Septimus translate Portuguese
52 parallel translation
Septimus Wilkinson, Matabeleland piskoposu.
Septimus Wilkinson, Bispo de Matabeleland.
Fikir değiştirmek için çok geç.
É tarde demais para mudar as coisas, Septimus.
Oh, Septimus'a trendeki eğlenceli Amerikalı çocuk gözlüğümü neredeyse yitiriyor olmam ve istasyonda iki İngiliz bayanla karşılaşmam hakkında anlatacak o kadar çok şeyim var ki.
"Oh, tenho tanta coisa para contar ao Septimus" "acerca da criança americana, tão engraçada, no comboio" "e quase perdi os meus óculos"
Eve vardığımda sevgili Septimus'a kesinlikle söyleyecek bir şeylerim olacak.
"Decerto tenho muito que contar ao querido Septimus, quando chegar a casa."
Septimus bu gece duamı yapmadığımı aklından geçirmez.
"O Septimus nem sonha que não rezei as minhas orações esta noite."
Peki ya Septimus, bu ayıba nasıl dayanacak?
"E o que dizer de Septimus! Como iria ele suportar a vergonha?"
Bize onur verdiniz, Lady Helena... babanız Septimus Optimus Glabrus'un ününü şahsında... sonsuza kadar yaşatacak olan Doğu Savaşlarının kahramanı... Marcus Publius Glabrus'un... kız kardeşi.
Honra à Senhora Helena... filha do falecido Septimus Optimus Glabrus... cuja fama para sempre viverá na pessoa de seu filho... vosso irmão, Marcus Publius Glabrus... herói das guerras do oriente.
Ama Septimus herhalde bundan hoşlanmaz.
Mas o Septimus talvez não gostasse.
Septimus, her ne kadar istesem de onlara bir zarar vermedim.
Não lhes toquei, Septimus, embora bem me apetecesse.
Septimus, öldürmenin adice olduğunu biliyorum, ama bazen gereklidir.
Septimus, sei que matar é mau, mas, às vezes, é necessário.
Septimus, yardımına ihtiyacımız var.
Septimus, precisamos da sua ajuda.
Septimus, Merikus kaç yıl önce sizin birinci vatandaşınız oldu?
Septimus, há quantos anos é que o Merikus se tornou primeiro cidadão?
"Manus supra idolum, age primum et septimus de quatuor" ne demek?
"Manus supra idolum, age primum et septimus de quatuor" significa o quê?
Septimus, artık çıkar şunu! Çıkar şunu!
Cedrice, despe isso.
Önüne bak! Önüne baksana! - Septimus!
Cuidado com os pés, é muito perigoso.
Septimus, artık dur!
Senta-te, pára.
- Septimus?
- Septimus.
Prens Septimus! Tertius.
Príncipe Septimus!
Septimus, bir erkeğin yapması gereken iş için bir çocuğu göndermekte ısrarlıysa,... Hayır, hayır, durun, lütfen!
Se Septimus insiste em enviar um garoto para fazer o trabalho de um homem.
Septimus diye birini tanımıyorum. Sadece bir arabaya ihtiyacım var.
Não, espere, por favor, eu não sei quem é Septimus, só quero uma carona.
Adım Prens Septimus.
Meu nome é Príncipe Septimus.
Prens Septimus, adamlarınız öldü. Sahi mi?
Príncipe Septimus, seus homens estão mortos!
Septimus sabaha burada olacak, kızı bulup taşı alacak ve sonsuza dek kral olacak.
- Septimus estará aqui pela manhã. Encontrará a garota, pegará a pedra e se tornará rei. - Para sempre.
- Septimus.
- Septimus?
Septimus?
Septimus?
Klingonlar, Septimus III'e saldırmışlar.
Os klingons atacaram Septimus III.
Seni temin ederim, Septimus III sorunuyla ilgilenilecek.
Asseguro-lhe que lidaremos com a situação em Septimus III.
Septimus III bu hafta içinde fethedilecek.
Septimus III irá cair na próxima semana.
Septimus III fethedilmiş.
Septimus III caiu.
Septimus III.
Septimus III.
Septimus?
Septimus? .
Oh, sence Septimus'u bir süreliğine alabilir miyim?
Pode dispensar-me o Septimius por instantes?
Lucius Septimus.
Lucius Septimius.
Yüzbaşı Septimus idim.
Centurião Septimius, mais concretamente.
Lucius Septimus, elbette.
Lucius Septimius? Claro!
- Septimus?
- Septimus. - O que foi?
Septimus, bir erkeğin yapması gereken iş için bir çocuğu göndermekte ısrarlıysa,...
Se o Septimus insiste em enviar um rapaz para fazer o trabalho de um homem...
Hayır, hayır, durun, lütfen! Septimus diye birini tanımıyorum. Sadece bir arabaya ihtiyacım var.
Não conheço o Septimus, só quero uma boleia.
Adım Prens Septimus.
Sou o Príncipe Septimus.
Prens Septimus, adamlarınız öldü.
Príncipe Septimus, os seus homens... estão mortos.
Septimus sabaha burada olacak, kızı bulup taşı alacak ve sonsuza dek kral olacak.
Vai encontrar a rapariga, vai ficar com a pedra e vai ser rei. - Para sempre.
! Dediğim gibi Septimus kazandı!
Septimus venceu, como eu disse.
Septimus Spratt, eğer kovulursam seni de yanımda götürürüm.
Septimus Spratt, se eu for demitida, arrasto-o comigo.
Öncelikle, bu maket yerel bir bağışçı olan Bay Septimus Potts tarafından yaptırıldı.
Em primeiro lugar, obrigado... Ao nosso benfeitor local, Sr. Septimus Potts.
Septimus.
Septimus.
Septimus?
Septimus!
Neymiş ironik olan?
- O Septimus estará aqui pela manhã.
Septimus?
Septimus.