estas partes das montanhas só para elas, e no Verão, dão um belo espectáculo de cor.
Rengarenk sesler, Çeşit çeşit duygular.
Tantas cores de sons, tantas modelações!
Missouri'de rengarenk giyiniyordunuz herhâlde?
Se calhar, no Missouri, vocês usam todas as cores.
Şöyle ki bir gün gelir her yeni olgunlaşan erkeğin hayatında önüne rengarenk ve güzel çiçekler çıkar.
Sabes, Russ, na vida de qualquer jovem chega uma altura em que ele entra no jardim perfumado das lindas flores.
İki torba otumuz 75 tane meskalin hapı beş tabaka kurutma kağıdına emdirilmiş asit yarım tuzluk dolusu kokain uyarıcılar, sakinleştiriciler, çığlık attıranlar, gülümsetenler dolu rengarenk bir galaksimiz vardı.
Ora vejamos... Tínhamos duas saquetas de erva, 75 cápsulas de mescalina, Cinco folhas de um LSD porreiraço, um saleiro meio cheio de coca, uma colecção de pílulas coloridas :
Yani bir arabanın arka koltuğunda bir saat geçiriyorlar ve bir anda, rengarenk oluyorlar.
Elas passam 1 hora dentro de um carro e aparecem em Technicolor?
Rengarenk, sevimli bebek.
Como acontecerá esta noite?
Uçuşan rengarenk kuşlara bakın.
Veja estes pássaros de penas coloridas, a esvoaçar aqui e ali...
Özel canlı rengarenk parıltısız, geri çekilebilir tank mı bu yoksa?
É um aquário "Custom Living Color", anti-reflexo e com tampa retráctil?
Ve güneş enerjili bu ayna elimdeki rengarenk fırıldağı döndürecek kadar enerji toplayabilir.
E este colector solar reúne energia suficiente para fazer girar este moinho colorido.
Rengarenk kağıtlar, giysiler...
" trapos vermelhos e negros, papéis coloridos e mais papéis,
ABD Başkanı Grover Cleveland'in düğmeye basışıyla birlikte tüm fuar alanı, florasanların ve rengarenk projektörlerin göz kamaştırıcı ışıklarıyla aydınlanıvermişti.
E o recinto da Exposição resplandeceu com uma iluminação brilhante e luzes de várias cores.
Düşünsene. Rengarenk giyinir. Dans etmeyi bilir.
Ele combina as cores da roupa, sabe dançar...
Bu tıpkı kurak bir tarlada rengarenk açmış bir çiçeğe rastlamak gibi bir şey.
O Wilt Chamberlain disse que dormiu com 20 mil, por isso és um falhado. "
Kısa ama rengarenk geçmiş Bilgisayar endüstrisi herşeye hakimdi Windowsçular tarafından.
Na maior parte de sua pequena, mas rica história, a indústria de computadores foi dominada pelo sistema operacional Windows.
Yine rengarenk, çevirme kolu olan bir kutu var. Kol çevirilince, büyük şok, bir soytarı çıkıyor.
É outra caixa com uma manivela que tenho de rodar vezes sem conta até...
Yolu rengarenk güllerle süsleriz.
Podíamos plantar rosas de todas as cores na entrada.
Ağacın... Christine, rengarenk olmuş.
Christine, a sua árvore é tão colorida.
Sanki siyah beyaz dünyam, aniden rengarenk olmuştu.
Foi como se o mundo ficasse colorido de repente.
Rengarenk şallar dalgalanmaya başlar
"Levanta centenas de cachecóis coloridos"
- Onları böyle rengarenk seviyorum.
- Gosto delas com espírito.
Günışığı incileri rengarenk yapar.
"Pintemos as pérolas com as cores do íris."
Makyaj, uzun saç, rengarenk kıyafetler...
Maquilhagem, cabelo comprido, vestimentas coloridas e brilhantes.
Bu rengarenk ve hayat dolu.
Este... é cheio de cor, vida.
Hem de rengarenk.
Vamos a isso então.
Gökteki rengarenk çizgiler, inanılmaz.
A forma como o céu está ralado de cor.
Bu rengarenk evrende harikalar yarattınız.
Você tem realizado maravilhas neste... colorido universo.
Ve yeni beliren rengarenk çiçeklerin çekimine kapılan bu marangoz arı farklı çeşitleri ziyaret eder. Ama ilginçtir ki, neredeyse hepsi sarıdır.
E esta abelha fêmea também mergulha na abundância de novas flores visitando muitas delas que, estranhamente, são todas amarelas.
Rengarenk, benim ülkem rengarenk.
Meu colorido, colorido país, meu país cheio de côr. Meu colorido, colorido país, meu país cheio de côr. Meu colorido, colorido país, meu país cheio de côr.
Rengarenk, benim ülkem rengarenk.
Meu colorido, colorido país, meu país cheio de côr. Meu colorido, colorido país, meu país cheio de côr.
Eh elbette bir de o rengarenk rüyalar var, kendimi tamamen uyanık hissetmemi sağlayan, ta ki uyanıncaya kadar.
E tem havido estes sonhos tão realistas, que me fazem sentir como se estivesse completamente acordado, até que, claro, eu acordo.
Buradaki diğer doktorlar tıpkı "BENETTON" afişi gibi rengarenk.
Os outros médicos parecem as United Colors of Benetton.
Yemyeşil çimenler ve rengarenk çiçekleri vardı...
Costumava ser só flores e lindos relvados...
Rengarenk şekilleriyle izleyenlerin gözlerini kamaştırmak için tasarlandı. One Times Meydanı'nın tepesinde muhteşem bir kaleydoskop etkisi gibi.
Concebida para ofuscar os olhos com todo o tipo de padrões coloridos, uma espécie espectacular de efeito caleidoscópico no cimo do One Times Square.
Eğer kendine özel şampanyası olan Mystique'de reklamını yapacak yeni bir şey arıyorsan bu pembe şarap, sana rengarenk yepyeni bir marka tanınırlığını verecektir.
Então se está à procura de algo novo para promover o Mystique que tenha a classe do champanhe, este rosé dá-lhe esse reconhecimento com uma mistura suave de cor.
Tanrım her yer rengarenk.
É tão colorido.