Sallanmayın translate Portuguese
88 parallel translation
- Sallanmayın. - Peki, efendim.
- Homens aqueles remos.
Giyinin, sallanmayın.
Vistam-se e näo percam tempo.
Sallanmayın.
Não os solte.
Çabuk olun! Sallanmayın!
Vamos, não fiquem aí parados!
İleri marş! Sallanmayın!
Rápido vão!
Hadi, hadi! Sallanmayın!
Vai, não dês coices!
- Sallanmayın.
- Nada de bailes.
Haydi dışarı çıkın, sallanmayın.
Vamos para fora. Mexam-se.
Pekala, sallanmayın!
Muito bem, abanem isso!
Sallanmayın!
Abanem isso!
Sallanmayın!
Mexam-se!
Haydi, çocuklar, sallanmayın.
Para a linha vermelha. Peguem nas mochilas.
Hadi artık sallanmayın, imkanınız varken şu Boer kahvesinden alın biraz.
Vamos, pessoal, ponham um pouco desse café bôer em vocês enquanto podem.
Midtown High son sınıf öğrencileri. Sallanmayın.
Finalistas do Liceu de Midtown, não andem por aí.
Sallanmayın! Kaçıyorlar. Neyiniz var?
Parem de brincar, ainda os deixam fugir!
- Anladık. - Sallanmayın.
- Sabemos quando estamos a mais.
Haydi sallanmayın!
Vamos! Vamos!
Sallanmayın hadi.
Nada de faltar às aulas...
Kafalarına sıkıp geri geliyorsunuz, sallanmayın.
Apressem-se.
Sallanmayın.
Não é permitido vadiar.
Hey, sallanmayın!
Firme aí!
Sallanmayın, koduğumun çocukları!
Vão, seus filhos da puta!
- Sallanmayın, sallanmayın!
- Depressa!
Sallanmayın soytarılar!
Mexam-se, seus palhaços!
Haydi, sallanmayın.
O clube está fechado.
Hadi sallanmayın tek bir hata istemiyorum!
Em breve o meu Mega-Raio Zurgatrónico estará a funcionar em pleno!
Haydi sallanmayın acele edin!
Já vi melhores movimentos em um Chihuahua pintado. Abane!
Siz ikiniz, sallanmayın orada!
Vocês aí, não percam tempo!
Sallanmayın! Yukarı kaldırın!
Para cima!
"Paket yapın" derken sallanmayın demek istiyorum.
Para levar é para levar, o que implica que estou com pressa.
Koşun dedim. Sallanmayın!
Corrida, não é a passo!
Sallanmayın.
Não desperdicem tempo.
Sallanmayın.
Não divirta-se.
Haydi, sallanmayın.
Vá lá, despacha-te, pelo amor de Deus.
Sallanmayın!
Não olhem para baixo!
- Kesinlikle. Sallanmayın.
Despachem-se, estou faminto.
Sallanmayın.
Mexa-se.
Sallanmayın!
Não se distraiam!
Bütün sıralar, sallanmayın.
Todas as fileiras, mexam-se. Todas as fileiras.
Sallanmayın sürtükler!
Toca a andar, suas cabras!
Sallanmayın.
Agora! Vamos.
- Sallanmayı bırakır mısın?
- Não percas mais tempo!
Sallanmayı bırakın!
Vamos rapazes, movam-se!
Uyurken sallanmayı seviyor. Yavaşça sallayacaksınız.
Ela gosta de ser embalada para dormir.
Sallanmayın!
Rápido!
Sallanmayı bırakın! Gördüğünüz gibi bir ay önce bir çok öğretim üyelerinin esrarengiz bir şekilde ortadan kayboluşundan sonra Herrington lisesinde hayat normale döndü.
Como podem ver, a vida voltou ao normal em Herrington High, depois do misterioso desaparecimento de vários professores.
Sallanmayın!
Mexam-se.
Sallanmayı kes. Planları değiştirmemiz gerekiyor, bakın.
entao para de andar as voltas aqui nos tinhamos planos, tas a ver.
Sallanmayı bırak da git. Mike daha iyisini bulacağını düşünmeye başlamadan.
Pára de empatar e vai... antes que o Mike se aperceba que consegue arrnajar melhor.
Sallanmayın!
Vamos.
Tanrım, tren sallanmayı bıraksın yoksa beni tren tutacak.
Oh Deus, detesto as viagens de comboios. Deixam-me enjoada.