Ruby translate Portuguese
1,650 parallel translation
Ruby toplum yararına kendini kurban etmekle onurlandırıldı.
A Ruby teve a honra de se sacrificar pelo bem da comunidade.
RUBY DAĞLARI, 1868
Montanhas Rubí, 16
"Yürümeyi sürdürdü. Çünkü Ruby'nin tek istediği şey..." "... okumaktı. "
Mas continuava a andar, porque tudo o que a Ruby queria fazer era aprender. "
İşte bu Ruby Bridges'ın öyküsüydü. Devlet okullarında beyazlarla yanyana oturan ilk Afrika kökenli Amerikalı kızın öyküsü.
E esta é a história de Ruby Bridges, a primeira afro-americana a integrar as nossas escolas públicas.
Ben Ruby Bridges'i kastetmiştim.
Estava a falar da Ruby Bridges.
Ruby Bridges'in öyküsü hakkında Bayan Campbell'a sorusu olan var mı?
Têm perguntas ou comentários para Mrs. Campbell sobre a nossa história, Ruby Bridges?
Ruby adında bir köpeğim vardı ama gönderdik.
- Tive uma cadela chamada Ruby.
Eminim şimdi kendisini sevenlerle dolu bir çiftlikte yaşamını mutlu bir şekilde devam ettiriyordur.
Tenho a certeza que a Ruby é feliz a viver numa quinta algures com quem goste dela.
Çünkü biliyorsunuz ki eğer Ruby Bridges'in cesareti olmasaydı bugün karma okullarda okuyamazdık.
Porque se não fosse a coragem da Ruby Bridges, não teríamos a diversidade que temos na nossa escola hoje.
Ben Ruby Whitlow, ve bu da çevirmenim Doug. Merhaba.
Eu sou a Rubby Witlow e este é o meu interprete Doug.
- Kes sesini Ruby.
- Ruby, cala-te.
Ben de senin Jack Ruby'n olurum.
E isso faz de mim o seu Jack Ruby.
Jack Ruby yalnız çalışıyordu.
O Jack Ruby operava sozinho.
Hey Ruby. Oyuna gir ve ölmemeye çalış. Tamam, harika.
Ei, Rudy, podes entrar.
Ve sonra Ruby ile tanıştım.
E então, conheci a Ruby.
Ruby'nin benden hoşlanıp hoşlanmadığını ya da konuşan elleriyle bana dokunmasının bir noktalama işareti olup olmadığını söyleyemem.
Eu não sabia se a Ruby gostava de mim, ou se ela estava a tocar-me com suas mãos falantes como pontuação.
Bir süredir, hapishaneye gitmek beni heyecanlandırıyordu,... çünkü Ruby'i tekrar göreceğim anlamına geliyordu.
Pela primeira vez estava excitado por ir à cadeia, porque significava que ia ver a Ruby outra vez.
Ayrıca, Ruby'e soğuk kanlı gözükmekle daha fazla ilgileniyordum.
Além de que estava mais interessado em parecer fixe, para a Ruby.
Ruby'nin bunları duymasına gerek yok.
A Ruby não precisa de ouvir isso.
Böylece Ruby ile yemeğe çıktık.
Então eu e a Ruby fomos jantar.
Teşekkür ederim, Ruby.
Obrigado, Ruby.
Hayatım sonunda mükemmeldi. Ta ki Ruby listemi okuyana kadar.
A minha vida estava finalmente perfeita, até a Ruby ler a lista.
Duruşmada, Ruby ile konuşabilirim diye umuyordum ama benimle konuşmak istemediği çok açıktı.
Esperava poder falar com a Ruby, no julgamento, mas estava claro que ela não queria falar comigo.
Doug, Ruby için tercümanlık yapamayınca yeni bir çevirmen bulmak zorunda kaldık.
Uma vez que o Doug não podia servir de interprete para a Ruby, tivemos que encontrar um novo tradutor.
Şansımıza, Ruby kulaklarından yoksun olsa da, beyin gücünden yoksun değildi.
Felizmente, o que faltava a Ruby em audição, compensava em inteligência.
Evet, harika bir avukatlıktı Ruby.
É, foi uma óptima defesa, Ruby.
Ruby, bir jüri üyesinin not almasının düşündüğü anlamına geldiğini açıkladı.
A Ruby explicou que era um bom sinal se o júri estivesse inclinado para a frente, e se estivessem a tirar notas.
Ruby özürlerimi duymak istemiyordu ama jürinin Joy hakkında tüm söyleyeceklerimi duyacağından emindi.
A Ruby não quis ouvir minhas desculpas, mas certificou-se que o júri ouvia tudo que eu tinha a dizer sobre a Joy.
Her kadının rüyası... yakut parlaklığında! Vooov!
Uau, é o sonho de toda mulher, um ruby brilhante.
Minnettarım, Ruby.
Agradeço que não diga nada à mãe...
Ruby, arabayı çalıştırır mısın?
Ruby, que ir buscar o carro?
Bu Ruby.
Esta é a Ruby.
Ruby!
Ruby.
Ruby'nin son dönem dış gebeliği var.
Ruby tem uma gravidez ectópica de último grau.
Ruby ameliyatla tehlikeli durumu büyük ölçüde atlattı, iyi olacak.
O hematócrito da Ruby baixou para 26 na operação, mas vai ficar bem.
Ben Ruby'nin yaptığı şeyi yapmıyorum.
Eu não... Estou a fazer o que ela fez.
Çünkü Ruby'nin ailesini bulmam ve 13 yaşındaki kızlarının hamile olduğunu ve hâlâ, ilerlemiş belsoğukluğundan acı çektiğini söylemem lazım.
Porque tenho de encontrar os pais da Ruby. E dizer-lhe que a filha de 13 anos estava grávida. E que ainda sofre de um caso avançado de gonorreia.
Yani bu kızıl fıstığın şeytan olduğunu anladığın anda kutsal suyu kullanmalıydın.
Quando soube que Ruby era um demônio deveria ter jogado água benta.
Bu Ruby denen hatun bizim bulacağımız bilgilerden çok daha fazlasını biliyor.
Agora, essa Ruby sabe mais do que poderíamos descobrir sozinhos.
Daima garip bulduğum bir şey var. Ruby Sırtı'na asla fazla değinmiyorsun.
Algo que sempre estranhei, é o facto de só falar por alto de Ruby Ridge.
Ruby Sırtı'ndaki planın öldürmek için vurmaktı değil mi?
A ordem era de atirar a matar em Ruby Ridge, não era?
Ruby Sırtı'nda masum bir kadın öldü.
- Morreu uma inocente em Ruby Ridge.
Şuradaki yatağında, o Ruby.
Na cama temos Ruby.
Yakut?
- Ruby?
Ruby, parfüm deposunda saklıyorsun.
Ruby, salve-se aqui.
- Ruby? Mason?
- Ruby?
Ruby'nin eşyalarıyla ne yaptığımızı hatırlıyor musun?
Você se lembra do o que fizemos com as coisas de Ruby?
Marietta Ruby.
Mariana Ruby.
Ruby, lütfen.
Ruby, por favor.
Ruby.
Ruby.
Biraz daha uzağa, Ruby.
Um pouco mais longe...