Sert translate Portuguese
13,296 parallel translation
Adı Francis olan biri... ne kadar sert olabilir ki?
Não pode ser assim tão duro, se se chama Francis.
Ben sorgu odasında sert itti.
Apertou comigo a sério na sala de interrogatório.
Sert adam.
Mauzão.
Sert mi oynamak istiyorsun?
Queres jogar duro? Muito bem.
Mayweather'dan çok sert bir sağ direkt geliyor.
Uma boa direita interior por parte do Mayweather.
Elleri mi sert?
Tem mãos rijas?
Bayağı sert vuruyor aslında.
Na realidade, ele bate com bastante força.
Daha hızlı hareket ediyorum, daha sert vuruyorum.
Sinto que me movo mais rápido, soco mais forte.
Bir tekneyi kahramanca pilotlayabilen, sert haşlanmış, bilgece çarpıcı Yankee kesmesi.
Um mercenário ianque durão e debochado, que saiba pilotar heroicamente um barco.
Ben sert ve azgın bir takoyum.
Sou um taco duro, com tesão!
Sert sosisler ve seksi takolar.
Salsichas empertigadas e tacos sexy.
Sert bir şekilde ağzımı öpsen, ne duruyorsun?
Espeta-me lá um beijo na boca, vá!
Ne zamandır benim sert erkeğim birilerine pirim veriyor?
Desde quando o meu durão... deixa alguém intimidá-lo?
- Çok sert olacağım, tamam mı?
- Vou picar com força, está bem?
Duran, boynuna vurduğu sert kroşe Leonard'ı sersemletti.
Durán atinge-o com um gancho de esquerda ao pescoço que deixa Leonard cambaleante!
Bence Duran sert, etkileyici ve akıllı bir dövüşçü.
Penso que o Durán é um pugilista, duro, impressionante e inteligente.
"Sert zamanlar insanı daha sertlerine götürebilir."
São as coisas más, que nos fazem mais fortes.
Ve sonra şu şişkolardan birinin bizi olabildiğince sert ısırmasını umut ediyoruz.
E esperamos que um Bagre enorme nos morda muito forte... Para pescá-lo.
Hani şu TV'deki sert eleman var ya?
É como o Bear Grylls, aquele mauzão da TV.
Zincirler dayanırsa tek şansımız sert dönmek ama alabora olabiliriz.
A nossa hipótese é uma curva apertada, se as correntes aguentarem, mas... Podemos voltar-nos.
Olmamız gereken yer beyler sonunda sert zemine geri döndük!
Esta é por estar de volta em solo.
Göğüs kafesini yarmak için bıçağı sert bir şekilde ona saplamalısın.
Tens de a esfaquear com força e cortar a caixa torácica como um movimento de serrar.
- Ayağa kalk, sert çocuk.
- É a tua vez, mandrião.
Hadi, sert çocuk.
Vamos lá, campeão.
Fransa'ya giderken Artie'nin o üniformayla ne kadar sert gözüktüğünü hatırlattı bana.
Lembra-me o Artie Giddens fardado quando partimos para França.
- Onbaşı. - Çavuş? - Bu adamı sert rüzgârlardan koru.
Cabo, mantenha este homem longe de ventos fortes.
Bence çıplak hâlinden gurur duyan biri dışarının sert havasını dert etmez.
Acho que um homem que tem tanto orgulho no seu estado nu natural certamente apreciará o fresco do ar livre.
Birazcik sert ol evlat.
Certo, levante a cabeça.
Yapamam. - Orada kafamı çok sert vurdum. - Bak nasıl da şiş?
Magoei bem feio a minha cabeça.
Sert falan değilim ben tamam mı?
Não sou valente, está bem?
Aynı şekilde tekrarla ama daha sert.
Faz com mais força.
- Oldukça sert birisin Ringer.
Aquilo foi óptimo, Ringer!
Eğer oğlumla tanışmışsanız, muhtemelen ya bir suç sırasında ya da sert karakterlerle dolu bir kurumda tanışmışsınızdır.
Presumo que, se entrou em contacto com ele, foi durante um crime ou num estabelecimento cheio de marginais.
Dostum kızlar böyle sert konuşmana bayılır. En iyisi.
As miúdas gostam que fales assim.
Harika bir şarkıdır. "Ne kadar sert gelirlerse, o kadar sert düşerler."
É uma grande música. "Quanto maior é o sonho, maior é a queda."
- Bu kadar sert vurman gerekiyor muydu?
- Tinhas de lhe bater com tanta força?
Ulusal Muhafızlar tarafından alınan sert önlemlerin ülkede devam eden yağmanın engellenmesinde 3. gecede başarısız olmasının ardından Başkan gün batımından şafağa kadar sürecek zorunlu sokağa çıkma yasağı ilan etti.
O Presidente impôs um recolher obrigatório durante a noite, após a Guarda Nacional não evitar a terceira noite de saques pelo país.
Sert adam rolü yapma bana.
Não se faça de duro comigo.
Artık sert içki, ortaokuldan beri epey kötü deneyimlerim oldu.
... já não bebo, tive experiências muito más desde que o Junior se começou a pedrar...
Artık pek sert değilsin, değil mi orospu?
Onde é que está a coragem agora, otário?
Çok sert çarpacağız!
Abalroar com força.
Ve o toprağın ne kadar sert ve kayalık olduğunu görmem 18 sene bile sürmedi, o çiçeğin asla açmayacağını anladım!
E não levei 18 anos para perceber que o solo era duro e rochoso e nunca iria florescer!
Sert adamsın sen.
Que duro.
Merhaba, benim sorum şu. Eğer Mars'a ulaşabilirseniz o sert iklim şartlarında nasıl hayatta kalabileceksiniz?
Olá, a minha questão é, se chegar a Marte, como conseguirá sobreviver ao clima difícil?
Acaba müşterilerin iki yüzlü, Lanet pislik herifsin Sert adam, ha?
Pergunto-me se os teus clientes sabem que é um sacana, com duas caras, seu pedaço de merda.
Sert, paraya aç, kendi ayakları üzerinde durabilen kaltağın tekiydin! Tıpkı benim gibi.
Percebi logo, eras uma rapariga dura, ambiciosa, egoísta e vulgar... como eu.
Çok sert bir çocuğum!
Sou tão durão!
Daha sert vur!
Com mais força!
Kocaman, sert bir Y.
Bem grande e duro.
- Sürekli sert olman gerekmiyor.
Não tens de ser valente o tempo todo.
- Sert adam?
Mike! Mike! Durão!