Salsa translate Portuguese
593 parallel translation
Arthur Murray sana rumba ve salsa yaptırabilir.
O Arthur Murray consegue ensinar a dançar rumba e samba em seis horas.
Saparna.
Salsa parilha!
Çok viski ve sarsaparilla var.
Muito whisky e salsa parilha.
Saparna!
Salsa parilha!
bunu yapan sarsaparilla.
Não te metas comigo, Texas. A culpa foi da tua salsa parilha.
- Bir viski ve bir sarsaparilla.
- Um whisky e uma salsa parilha.
Sen muhallebi çocuğusun.
É demasiado pé-de-salsa.
- Gerçek iş için çok yumuşaksın.
- És demasiado pé-de-salsa.
Mimoza yumurtalarında tarhun otu istiyorum, maydanoz değil!
Para a folhagem dos ovos mimosa quero estragão e não salsa. - Quero lá saber!
Maydanoz ve soğanla yapılır! Yoksa güzel olmaz!
Leva salsa e cebola, e nunca estragão, senão não presta!
Katilin, cinayet anında başka yerde olduğu iddiasını, sıcak bir günde, maydanozun tereyağına battığı derinliği ölçüp bozdu.
Destruiu o álibi do assassino ao medir a profundidade a que a salsa se afundou na manteiga num dia quente.
Çünkü bir adam maydanozu alıp da bonfile dil balığına katmaya zahmet etmez.
Um homem não perdia tempo a pôr salsa no linguado!
20 hafta boyunca size tutuklama nasıl yapılır 300 km hızda araba nasıl kullanılır esrar ile maydanoz nasıl ayırt edilir öğreteceğim.
Durante as 20 semanas, ensinar-vos-ei como efectuar uma detenção, a conduzir um carro a 320 quilómetros á hora, como saber distinguir marijuana de salsa.
İyi pişmiş genç bir Burgundy kekik, maydanoz - ince bir dal.
Um bom Burgundy novo, caldo, tomilho, salsa - só um raminho.
Sucuklu, soğanlı, biberli güzel olur...
Com muita salsa, cebola, pepperoni...
Sosa biraz kattım.
Pensei em colocar um pouco de salsa.
Bolero, tango, merengue, salsa. Hepsine.
Boleros, tango, merengue, salsa, "rancheras".
Piçler!
Pés de salsa!
- Markete gidip..... biraz vermicelli, parmesan, sarımsak ve maydanoz alır mısın?
Compra talharim, parmesão, alho e salsa.
Tamam mı? Maydanozu sakın unutma oldu mu?
- Não te esqueças da salsa.
Yapmayın, bu domates sosu.
Venha já, isto é salsa de tomate.
Salsa sever misin?
Gostas de salsa?
Jimmy her zaman böyle hafif midir?
- O Jimmy é "pé-de-salsa"?
Kızı sırf birkaç şişe daha fazla bira satabilmek için istiyor.
Ele põe pimenta na salsa, para vender mais cerveja.
- Kıs şunun sesini dostum. - Salsa dinliyoruz burada.
Abaixa isso aí!
Maydanoz gibi, tamam mı?
É como a salsa.
"Feelings" maydanoz değil.
"Feelings" não é salsa.
Maydanoz bile değil.
para mim é salsa.
- Tabii ya, sen maydanozdun.
Pois não, és salsa.
Birazcık içki Dana'nın... kötümserleşmesine yetti değil mi?
Um pouco de salsa e Dana já se torna cínica não é?
Neden masada salsa yok?
- Por que não têm salsa na mesa?
Salsa'yı ne yapacaksın?
- Para que queres a salsa?
Salsa, şu anda Amerika'da bir numaralı çeşni.
Salsa é o condimento da moda, actualmente, nos E. U. A.
Çünkü "salsa" demek insanların hoşuna gidiyor.
Porque gostam de dizer "salsa".
Affedersiniz. Salsa var mı?
Desculpe, têm salsa?
Biraz daha salsa istiyoruz.
Precisamos de salsa.
Salsa nerede?
E a salsa.
Salsa yok mu?
Não há salsa?
İspanyol biri seltzer istediğinde mutlaka salsa getiriyorlardır
Deve ser impossível um espanhol pedir Seltzer e não receber salsa.
Seltzer istedim, salsa değil.
Eu quero Seltzer, não quero salsa.
Seltzer'la salsa arasındaki farkı biliyor musun?
Não sabe a diferença entre Seltzer e salsa?
Salsa'dan sonra seltzer gelir.
O Seltzer toma-se a seguir à salsa.
- Beni kamyoncu lokantasındaki maydanoz gibi bir tabakta bırakıp gitti.
Deixou-me como a salsa num prato de um restaurante de passagem.
Maydanoz yerine taze semiz otu kullanıyor.
Usa coentros em vez de salsa.
Evet doğru duydun, $ 40 dolarlık maydanoz.
É isso, $ 40 certos de salsa.
Marcus, biraz cips ve salsa sos kap gel.
Marcus, traz uns nachos e um molho de salsa radical.
- Radikal ( salsa sos )!
- Radical!
Biraz mantar, soğan, kuru domates ve maydanoz aldım.
Trouxe cogumelos, cebolas, tomates secos, salsa.
Seni gidi küçük cici patili!
Pieguinhas Pé de Salsa.
Masaya neden salsa koymamışlar?
- Por que não têm salsa, na mesa?
Salsa!
Música!