Rün translate Portuguese
33 parallel translation
- Ne çeşit bir rün?
- O que são runas?
Torbaya elini sokup bir rün çekeceksin.
Ponha a mão no saco e pegue uma runa.
Bu iyi bir rün.
Ah, essa é boa.
Rün fırlatmak, tarot açmak gibiydi.
As runas podem ser lançadas de forma semelhante a uma sessão de Tarot.
Büyü, madalyonu açanın avucuna bir rün işler.
A magia imprime a runa na palma da mão de quem a abre.
Rün şeyi açacak anahtardır, şeyi...
A runa é a chave que irá abrir a...
Rün anahtarmış ama neyin anahtarı?
A runa é a chave, mas a chave do quê?
Gözyaşı Taşı'nı bulmanın anahtarı o rün taşıyıcı.
O portador da runa é a chave para encontrar a Pedra das Lágrimas.
Bu Rün'ün anahtar olduğunu biliyoruz ama ne açtığını veya bizi kimlerin ya da nelerin engelleyeceğini bilmiyoruz.
Estive a pensar... sabemos que esta runa é a chave, mas não sabemos o que abre nem quem ou o quê, nos pode tentar impedir de a obter.
Flynn'i veya Rün'ü tehlikeye atmadan önce sen ve Cara bunları öğrenseniz iyi olur.
Tu e a Cara deviam descobrir antes de pormos a runa ou o Flynn em perigo.
Mezarı sadece Rün'ü elinde taşıyan açabilir.
O túmulo tem de ser aberto por aquele que tiver a runa na sua mão.
Rün gerekiyor.
Sem a runa.
Bu Rün Gözyaşı Taşı'nı bulmanın anahtarı.
Esta runa é a chave para encontrar a Pedra das Lágrimas.
Elimizden geldiğince çabuk Flynn'le Rün'ü buraya getirmeliyiz.
Nós devíamos trazer o Flynn aqui com a runa o mais rápido possível.
Elindeki Rün'e ihtiyacın var.
Precisas da runa na mão dele.
Belki içinde başka bir rün daha vardır.
Talvez haja outra runa no interior.
" Rün yüzünden bana büyü yapamayacağınızın farkındayım belki elbiselerime ve ayakkabılarıma yapmışsınızdır diye onları geride bırakıyorum.
"Deduzi que não usariam magia em mim por causa da runa, mas para o caso de terem encantado as minhas roupas e sapatos deixei-os para trás."
Elindeki o rün dünya üzerindeki en değerli eşyalardan birinin anahtarı :
A runa na tua mão... é a chave para desbloquear um dos objectos mais preciosos do mundo
Rün yüzünden büyü yapamam biliyorsun.
Não posso usar magia por causa da runa, lembras-te?
Bir rün taşı.
Uma pedra de runa.
Bulduğumuz rün taşı vardı ya, o bir harita.
A pedra de runa que encontrámos é um mapa. Um mapa do tesouro.
Rün taşı bir harita değil bir uyarıymış.
A runa não era um mapa. Era um aviso.
Hayır. Thor'un çekicine tıpkı frenleri olmayan bir tren gibi hareket ettirip onu dokuz diyar boyunca uçuracak bir rün bağlandı.
Não, há uma runa presa no martelo do Thor que o mandou voar pelos nove reinos como um comboio sem travões.
Rün. Parçala onu.
A runa, esmaga-a!
Bunlar birer rün.
São runas.
Testi geçmek için sihirli rün kullanmış.
Ele usou magia para passar no teste.
Rün gücünü gösterirken de kendisi gibi olabiliyor.
Enquanto funcionava, era o "antigo ele".
Ölmeden önce, Henry Parish'in kitaba gizlediği eski bir rün'ü buldum...
Antes de morrer, eu soube de uma runa antiga, escondida num livro, guardada pelo Henry Parish.
Lanetli bir ruhun gerçek doğasını saklayabilecek bir rün.
Uma que escondia a real natureza de uma alma amaldiçoada.
- Rün bir melek işaretidir.
Esta runa é a marca de um Anjo.
Bu sembolü şimdi hatırladım, bir Nordik rün, Uruz.
Reconheço agora este símbolo como uma runa nórdica, Uruz.
Üçümüzü düşünürken, bir rün gördüm.
Eu tive uma visão de uma runa quando pensei em nós os três.
Confessor dokunuşunun rün büyüsü üzerinde nasıl bir etki yapacağını bilmiyoruz. Görünüşe göre bu sizin için bayağı değerli.
Parece que isto tem bastante valor para ti.