English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Schmidt

Schmidt translate Portuguese

1,766 parallel translation
Schmidt, hayır! - Hayır!
- Não, Schmidt!
Pekala Bay Schmidt, şimdi size "Gerçek Uygulamalar" ı sunuyorum.
Então, Mr. Schmidt, apresento-lhe Aplicações Reais.
- Harikayız. İyiyiz. Göster ona Schmidt.
- Não, está tudo bem entre nós.
- Dur sana göstereyim.
- Mostra-lhe, Schmidt.
CALVIN SCHMIDT KAÇAKÇI
CALVIN SCHMIDT CONTRABANDISTA
Hayır, Calvin Schmidt'i kazıklayamazsın.
Não se engana o Calvin Schmidt.
Fi ve Jesse etrafı kontrol ediyorlar Schmidt de seyahat ayarlamalarımızı yapıyor.
A Fi e o Jesse a verificar o perímetro, e Schmidt a tratar da viagem.
Schmidt sus artık.
- dos próximos dois meses... - Schmidt, cala a boca!
Bak Schmidty, yarın rahat bir şeyler giy, çünkü onlara yardım edeceksin.
Então, Schmidt, usa alguma coisa confortável amanhã porque vais ajudá-los.
Schmidt, iki saniyecik susar mısın?
Podes acalmar-te, por favor?
İsteyeceğimiz son şey Schmidt'in elinde bir silah olması.
A última coisa que queremos é uma arma nas mãos do Schmidt.
Schmidt, şüpheye düştüğünde çenen kapalı kalsın.
Schmidt, na dúvida fica de boca fechada.
THORNE SCHMIDT'İN EN GÖZDE MÜŞTERİSİ DEĞİL
THORNE NÃO É O CLIENTE PREFERIDO.
Parayı al ve uzaklaş Schmidt.
Recebe o dinheiro e vai embora, Schmidt.
Schmidty, eğer bunda bir çok değişiklik yapıldıysa bunu kullanabilir miyim bilmiyorum.
Schmidt, se isto estiver muito modificado, não sei se ainda vou ser capaz de usá-lo.
Schmidt bana nasıl çalıştığını anlattı. Halledebilirim.
Não, o Schmidt explicou-me como funciona.
Schmidt çalışmamı görmek istediğini söyledi.
O Schmidt disse que queria uma explicação do meu trabalho.
Schmidt, kanka, senin müşterilerine fazlasını verdiğini sanıyordum.
Schmidt, amigo... pensei que te esforçasses mais pelos teus clientes.
- Uyu Schmidt.
- Vai dormir, Schmidt.
Hey Steve, Schmidt sana yan gözle bile baksa onu vur.
Ei, Steve, se o Schmidt sequer te olhar de maneira estranha, atira.
Schmidt, bazen o kadar atletik oluyor ki prezervatif kasırgada yerinde durmaya çalışan, çadır gibi savruluyor.
Mas o Schmidt torna-se tão atlético que o método parece um daqueles plásticos para tapar o grelhador durante um furacão.
Yani, haftasonunu atlatıyorsun ve emin olmadan Schmidt'e tek kelime etmiyorsun.
Deixa passar o fim de semana e conta só quando tiveres a certeza.
Schmidt bebeğinin, neye benzeyeceğini düşünmeden edemiyorum.
Não consigo deixar de pensar como seria um bebé do Schmidt.
- Bunu hiç konuşmadık, Schmidt.
- Nunca falámos disso, Schmidt.
- Schmidt, şimdi zamanı değil.
Não é o momento certo.
Schmidt, biz düşünüyorduk da senin bebek halin, nasıl olurdu acaba?
Estávamos a pensar como terias sido em bebé.
Benim odamda otursana Schmidt, Cece dinleniyor.
Sai do meu quarto, Schmidt. A Cece está a descansar.
Gidip patronuma dadılık yapmam lazım.
Tenho de ir fazer de ama do chefe. Schmidt, ficas para jantar?
Schmidt, yemeğe kalıyor musun? Mantı makineni alacağız da.
Vamos usar a tua máquina da massa.
- Evet Schmidt, aramızdaki böyle bir şey.
Sim, Schmidt. É isso que isto é.
- Neler oluyor Schmidt? - Nabersin güzellik?
- O que se passa, Schmidt?
Tamam Schmidt tüm bu olanlar hakkında iyi misin?
Tens a certeza de que estás à vontade com isto, Schmidt?
- Bu arada, ben Schmidt. - Chloe.
- Já agora, eu sou o Schmidt.
Ben Betty White, Schmidt Rue McClanahan...
Eu sou a Betty White, o Schmidt é a Rue McClanahan...
Aman Tanrım. Ben Schmidt.
Sou o Schmidt.
Schmidt ve Cece, az kalsın birlikte bir bebek yapacaktınız.
Schmidt e Cece, vocês quase fizeram um bebé.
Aslında ben Schmidt.
Eu chamo-me Schmidt.
Her neyse Schmidt.
Esquece, Schmidt.
David Frum, Mark McKinnon, Alan Simpson Steve Schmidt, Andrew Sullivan.
- Não é verdade. David Frum, Mark McKinnon, Alan Simpson, Steve Schmidt, Andrew Sullivan...
- Git başımdan, Schmidt. - Peki, tamam.
- Sai, Schmidt.
Schmidt, aslında telefonuma ihtiyacım var. - Olmaz.
- Schmidt, preciso do telemóvel.
Schmidt'den öğrendiğim şu kelime hakkında düşünüyordum.
- Eu estava só a pensar numa palavra que aprendi com o Schmidt.
Schmidt, o yuvasındaki bir anne kuş.
Bolas! - Schmidt, é uma fêmea no ninho.
Schmidt!
Schmidt!
Schmidt, git buradan.
Schmidt, sai daqui!
- Schmidt.
- Schmidt.
Of. Hey Schmidt, ne düşünüyordum biliyor musun?
Ei, Schmidt, sabes no que estava a pensar?
- Onun kirli çamaşırlarının, arasında yuvarlanacağım. - Jess Schmidt bana çıkma teklif etti.
O Schmidt convidou-me para sair.
- Kesinlikle. - Schmidt ile aynı fikirdeyim. Sakın yapma.
Vou esconder os teus sapatos de sapateado, Jess.
Hey, Schmidt.
- Olá, Schmidt.
- Benim için değil.
- Schmidt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]