English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Rolex

Rolex translate Portuguese

334 parallel translation
- Evet, İngiliz.
Sim, inglês. Um Rolex.
Rolex.
- Rolex?
- Bir Rolex.
- É um Rolex.
Hepinizin altın Rolexleri doğru zamanı mı gösteriyor?
Têm horas certas, nos vossos Rolex de ouro?
Tuvalete gittim, Rolex'imi çıkardım, musluğun yanına koydum... geri çekilip şeyimi kurusun diye biraz salladım... bir de döndüm ki, saat pır diye uçmuş.
Fui à casa-de-banho, tirei o Rolex, pousei-o no lavatório, afastei-me para sacudir a minha pila, virei-me e tinha desaparecido.
Bir Role, bir altın sigaralık, 3 tane...
Por um Rolex e a cigarreira de ouro 500.000 ptas.
Neyse ki Rolex'imi vermemişim.
Ainda bem que não dei o Rolex.
Rolex'im olsaydı tabii.
Se tivesse um Rolex.
Herkesin bir altın Rolex'i var, ben de platin takayım dedim.
Como toda a gente tem um Rolex de ouro, resolvi ter um feito de platina.
Altın Rolex'in.
O Rolex de ouro?
Rolex'ten hiç söz etmediler ki.
Quem mencionou o Rolex?
Rolex'i ve serçe parmağındaki yüzüğü de istiyorlar.
Querem o Rolex e o anel do dedo mindinho.
Bir Rolex.
É um Rolex.
Rolex'i geri almak için ne kadar gerekiyor?
Quanto para reaver o Rolex?
Rolex saatler.
Relógios Rolex.
Rolex!
Rolex!
55 adet Rolex saat.
55 relógios Rolex.
Sen altın Rolex kullanırsın, o Timex.
Pagas. Tens um Rolex de ouro no pulso. Ele tem um Timex.
O rolexi ne zaman aldın?
- Onde conseguiste um Rolex?
Bu gerçek bir Roleks mi?
Isso é um Rolex verdadeiro?
Artı Rolex'i vardı.
E ela tinha um Rolex.
Ne zaman saatime baksam, içimden bir ses "Rolex'miş, hadi oradan." diyor.
Todo dia atrasa 40 minutos. Toda vez que olho para ele uma voz lá de dentro diz :
Rolex'im.
O meu Rolex.
Ve derken bir gün, Rolex'li, yeni ayakkabılı "yeni yetme" bir Kızılderili gelir.
E entretanto aparece um índio "instantâneo"... - e do maldito FBI, ainda por cima -... e tem uma visão.
Güzel Rolexmiş.
Que belo Rolex.
Bu bir Rolex.
Isto é um Rolex.
Altın bir Rolex.
É um Rolex de ouro.
Rolex!
Um Rolex!
Swatch hariç! Seiko, Casio, Timex, Rolex.
Não vendo Swatches, Seiko, Casio, Timex, Rolex..
- Evet. Rolex. Gerçek timsah derisi.
É a verdadeira pechincha, cabedal
Bu Rolex'i kaça satıyorsun?
Vais me vender este rolex por 20, 25, 30, 40, 50?
Timex, Rolex, Casio, Seiko.
Timex, Rolex, Casio, Seiko.
Bir 1993 Rolex Daytona saat için beşyüz dolar.
Quinhentos dólares por um Rolex Daytona de 1993...
Rolex ceketinin içindesin.
Tu, num casaco Rolex, ou lá o que é.
Ne dersin? Mesela bir Rolex?
Ouve, e se fosse um Rolex?
Tamam, saati alın, Rolex'tir.
E um Rolex!
Evet Rolex, ilk kez mi Rolex gördük sanıyorsun!
Eu sei que é um Rolex. Achas que nunca vi nenhum?
Ölü bilezikler, ölü Rolex...
Pulseiras mortas, um Rolex morto...
Rolex'tir!
É um Rolex!
O zaman bu Noel... sana aldığım Rolex'e bayılacaksın.
Então, este Natal... vais adorar o Rolex que te comprei.
Çalıntı Rolex'ten daha büyük işler çeviriyormuşsun.
Ouvi dizer que tens coisas mais escaldantes que Rolex roubados.
Ben de Rolexleri konuşmak için geri geleceğim.
E olha que eu vou voltar para falar dos Rolex.
- Hoş saat. Tag mi Rolex mi? - Rolex.
Esse relógio é um Tag ou Rolex?
- Rolex? - Rolex İngiliz değil.
Um Rolex não é inglês.
- Rolex de mi?
O Rolex também?
Rolex.
Rolex.
- Geri götür sen de.
"Que Rolex, que nada!"
Bir Rolex daha.
Outro Rolex!
- Rolex mi?
Rolex? Rolex.
- Süper be, Rolex!
- Topa-me as jóias! - Vamos bazar.
Rolex'imi al.
Fiquem com o meu Rolex.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]