Saturday translate Portuguese
98 parallel translation
Kirli hayatları yazmak için yola çıktım. Saturday Review'un kapağında şık bir resmim yayınlandı.
Dito por alguém que não liga posando glamuroso na Revista de Sábado.
"Bahse varım Saturday Evening Post'ta da aynı yazı dizisini okumuşuzdur."
Aposto que lemos as mesmas historinhas no jornal.
Yavaş yavaş Saturday Evening Post'a doğru gidiyorsun.
Isso é notícia para o Saturday Evening Post.
Erkenden yatağa girecek ve radyoda Saturday Night Theatre'ı dinleyecek.
Ela vai deitar-se cedo e ouvirá o Saturday Night Theatre no rádio.
Saturday Night Theatre falan.
O Saturday Night Theatre?
Saturday Review yerine oyunumu okursun.
Em vez do The Saturday Review, lê a minha peça.
The Saturday Evening Post'un benim birliğin hikayesiyle ilgilenmemesi için bir neden göremiyorum.
Não vejo razão para que o Saturday Evening Post não se interesse por um artigo sobre o meu esquadrão.
Sizin işiniz beni The Saturday Evening Post'a çıkaracak can alıcı dualar bulmak. İyi akşamlar!
E você, inventar orações que fiquem no ouvido e que me façam aparecer no Saturday Evening Post.
Saturday Evening Post'ta bireyselliği yazan, o züppe salakların gerçek savaş hakkında, hiçbir fikirleri yok.
Os estupores irascíveis que escreveram isso sobre o individualismo para o Saturday Evening Post, não sabem mais sobre uma verdadeira batalha do que sobre fornicação.
Bir Time dergisi alayım. Commentary ve Saturday Review alacağım.
Vou levar a revista Time acho que vou levar também a Commentary e Saturday Review.
# On Saturday afternoon
No sábado à tarde...
The Saturday Evening Post?
O Saturday Evening Post?
* Cumartesi geceleri giderdik şehirdeki dansa *
On Saturday nights we go dancin'in town
* Cumartesi geceleri giderdik şehre *
On Saturday nights we go to town
Gitmek istiyorsan, cumartesi günü New London'a bildirmen gerekli.
Se quiseres entrar, tens de informar o New London Saturday para um exame físico.
"Saturday Night Live",
"Saturday Night Live",
Beni Saturday Evening Post'a üye yapmak istiyorsun.
Queres que faça uma assinatura do Saturday Evening Post.
Beyler... Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
O vosso anúncio na Saturday Review of Literature... diz que são especialistas em edições esgotadas.
Saturday Review.
Saturday Review.
Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
O vosso anúncio na Saturday Review of Literature diz... que são especialistas em edições esgotadas.
New York'ta yaşam. Bugün cumartesi.
Ao vivo de Nova Iorque, é o Saturday...
Saturday Night Fever. On defa üst üste.
Com o tema "Saturday Night Fever" dez vezes seguidas!
- Yeni aldık. Saturday Evening Post.
- Acabamos de comprá-lo.
Elaine Ronkey ile Chicago PM, Güneşli Cumartesi, African American Digest'ın yapımcısı.
Faz o Chicago PM com a Elaine Ronkey, o Sunshine Saturday, e o African American Digest.
Saturday-on-High Village?
Sábado de festa na Vila?
Seninle Andy'i yeniden... "Cumartesi Gecesi Ateşi" ne almanı konuşmak istiyorum.
Certo, eu queria falar-te acerca... em colocar o Andy de novo no Saturday Night Live.
Bazı "Cumartesi Gecesi Ateşi" izleyicileri... Andy Kaufman'ın bir komedi dehası olduğunu düşünüyor.
Alguns de nós aqui no Saturday Night Live... acham que o Andy Kaufman é um génio cómico.
Ve bu "Cumartesi Gecesi Ateşi" programı. En hippi TV seyircileri.
Isto é o Saturday Night Live, tem a maior audiencia na televisão.
Saturday Night Fever hevesin bittiğinde ara beni.
Liga-me quando melhorares da febre de sábado à noite.
Hadi ama Bill dondurmamız ve Saturday Night Live'ımız var, Bill.
Vamos lá, Bill, temos gelado e é o Saturday Night Live, Bill.
Saturday Night!
É o Saturday Night!
Bay Cumartesi Gecesi Ateşi'ni hatırlıyor musun? - Evet.
- Lembras-te do "Sr. Saturday Night Fever"?
David Webster, Saturday Evening Post ve Wall Street Journal'a yazar oldu. Daha sonra köpek balıkları ile ilgili bir kitap yazdı.
O David Webster tornou-se redactor do "The Saturday Evening Post"... e do "Wall Street Journal"... e depois escreveu um livro sobre tubarões.
Saturday Night Live'dan kimseyle görüşüyor musun?
Tens notícias da malta do " "Saturday Night Live" "?
Saturday Night Live'ı beraber yazıyorduk.
Trabalhámos no " "Saturday Night Live" ".
Cumartesi gecesi New York'dan canlı yayındayız!
"Em directo de Nova Iorque, é o Saturday Night!"
"Saturday Night Fever" balo temalarıymış.
"Saturday Night Fever" foi o tema do baile.
Saturday Night Live. izleyeceğimizi sanıyordum
Pensei que íamos ver o Saturday Night Live.
Saturday Night Live'da bir büste ne dersin?
Que tal uma imitação no Saturday Night Live?
- Cumartesi olsun.
- então, saturday então.
So Saturday plus a day...
Então Sábado mais um dia...
"Urban Cowboy", "Saturday Night Fever", "Grease", "Footloose" ve "Flashdance" de aldım.
Funny Girl, Easter Parade, An American in Paris e, como bónus, a série de dança clássica, Urban Cowboy, Saturday Night Fever, Grease, Footloose e Flashdance.
Dün gece Ed Wood'u seyrederken, sen istedin diye hamburger yemiştik. İyi. Bu gece Hint yemeği yeriz.
Pronto, comida indiana hoje, amanhã Saturday Night Fever e tailandesa.
Yarın gece de Saturday Night Fever ile Tayland yemeği.
Vocês são um casal mesmo giro e agorafóbico.
Saturday night fever'daki adam gibi.
Muito forte, como o tipo de Noite de sábado
Meg, sen ve ailen Cumartesi Gecesi Yaşamı'nda oynayacaksınız.
Meg, tu e a tua família vão actuar no "Saturday Night Live".
Cumartesi Gecesi Yaşamı.
"Saturday Night Live".
Seninle birlikte olmak be... New York'tan Yaşamlar... Bu, Cumartesi Gecesi!
Estar contigo fez-me sentir tão vivo... em Nova Iorque no "Saturday Night Live"!
Bu, Cumartesi Gecesi Yaşamı.
Bem-vindos ao "Saturday Night Live".
Dün, öğlene doğru kahvaltı ısmarladık, ve ondan önceki gece, "Cumartesi Gecesi Canlı" yayınını izledik.
Ontem encomendámos o brunch. Na noite anterior, vimos o "Saturday Night Live".
Saturday Night Live'ın sunucusu.
É a agendadora do "Saturday Night Live".