English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Serbestsin

Serbestsin translate Portuguese

321 parallel translation
Gitmekte serbestsin.
És livre de partir.
- Bu serbestsin demek.
- Significa que está livre.
Serbestsin.
Siga o seu caminho.
Yemin etmekte serbestsin,.. ... ama git de bari önce biraz temizle. "
Podes jurar por qualquer coisa... mas farias melhor se a limpasses.'
İyi ki böyle oldu.Şimdi serbestsin.
Tiveste sorte que tenha acontecido desta maneira, agora és livre.
Gitmekte serbestsin.
É livre para ir.
- Duruşmaya kadar serbestsin.
- Fica à minha guarda até ao julgamento.
Gitmekte serbestsin.
É um homem livre.
İnanıp inanmamakta serbestsin.
Não precisa de acreditar, se não quiser.
Artık serbestsin. Alex öldü.
O Alex está morto.
Şu andan itibaren serbestsin. Mahkemeden çıkmakta özgürsün.
Está, por isso, livre das acusações e livre para deixar o Tribunal.
Şu anda serbestsin.
Você está livre, agora.
Serbestsin gidebilirsin.
Podes-te ir embora.
Artık serbestsin.
Agora voce esta livre.
"Donanma vakit bulduğunda, gelip bizi ziyaret etmekte serbestsin."
"Quando não estiveres ocupado ao serviço da Marinha," "estás à vontade para nos visitares."
Beşte gitmekte serbestsin. Söz veriyorum.
Às 17 : 00, está livre, prometo-lhe.
Sana gitmekte serbestsin dediğim zaman döneceksin.
Há-de voltar lá quando eu disser que pode ir.
Johnny Akitanya'ya sahip olur olmaz serbestsin. Bir düşün.
Uma vez que John tenha a Aquitânia, dou-te a liberdade.
Esas parayı bir alalım, sonra serbestsin.
Ganhamos muito dinheiro e passamos a ser livres.
- Serbestsin.
- À vontade.
Serbestsin arkadaşım.
Estás livre, meu amigo.
- Neler oluyor, lütfen? - Serbestsin.
O que está a acontecer?
Tamam, Mongo. Serbestsin.
Mongo, estás em liberdade.
İstediğin her yere bakmakta serbestsin.
Podes procurá-la onde quiseres.
İstediğini yapmakta serbestsin.
És livre de fazer o que quiseres.
Bağırıp çığlık atmakta serbestsin ama sesini duyabilecek kimse yok.
- Pode gritar o que quiser. Ninguém vai ouvi-la.
Gitmekte serbestsin, ama konuğum olarak bir kaç gün kalmanı tercih ederim.
Pode ir embora, mas preferia se ficasse como meu convidado por uns dias.
Herhangi bir sorun varsa, bana sormakta tamamen serbestsin.
Estou à disposição em caso de dúvidas.
Fraker, artık serbestsin. 5 dakikan var.
Fraker? Vais sair daqui a 5 minutos.
Serbestsin ama evrak işlerini halledene kadar iki saat daha buradasın.
Sais-te. Vai demorar mais 2 horas para por os papeis em ordem.
Her yere gidip her şeyi görmekte serbestsin.
Vá aonde quiser e veja tudo.
Gitmekte serbestsin.
Pode ir embora.
Artık serbestsin.
Agora és livre.
O halde aç. Sonra serbestsin.
Então abre-o, depois não preciso mais de ti.
Bir gecelik iş ve sonra serbestsin.
Trabalhas uma noite e ficas livre.
Gidebilirsin. Serbestsin.
Você pode ir, está livre.
Serbestsin.
Está livre.
Bak,... başına gelenler yüzünden kendini kötü hissetmekte serbestsin.
Olha, está tudo bem se te sentires mal por aquilo que te aconteceu.
Leydi Swinstead, serbestsin.
Lady Swinstead... está livre.
- Şuna bak artık serbestsin. - Nasıl gidiyor dostum?
Olha-me para ti já cá fora e tudo!
Serbestsin.
Podes ir embora.
Pekala Nash, serbestsin...
Pode ir-se embora, Nash. Por agora.
Bu sefer serbestsin.
Deixo-o ir.
Kan yeminini bozup bozmamakta serbestsin.
Estás livre do juramento do Curzon.
Ayrılıp yoluna gitmek istiyorsan... tamamen serbestsin. Benimle gelmek istiyorsan, gelebilirsin.
Vais-te embora agora, de livre vontade, ou decides ir comigo de livre vontade.
Hayır baba, istediğini yapmakta serbestsin.
Nao, pai, tu podes fazer o que queres.
Kocan başka birini buldu. Sen de serbestsin!
Annie, ele encontrou outra pessoa.
Bunu yaparsan, serbestsin dediler.
Se conseguir, fico livre.
Data, gitmekte serbestsin.
Data, és livre de partir.
Serbestsin.
Podes ir.
Bir süreliğine serbestsin.
Está livre durante uns tempos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]