Sebebini biliyorum translate Portuguese
151 parallel translation
- Ziyaretinizin sebebini biliyorum.
Eu sei qual é o objectivo da sua visita.
Sebebini biliyorum.
Sei porquê.
Benim için ne düşündüğünü ve sebebini biliyorum.
Sei exactamente o que pensa de mim. E porquê!
Sebebini biliyorum.
Eu sei porquê.
# Sebebini biliyorum...
Eu sei porquê.
Sebebini biliyorum.
Eu sabia que havia uma razão.
Senin de orada olduğunu ve bunun sebebini biliyorum.
E também sei que estiveste lá e porquê.
Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum.
Deve ganhar dez libras por dia... e eu sei para quê.
Sebebini biliyorum.
Eu sei.
- Ben sebebini biliyorum.
- Eu sei porquê.
- Artık sebebini biliyorum.
- Agora já sei porquê.
Bak, bunun sebebini biliyorum.
Eu sei o que se passa.
Bu tasları fırçalamak beni pek tatmin etmiyor ve sanırım sebebini biliyorum.
Há algo insatisfatório em esfregar estas pedras. E acho que sei o que é.
Ama karşı karşıya gelmekten kaçınıyorlar. Galiba sebebini biliyorum.
Eles têm evitado confrontos directos, e eu acho que sei porquê.
Ben sebebini biliyorum, bunu seviyorum.
- Eu sei a causa. Gosto da droga.
Sebebini biliyorum.
- Eu sei porquê.
Sanırım ben sebebini biliyorum.
Acho que sei o motivo.
Ve ben sebebini biliyorum.
E sei porquê.
Farklı olduğumu hep bilirdim, şimdi sebebini biliyorum.
Eu sempre soube que era diferente e agora percebi porquê.
Bahse girerim sebebini biliyorum.
E aposto que sei porquê.
Geliş sebebini biliyorum.
Sei por que estás aqui, Victoria.
Şimdi sebebini biliyorum.
Agora sei porquê.
Galiba sebebini biliyorum.
Acho que sei porquê.
- Dün işten ayrıldı. Bahse girerim sebebini biliyorum.
- Aposto que sei porquê.
Dr. Cox, eğleniyor gibi gözüküyor, sanırım sebebini biliyorum.
O Dr. Cox parece estar a divertir-se. Mas acho que sei porquê.
Muz şeklinin sana ne anımsattığını ve "fındıklarla" dediğim zaman kikirdemenin sebebini biliyorum.
Eu sei o que a forma de uma banana te lembra... e sei que, quando digo "tomates", te faço rir.
Hayır, sanırım ama sebebini biliyorum.
Não, mas acho que sei porquê.
Söylediklerimden başka bir şey yapmayı bilmiyorum, ama herkesin aşkı bu kadar çok istemesinin sebebini biliyorum.
Não o conheço tanto como eu digo que sei... mas sei que existe uma razão para todos o desejarem.
Ve ben o şaşkınlığın sebebini biliyorum. Bana bak, benim dövüş çığlım var.
Eu sei qual é a distracção.
Balkonu inceledim, bir şey bulamadım ama galiba sebebini biliyorum.
Já processei aquela bancada, e não encontrei nada. Mas acho que sei porquê.
Ve sebebini biliyorum.
E eu sei porquê.
Galiba sebebini biliyorum.
Acho que sei o que se passa.
En azından bu sefer, öldürmeye çalışanın kim olduğunu ve sebebini biliyorum.
Pelo menos desta vez sei o porquê e quem.
Ama değil, çünkü sebebini biliyorum.
Mas não pode ser, pois eu estaria ao corrente.
Sanırım Cooperton ile neden problem yaşamadığının sebebini biliyorum.
Acho que sei porque é que não estão a ter problemas com os homens do Cooperton.
Artık sebebini biliyorum.
Agora sei porquê.
Fransa'daki o hastanede yatmanın gerçek sebebini biliyorum.
Sei a verdadeira razão da tua estadia naquele hospital em França.
Neyse, simdi biliyorum davranisinizin sebebini.
Mas está bem. Agora sei o que isto significa.
Biliyorum sebebini.
Porque eu sei.
- sebebini biliyorum, çöp yığını haline gelmiştin - bunu ne zaman söylediğimi bilmiyorum tek dileğim, bana olan saygını kaybetmemen sana daha önce hiç bu kadar saygı duymamıştım önümüzdeki haftayı gözden geçirmeden önce yapacağım bazı duyurular var.
Eu percebo. Tu estavas bêbado. Eu admito-o, eu não soube quando parar.
Aşkın gözünün kör olduğunu biliyorum, ama seninle tanıştığımdan beri sanki arkadaşlarımla ve işimle olan bağlantım mantıksızlaştı ve bunun sebebini bilmiyorum.
Sei que o amor deve ser cego, mas desde que te conheci, sinto que perdi toda a racionalidade, em relação aos meus amigos, aos meus negócios, e não sei porquê.
Dürüst davranmıyorsun ve sanırım sebebini de biliyorum.
Não acho que estejas a ser totalmente honesto e creio que sei porquê.
fırsatı olmadığını biliyorum Priya ama söylemek istemiyorum hayatım boyunca da sebebini açıklamam gerekse de Raj sebebini biliyorum, görüyorum ama kalbim kabul etmiyor garip yerde garip biri duygularımı anlayacaktır
Eu sei, eu não tenho chances, Priya Mas eu não quero arrepender-me disso em toda a minha vida Eu já te fiz ver as coisas, Raj...
Ayrıca bunu konuşmak istemiyorum. - Sebebini biliyorum.
- Não quero falar da minha mulher.
Biliyorum. Sürekli tuvalete gitmesinin sebebini merak ediyorsunuz.
As visitas constantes à retrete?
Bahse girerim sebebini de biliyorum.
E acho que sei porquê.
Sebebini biliyorum.
Sei qual foi o teu motivo.
Sanırım sebebini biliyorum.
Acho que sei o motivo.
Bunun endişe verici olduğunu biliyorum. Baban doktorlarla konuşuyor ve onlar da sebebini bulacaklar.
Eu sei que é assustador, mas o Pai está em contacto com os médicos e eles terão uma resposta.
Sebebini biliyorum.
Sei do que se trata.
Size bunun sebebini açıklayıp içinizi rahatlatmak isterdim, ama şunu biliyorum ki ; birisinin mezarını soyarak ruhu da çalınamaz.
Oxalá houvesse alguma coisa que eu pudesse dizer para explicar o porquê, e a fizesse sentir melhor, mas o que sei é isto... Não se rouba a alma da pessoa, ao roubar o seu caixão.