English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Ruhsuz

Ruhsuz translate Portuguese

329 parallel translation
Onu şimdi de uyandırabilirim, ama benim isteğimle hareket eden, ruhsuz bir şey olur.
Poderia erguê-lo agora, mas seria uma coisa que se move ao meu comando, sem uma alma.
Düşünceleri ruhsuz.
Não pensa com emoção.
Yaptıklarını 6 aydır gözlüyorum, çok zekice, ama ruhsuz.
Tenho observado o seu trabalho nos últimos 6 meses, é brilhante mas sem sentido.
Ruhsuz, doyumsuz, sıradan benliğini düşünmekten bıkmadın mı sen?
Não te cansas de pensar sempre no teu pequeno eu, ganancioso, aborrecido?
Omzunun üzerinden, ölü ve ruhsuz gökte asılı olan güneşe bak.
Você olhou pelo seu ombro, enquanto um Sol gigante se suspendia num céu morto e sem expressão.
Görünüşü çok güzel... ama ruhsuz olduğunu söyleyebilirim.
Um mamífero de luxo, mas sem alma, acho.
Çalışmaktan bıktınız mı? Ruhsuz olmaktan sıkıldınız mı?
Estão fartos de serem botas-de-elástico?
Gençliğine gelecek olursak... yani şu solmuş çiçeğe... ilahi kitabının sayfaları arasında ezilmiş olan çiçeğe. 12 yaşından beri, ruhsuz, çürük ve kötü... kokuyor o çiçek.
E quanto a sua juventude... ela é igual a uma flor prensada num livro... há 12 anos com cheiro podre e insípido.
İnsanoğlu sadece ekmekle yaşamaz, seni ruhsuz yaratık, özgürlükten güç alır.
Os seres humanos não vivem só de pão, pobre criatura sem alma, mas dos alimentos da liberdade.
Bende, "hiç bir şey hissedememenin tek sebebi evvela ruhsuz olmandır" dedim.
Bem, disse-lhe, a única razão porque não podia sentir, era porque era tonto.
Her şövalyenin bir hanımı olması elzemdir. Hanımı olmayan bir şövalye ruhsuz bir beden gibidir.
É imperativo que cada cavaleiro tenha uma dama já que um cavaleiro sem dama é como um corpo sem alma.
Ruhsuz biri değilim
Como os Greatful Dead
Ruhsuz ve mantıksızlar.
Você não pode confiar nelas...
Zayıf, sıkıcı, ruhsuz, mükemmel bir insan için.
Uma pessoa boa, escanzelada, monótona, dúbia!
Paulie'nin bir kez daha karanlık, ruhsuz bir yerde olmasına dayanamadım.
Já não suporto ver o Paulie a cirandar num lugar de que não gosta.
O berbat bir sürüngen, ruhsuz, kalpsiz...
Uma sanguessuga asquerosa, sem alma, sem...
Kalk da, bana yardım et, seni ruhsuz, kalpsiz sürüngen!
Vá lá, dá-me uma ajuda, bruto, piranha, tubarão esfarrapado.
Babam kadar ruhsuz anlatıyorsun.
És tão piroso como o pai.
Aynı yumuşak ve ruhsuz lapa gibi!
Suaves e sem espírito como as papas!
Şu erkek kılıklı ruhsuz et parçaları.
Àquele monte de órgãos típicos masculinos. - Certo.
İngiltere Kralının kafasını vuracak kadar, böylesine tamamıyla kalpsiz ve ruhsuz, böylesine alçak ve hain bir adamı nasıl oldu da buldular acaba?
Onde na Terra encontraram eles um homem tão sem coração nem alma, tão baixo e degradado que aceitaria o trabalhar de decapitar o Rei da Inglaterra?
Siz de en azından o ruhsuz çocuktan kurtulabilirsiniz!
Por isso, o mínimo que podeis fazer é livrar-vos desse imberbe.
Resmen ilan ediyorum, ruhsuz bölge!
Declaro isto oficialmente... uma zona sem espíritos.
" ruhsuz bir çocuk olarak ölü doğan ilk bebek...
" nado-morto, como a criança sem alma deverá ser, anuncia...
"Ruhu olmadan doğan ilk bebek, ruhsuz bir çocuk olarak ölü doğan ilk bebek..."
"O primeiro bebé nascido sem alma, nado-morto, como a criança sem alma deverá ser..."
Ruhsuz çocuğun ölü doğumu.
O nascimento de uma criança sem alma.
Ruhsuz musun sen?
Tu não tens alma?
Ve birden olanları anlıyorsunuz ve iyi bir Hıristiyan olduğunuz için onları gördüğünüzü seziyorsunuz. Çok ruhsuz çalıyorsunuz müziği...
De repente sem que saibamos por que, perdemo-las de vista e nossos olhos se enchem de lágrimas... você toca de maneira muito monótona!
Ruhsuz.
Sem alma.
- Sen bir hiçsin! - Eksik eteğin tekisin! - Trajik, sarhoş, ruhsuz bir palyaçosun.
És um palhaço trágico, flácido e alcoolizado.
Ruhsuz. - Ne söylediğine dikkat et.
Cuidado com o que dizes.
Gerçek bir erkek, sarhoş olmayan, iş bitmiş ruhsuz bir cenazeci değil müşterileri gibi belden altı ölmüş olan biri değil.
Não de um cangalheiro bêbado, flácido, destruído... morto abaixo do cinto como os teus clientes!
Kalp ruhsuz başı ruhu olmayan canı taşır.
O coração... carrega a alma. A cabeça sem coração. O espírito sem alma.
Benim böyle olduğumu düşünmeni istemiyorum. Ruhsuz, vicdansız, hemen şiddete başvuran birisi olduğumu.
Não quero que pense que eu sou uma pessoa violenta sem alma, sem consciência.
Dışarıda vilayetleri devriye gezen, ruhsuz ve şişirilmiş bir imparatorluğu koruyan, Romalı bir yüzbaşı gibisin.
Você parece com algum Centurião Romano enviado para patrulhar as províncias, mantendo um Império sombrio e inchado.
Sadece, düşünüyordum da... Sylvia Poston karakterini biraz fazla ruhsuz yapmış olabilirim.
Só acho que fiz... a personagem da Sylvia estéril demais.
Sesini ruhsuz bir virtüözlükle harap edip böylesine kurnazlıklara adadın!
Haveis posto a vossa alma ao serviço de uma virtuosidade sem alma devotada só ao artificial!
Hiçbir şey söylemeyen tekdüze sesleri, ruhsuz bakışları çok sinir bozucu olabiliyor.
A voz calma que não diz nada, o olhar passivo... - Pode ser muito frustrante.
Seni ruhsuz canavar!
Seu monstro desumano!
Boş, ruhsuz, şaibeli, inanılmaz derecede karlı... boşanma işlerini bir kenara bırakıp... kazanılması imkansız, bütün dostlarımı kaybetmeme yol açacak bir davada... sırf önemli diye seninle çalışmamı mı istiyorsun?
Queres que abandone os meus vãos, ignóbeis, obscuros e... espantosamente lucrativos casos de divórcio, para trabalhar contigo numa causa perdida à partida e ingrata, só... porque faz a diferença?
David Simms gibi ruhsuz heriflere... gününü göstermek için bir fırsat bu.
É a minha posição em respeito pelos que têm o... cheio de robots sem alma como o Davis Simms.
Ruhsuz bir robot olabilir... ama zengin ve mutlu bir ruhsuz robot, üstelik bir de doktor sevgilisi var.
Pode ser um robot sem alma... mas é um robot sem alma rico, feliz com uma namorada médica bonita.
Ben soğuk, aşağılık ve ruhsuz biriyim.
Sou fria e má e indiferente!
Şey, diyorlar ki... Bacchae'ın tek bir ısırığı... genç, masum bir kadını sadece Baküs'e bağlı olan vahşi, ruhsuz bir yaratığa çevirebiliyormuş.
Bem, dizem que... uma só mordida de uma Bacchae, pode transformar uma jovem e inocente mulher numa criatura selvagem e sem alma, que só é leal a Baco.
Sen artık ruhsuz bir cesetsin.
Não passas de um cadáver sem alma.
Ruhsuz, düşünceli ve zarif.
Lânguido, compreensivo e elegante.
Artık ruhsuz bir cesetsin.
Não passa de um cadáver sem alma.
Çirkin ve ruhsuz bir kızdı.
Ela era feia e de má índole.
Bu kadar ruhsuz olma.
Emprego?
- Ruhsuz.
Não te admito isso!
Hep ruhsuz bir şekilde öpüşürdük.
Só tínhamos dado uns beijinhos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]