English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Rosto

Rosto translate Portuguese

7,554 parallel translation
Majesteleri yüzünüz!
Vossa Majestade, o vosso rosto.
Güçler yada yüz millet, içeriye böyle girebilirsiniz.
Poderes ou um rosto, pessoal, é assim que podem entrar.
Dahası, dostumuz olan birini bulmak istiyorlar. Yani, destekçileri aramızda. Ve tekrar deneyeceklerdir.
Além disso, foram enviados ao encontro de um rosto amigo, o que significa que os seus apoiantes estão entre nós, e voltarão, certamente, a tentar.
Gözlerini, yüzünü, kalbini değiştirirsem ne olur?
O que acontece quando substituo os seus olhos... o seu rosto, o seu coração?
May gibi görünmesini sağlayan bir nanomaske takıyordu ama May yüzüne elektrik verdi.
A agente 33 usava uma nanomáscara com o rosto da May, mas a May eletrocutou-a na cara.
Yani başka bir kadının yüzünü kopyalarsan etkisi çok daha inandırıcı olacaktır.
O efeito seria mais convincente se recriasse o rosto de uma mulher.
Karşımda hâlâ aşık olduğum adamın yüzü var.
Este é o mesmo rosto pelo qual eu me apaixonei.
Ama hiçbiri yüzünü göstermiyor.
Mas, não é uma fotografia clara do rosto.
Ama yüzü yaşlı Betty Carver sadece parazit duyuyor.
Mas, a Betty Carver, com o rosto cheio de lágrimas... ouve apenas estática.
Yüzünün her tarafinin yara bandiyla...
Tinhas que ter o teu rosto espalhado por toda...
Yüzünü daha once gormediniz.
Nunca viram o seu rosto.
Cross'a Güçler Birliğindeki oy verenler için bir yüz gerekiyordu.
O Cross precisava de um rosto para vender a Divisão de Poderes aos eleitores.
Benim yüzüm de son zamanlarda bir hayli müsait gözükmeye başlamıştı ve meşhur olma işinde de kimse elime su dökemiyordu.
O meu rosto tinha ficado recentemente disponível e sempre fui bom em ser famoso.
Oraya genç birini göndermeliyiz.
Precisamos de ter um rosto jovem lá fora.
Yanaklarından boncuk boncuk terler akıyordu.
Gotas de suor a cair pelo rosto.
Yüzler, pek çok şeyi saklayabilir.
O rosto pode esconder muita coisa.
"Birinin yüzüne bakarak aklından geçeni okumak ne mümkün?"
"Não há arte que ensine a ler no rosto as feições da Alma."
Kamera sana yaklaşınca... yüzün sahne olur.
Quando a câmara está mesmo perto, o nosso rosto torna-se o palco.
Yüzün, gözün, ağzın bütün ufak hareketlerini görür.
Vê-se todos os movimentos do rosto, dos olhos e da boca.
Yüzünüzle ilgileniyorum.
O seu rosto interessa-me.
Korkunun yüzü vardır.
O horror tem um rosto.
Onu düzeltmeye çalıştıkları yer burası olmalı.
Deve ter sido aqui que lhe tentaram compor o rosto.
Bir yüz gördün mü?
Viste um rosto?
Nalın modeli Almy'nin yüzündeki yarayla uyuşuyor.
O padrão da ferradura... combina com as feridas do rosto do Almy.
- Elmacık kemikleriniz aynı.
- Tens as mesmas maçãs do rosto.
Eichmann'ın yüzünü, ellerini.
O rosto de Eichmann. As suas mãos.
Alt tabakadaki ömrünü tamamlamış düşük gelirli vatandaşlarımız için vefat etmiş sevilen kişinin yüzü sıyrılır, korunur ve basit bir animatronik robotun kafasına giydirilir. Böylece hâlâ başka bir hayatın parçası olabilirler.
Para procedimentos de fim de vida para os cidadãos menos afortunados, o rosto do falecido pode ser retirado, preservado, e esticado sobre a cabeça de um robot animatrónico, assim eles podem ter uma parte da vida da pessoa.
Eksi 34 derecede insanı Tanrı'yla yüzleştiriyor.
É ele quem mostra o rosto de Deus a menos de 30 graus.
Bağış toplamak pahasına tüm kontrolü kaybedip York'taki yüzsüz bir komitenin maskarası mı olalım?
E o preço da arrecadação seria perder todo o controlo e nos tornar mandaretes de uma comissão sem rosto em York.
Meçhul.
Os "Sem Rosto".
Başka bir savaş yardakçısı, özel sektör yalakası Meçhul tarafından su yüzüne çıkarıldığı için çok güzel bir gün.
Quando outra companhia gananciosa a favor da guerra é exposta pelos "Sem Rosto", é um óptimo dia.
Meçhul mü?
Os "Sem Rosto"?
- Bu... Bu Meçhul.
São os "Sem Rosto".
Meçhul bodrum katında takılan inek tiplerden değil.
Os "Sem Rosto" não são lerdos a brincar numa cave.
Eric'in laptopundan takma adını bulduk ki bu da Meçhul üyesi olduğunu doğruluyor.
Encontramos a identidade falsa do Eric no computador portátil dele, que confirma que ele é um membro dos "Sem Rosto".
Geçen yıl, Meçhul iş dünyasından ve hükümetten 11 kişiyi hedef almış.
No ano passado, os "Sem Rosto" tiveram como alvo 11 figuras em empresas e no Governo.
Meçhul aklınıza gelmiyor mu?
- Lembra-se dos "Sem Rosto", não?
Biliyor musun, şu Meçhul olayı eski aktivist günlerimi düşünmeme neden oldu savaşa karşı öğrenciler.
Sabes, esta situação dos "Sem Rosto", fez-me pensar nos meus antigos dias de activista, sabes, estudantes contra a guerra.
Şu Meçhul kızı hakkında neler bulabildin?
O que é que conseguiram descobrir a respeito desta mulher "Sem Rosto"?
Meçhul ile takılarak mı?
Juntando-se aos "Sem Rosto"?
Meçhul umurumuzda değil.
Não queremos saber dos "Sem Rosto".
Meçhul'den biri.
Ela é uma dos "Sem Rosto".
Yüzümdeki naylonu hissettim ve artık nefes alamıyordum.
Só senti o plástico no rosto e não conseguia respirar.
- Yüzü neye benziyor?
- Como é o rosto dela?
Ya da giderkenki yüzünü
Nem o teu rosto à partida
Cidden mi? Evet, yüzüne vurmamamı istedi ama...
Entretanto, ela pediu-me para não te bater no rosto.
Ama bazen yalan söylemeye çalışırken yüzüm biraz çarpılıyor ve ben de... - Garcia.
Mas sabe quando as vezes o meu rosto faz aquela coisa esquisita quando estou a dizer uma mentira...
Göremiyorsunuz ama yüzüm çarpılmıyor. Neye ihtiyacınız var?
Não consegue ver, mas o meu rosto não está a fazer, aquela coisa esquisita de todo.
Yüzünü görmek güzel.
É bom ver o teu rosto.
Adi olmayan... cihazlanmizda cirit atan suclular, sadece birtuş uzaktalar.
de formas que nunca imaginamos, sem rosto... sem nome... escondido dentro dos nossos dispositivos, a uma tecla de distância.
Bir fotoğrafta dahi yüzü görünmüyor.
Nem uma única imagem clara do rosto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]