English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sakal

Sakal translate Portuguese

1,987 parallel translation
Sakalımdan dolayı.
É a barba.
Gizlisi saklısı olan bir dava değildi. Alice'in gizlilik talebinden onur duymuştum, ama aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumuydu.
Eu não queria esconder nada dela, mas tinha de atender ao pedido de Alice em manter o encontro em sigilo.
Sakal niye?
Porquê a barba?
Sakal, bu yönümü gizliyor.
A barba ajudou a esconder a minha ascendência.
Güzel sakal. Eminim uzayınca güzel görünecektir..
Bela barba, estou certo de que te ficará bem quando crescer.
Sakalın yüzünden neredeyse tanıyamayacaktım.
Quase não te reconheci com essa barba.
Sakalı vardı ve saçları leş gibi kokuyordu.
Tinha barba e o cabelo cheirava mal.
Eğer sakalını tıraş edip, dövmelerini silip kovboy çizmelerinden kurtulup saçını kestirip, bir çift de gözlük verseydiniz Mickey'e çok benzerdi.
Se lhe fizesse a barba e lhe tirasse as tatuagens, cortasse o cabelo e com um par de óculos, ele parecer-se-ia bastante com o Mickey.
Ben de sakalını yolarım.
E eu arranco-te a barba!
" Sakalı var. 1.80 boylarında.
Barba, 1,80m!
Sakalı var. 1.80 boylarında.
Barba, 1,80m!
Sakalın bana çok yakıştığını biliyorum... ama yeni halim de çok iyi olacak, göreceksiniz.
Eu sei o quanto bem me fica a barba mas vou fazer isto resultar vocês vão ver.
Kırmızı saç ve sakalı vardı.
Ele tinha cabelo ruivo e barba.
Sakal bırakmayı düşünüyorum.
Estou a pensar deixar crescer a barba.
Kirli sakalı sevmiyor musun?
A barba não te agrada?
Sen keçi sakalını sıvazlayıp derin düşüncelere dalmışken bu hıyarlardan biri Charlotte'u rehin aldı.
Caso te tenhas esquecido enquanto aparavas a barbicha, um destes brutos fez a Charlotte prisioneira.
Aşağı tükürsem sakal, yukarı türüksem bıyık.
Estou acabado se fizer. Estou acabado se não fizer.
- Uzun boylu, siyah, sakalı vardı.
- Alto, negro, com barba.
Sakal nasıl kirlenir onu da bilirim
Conheço os barbudos da rua
Biz ona Bay Uzun Sakal Kokuşmuş Pantolon derdik.
Chamávamos-lhe o Sr. Barba Longa Calças Malcheirosas.
Çünkü çok uzun bir sakalı vardı ve pantolonu- -
Porque ele tinha uma barba comprida e as calças dele...
Uzun Sakal Kokuşmuş Pantolon'un ta kendisiydi.
Era o Sr. Barba Longa Calças Malcheirosas.
Artık sakalım var.
Agora, tenho barba.
Sakal için söyleyeceğiniz bir şey var mı?
O que achas da barba?
Sakalından bahsetmenin zamanı değil.
Não é o momento de falares da tua barba.
Sakal kalacak.
Vou ficar com a barba.
Bana göre değil. Mavi Sakal kadınları odalara kilitler.
Não é o meu estilo ser Barba Azul mantê-la trancada no meu quarto.
Mavi Sakal alacağını tahsil etmeye geldi.
Coco, sou o Barba Azul... e venho procurar o que me é de direito.
Mavi Sakal'ım!
Barba Azul!
Sakal bile bırakırım. Papa Hemingway yarışmasına katılırım.
Talvez deixe crescer a barba e entre num concurso de beleza.
Dr. Ergen Sakal'dan herhangi bir şey ister misin?
Quer que o Dr. Barba de Puberdade lhe traga alguma coisa?
Doktorum artık Ergen Sakal.
É o Barba de Puberdade.
Kalın bir sakal olmadığının farkındayım. Noel Baba'nınki gibi değil tabii.
Sei que não é uma barba muito grossa, como a do Pai Natal.
Eğer Orta Doğu'da iseniz, size gereken, sakal ve uzun arap giysisidir.
Se procuramos informações no Médio Oriente, implica usar uma barba e uma túnica.
Görünen o ki 10 yaşındaki Peter'ın kirli sakalı var.
Parece que o Peter de 10 anos tem uma barba de 5 horas.
Beni sonradan sakalım çıkmış, cenin pozisyonunda yatarken buldular.
Encontraram-me mais tarde na posição fetal, com a barba crescida.
Sakalım çıkmıyor.
Não consigo ter barba.
Sakalın seni yanıltmasına izin verme.
Não se deixem enganar pela barba.
- Şimdiye kadar fırça sakal bırakırsın sanıyordum.
Pensei que, por esta altura, já terias barba. Também eu.
Sakalını sevdim.
Gosto da barba.
Hiç bana bakma. Sakalım bile çıkmadı henüz benim.
Pedem-me sempre identifica � � o.
Eğer burada kazanacak olursan, oğlum, o zaman sana sakalımdaki bitlerden daha fazlasını vereceğim!
Miúdo, se tu ganhares isto recebes mais elmos de viking - do que piolhos eu tenha na barba!
Neden, sakal yuzunden mi?
" - O quê? Barba?"
Sakal mı bırakıyorsun? Hayır.
- Estás a deixar crescer a barba?
Kısa ve sakalında ara sıra kepekler olan biriyim.
Sou pequeno e às vezes tenho caspa na minha barba.
Sakalında kepek mi var? Ben...
Tens caspa na barba?
Hayır sakal, bunu giymiyor gibi hissediyorum.
Parece que alguém tirou as minhas roupas.
Küçücük, şeker mi şeker bir keçi sakalı vardı...
Ele usava aquele tipo triste de cavanhaque...
Aynı sakal, benzer kıyafetler.
Barba idêntica, roupas parecidas.
Bu sakalımı kesmeyeceğim.
Acho que não a vou cortar.
İlk sene Marshall dudağının altında sakal bırakıp rasta beresi taktı ve herkesten ona M.J. Smooth demesini istedi.
No primeiro ano, o Marshall deixou crescer uma mosca, usava um chapéu Rasta e pedia a todos que o tratassem por M.J. Smooth.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]