Sadakat translate Portuguese
1,257 parallel translation
Ben Arthur'a sadakat yemini ettim.
Mas jurei honrar Artur.
Son dersimiz sadakat idi. İstiridye gibi.
A última lição foi sobre o significado da Fé.
Sadakat sözcüğüne ne dersin?
Em si mesmo continha as virtudes da honra e da lealdade. - Soa muito melhor, não te parece?
Örneğin tutku, bağlanma ve sadakat.
... a paixão, o compromisso e a lealdade.
Ve yine, sadakat bir duygusallık örneğidir... Değil mi?
Por outro lado, a lealdade é uma emoção, não é?
Ama evliliğe sadakat iyi bir fikir, Yani bu görüşü koruyoruz ve bu emire,
Mas a fidelidade conjugal é uma boa ideia, por isso vamos manter a ideia e chamar a este...
Ama bir düşünürseniz, dürüstlük ve sadakat
Mas quando pensamos nisso, honestidade e fidelidade, são na verdade parte do mesmo valor global.
Genel olarak burada tek değerli şeyler, yani işin aslı, yani bu iki dürüstlük emri ile iki sadakat emrini birleştirip daha basit bir dille anlatabilirsiniz, negatif yerine pozitif bir anlatım. ve tüm bunlara birden,
Por isso na verdade, podem combinar os dois mandamentos da honestidade... com os dois mandamentos da fidelidade, e dar-lhes uma linguagem mais simples, linguagem positiva em vez de negativa, e chamar a tudo,
yan gözle bakmayı attınız kaldı iki, büyük dürüstlük ve sadakat emri ve bir tane de hakkında hiç konuşmadığımız, öldürmemelisiniz, cinayet.
Livram-se do da cobiça, ficam agora com dois, o grande mandamento da honestidade e fidelidade, e aquele sobre o qual ainda não falámos. "Não matarás." Assassínio.
O, Aileye sadakat yemini etti.
Ele jurou fidelidade á Casa.
Sonra ömür boyu sadakat yemini etmek için kanlarını alır.
Depois, fazem um juramento de sangue, um compromisso de lealdade perpétuo.
Sadakat yüzünden kalacağımı mı sandınız?
Pensavam que ficava só por lealdade?
Tanrı aşkına, biraz sadakat!
Um pouco de lealdade, sim?
Senin sadakat nerede çocuk?
Para quem estás virada, miúda?
Sadakat senin için çok önemli mi?
Para ti a fidelidade importa assim tanto?
Senin gibi birisinde sadakat ve bağlılık görmek. Bende şunu merak ettim.
Como é estranho uma cortesã ter confiança na fidelidade.
Sadakat yemini etmişti, ama sanırım pek de sadık değildi.
Ele é que assumiu o compromisso, mas acho que não se sentiu comprometido.
Sadakat ve güven.
Lealdade e confiança.
"Sadakat".
Obediência.
Ve tüm o sadakat, tüm o güven, senin için artık var olmayacak.
Toda essa lealdade, toda essa confiança, deixarão de existir para ti.
Çünkü bu bir sadakat meselesi.
É uma questão de fé!
Sadakat yoktur.
Não há lealdades.
İlelebet sadakat sözü verirler.
Eles juram-me fidelidade até ao fim da Eternidade...
Tamam, belki gerçek bir uzman yıkıcı değil ama en azından Mr Gregory ye sadakat duymuyor bu bölgedeki tüm diğer gerçek bombacılar gibi.
Certo, talvez ele não seja um verdadeiro demolidor, mas, pelo menos, não deve fidelidade ao Sr. Gregory, como todos os outros verdadeiros bombistas, nesta costa.
Sadakat benim için de çok önemlidir.
A lealdade também é tudo para mim.
Eşler birbirlerine sadakat, destek ve yardım borçludurlar.
Os esposos têm de ser fiéis e ajudarem-se mutuamente.
Vaughn, Milgram-Reich Sadakat testini geçersen Devlin'in seni araştırmacı olarak işe alacağını söyledi.
O Vaughn disse-me que o Devlin te quer na pesquisa, se passares no Teste Milgram-Reich Allegiance.
Sadakat, bu inanılmaz seksi.
Compromisso, é incrivelmente sexy.
Aslında sadakat, liyakat ve şerefimi korudum.
Eu mantive lealdade, sacrifício e honra.
Sadakat da.
Assim como lealdade.
En sevdiğim şeyler, sadakat ve kendimi adamaktır.
As coisas de que mais gosto são o compromisso e transformar-me.
Sadakat da buraya kadarmış?
A lealdade já não é o que era.
İyi bir insan, örnek bir polis. Yaşadığı topluma ve çalıştığı teşkilata şeref, sadakat ve cesaretle hizmet etti.
Um bom homem e um agente exemplar que serviu a sua comunidade e o seu departamento, com dignidade, lealdade e coragem.
Neden bir tane daha sadakat töreni düzenlediğinizi anlamıyorum.
Não percebo por que têm de fazer outra cerimónia.
Oğlumla ailede sadakat üstüne konuşacağız.
O meu filho e eu vamos conversar sobre lealdade na família.
Sadakat buraya kadarmış.
Já não há lealdade, não é?
Neye sadakat yemini ederiz?
Nós fazemos juramento de...?
Sen sadakat gösterirsen, onlar da sadakat öğrenecekler.
Se mostrar lealdade, eles aprenderão a ser leais.
Sadakat, sevgiyle.
Fidelidade com Amor.
- Neden beni takip ettiriyorsun? Sadakat garantisi için diyelim, olur mu? - Evet, o.
- Porque me mandaste seguir?
Bu aileye sadakatımdan şüphen mi var?
Duvida de minha lealdade para com esta família?
Sadakat birkez değişirse, her zaman değişebilir.
Lealdade uma vez mudada pode ser sempre mudada.
Evet, sadakat bir Alman erdemidir.
Sim, a lealdade é uma virtude alemã.
Arkadaşlık, sadakat ve onurdan söz ediyorum.
Falo de amizade, de lealdade e de honra.
biliyorum ki, bütün bu sadakat sana bir şeye mal olmuştur.
Sei bem que toda essa devoção teve o seu preço.
Ve sadakat Ungermeyer için çok önemlidir.
E lealdade vale muito com os Ungermeyer.
- Onu becererek sadakat kazandı.
Se ele se tivesse limitado a fodê-la...
- Sadakat.
- Lealdade :
Gondor'a sadakat ve bağlılık için ant içiyorum.
Aqui eu juro fidelidade e serviço a Gondor na paz ou na guerra na vida ou na morte a partir....
Bu aileye sadakatımdan şüphen mi var?
Duvidas da minha lealdade para com esta família?
Sadakat birkez değişirse, her zaman değişebilir.
A lealdade foi uma vez mudada, pode ser mudada outra vez.