Sesler translate Portuguese
2,658 parallel translation
Evimin dışından bütün gece boyunca sesler duydum.
Continuei a ouvir vozes do lado de fora de casa, toda a noite.
Rüzgâr, çatı arasında sesler çıkarıyor.
- O vento a bater no sótão.
Oğlumdan gelmeyen bazı sesler vardı.
Um som que não era do meu filho.
Öyle sesler duymuş olsaydım, ben de korkardım.
Se ouvisse tais barulhos, ficava com medo.
Blog dünyasında bunun biyolojik bir silah olduğuna dair ciddi sesler yükseliyor.
Há uma discussão informativa na blogosfera.
Çok belirgin bir gülüştür. Hani çocuklar gülmekten katıldığında sesler çıkarır ya.
Aquele tipo de riso que nunca mais para.
Kafasındaki sesler mi? Evet.
- Tem muitas vezes dores de cabeça?
Yükselen sesler ihaneti işaret ediyor.
Contudo vozes crescentes chamam traição às manifestações.
Arada bir hafif halüsinasyonlar, sesler, ışıklar, muhtemel bağ arğrısı.
Algumas alucinações leves, sons, luzes, talvez dor de cabeça.
Sesler bizim korkularımızı tetiklemek için görüntüden daha etkilidir.
As ondas sonoras agem mais profundamente nos nossos medos primários.
Ayrıca çok rahatsız edici sesler çıkartabilirim.
Também consigo fazer barulhos muito irritantes.
Karanlık sesler, Sihirli bir nefes aşkına.
A escuridão na forma de um suspiro melancólico.
Sesler işittim.
Pensei ter ouvido alguma coisa.
- Sesler duydum.
- Pensei ter ouvido qualquer coisa.
Bunu sorar sormaz duyduğum sesler ise...
A próxima coisa que ouvi foi...
Garip sesler duyduğunu iddia eden de var.
Há quem fale de sons estranhos.
- Daktilodan sesler geldiğini duydum.
Ouvi o ruído das teclas.
Deponun tekinden sesler geldiğini duydum.
Ouvi vozes num dos depósitos.
Gereken enerjiyi sağlamakla kalmazlar, tüm sesler, kablolar vasıtasıyla binadaki başka prizlere kadar iletilebilir. Çarpılmadan gerekli devreyi yerleştirebildiğiniz sürece emrine amadedir.
Não apenas fornecem energia, mas qualquer áudio pode ser transmitido pelos fios para qualquer outra tomada, contanto que consiga ligar-se a um circuito eléctrico sem se electrocutar.
Test boyunca minik minik sesler çıkarttık.
Durante o teste, tocamos vários sons de "cliques".
İçerden sesler geliyordu. Nihayet kapıyı zorlayarak açtım ve- - Bir akbaba dışarı fırladı ve gagasında bir kulak vardı.
Então, finalmente arrombei a porta e... aparece esse maldito abutre a voar com uma orelha pendurada no bico.
Mel bunu anladı, büyük mutluluk duyarak bir yer yapmamıza yardım etti ve bütün sesler duyulabildi.
O Mel concordava e disponibilizou-se a ajudar-nos a construir um sítio onde as nossas vozes sejam ouvidas.
- "Sesler duyuyor musun?"
Ouves vozes? "
Asagidan bir sesler geliyor.
Estou com a caganeira.
Aşağıdan bir sesler geliyor.
Eu é que estou nervoso. Até me está a dar uma caganeira.
Olarak bu sesler, komik o haklı.
Por mais engraçado que pareça ela está certa.
Buradaki kadınlar böyle sesler çıkarmaz.
As mulheres de cá não fazem esses sons.
Gece, saat 1 gibi işe giderken bazen etrafta sesler duyuyorum.
Quando venho trabalhar à 1 da manhã e ouço pequenos barulhos aqui e ali.
Bazı zamanlar uzaktan duydukları sesler gittikçe yaklaşır.
As chamadas distantes que eles têm estado a ouvir há algum tempo, estão a aproximar-se.
Bu ufak yavşaklarla olan kavgam sırasında bazı sesler işittim.
Depois de lutar com elas, ouvi vozes.
Sesler ve bulanıklık içinde bulanıklık kayboldu
Novamente o som da passagem Mas o barulho parou.
Özellikle gece geç saatlerde boruların sesini duyuyorum, binalardan garip sesler geliyor.
Especialmente à noite, podem ouvir-se os sons da canalização e da própria construção.
Bazıları tuhaf sesler duyduklarını söylüyorlardı.
Os rapazes achavam que ouviam barulhos esquisitos.
Şey, tuhaf sesler duydun mu, ya da hayaletler gördün mü?
Bem, ouviu sons estranhos ou presenciou alguma coisa paranormal?
Hiçbir şey yoktu... sonra sesler geldi.
Não havia nada e então... vozes.
Tekrar tekrar 11 : 11i görüyorum Beni izleyen garip sesler.
Eu vi o 11 / 11 de novo por mais louco que pareça isto seguiu-me para a Espanha.
Sesler kiliseden gelmiyor.
Não, não são igrejas.
Sesler kiliseden gelmiyor.
Não, não são nada igrejas.
ALS gibi sesler
Parece ser Esclerose Lateral Amiotrófica.
Farklı sesler eskisinden daha.
- O som é diferente do que era antes.
Sesler?
Sons?
Pes sesler bizim duyma sınırlarımız dışında.
Sons graves muito além da nossa capacidade de audição.
Ben ise sadece domuz gibi sesler çıkarıyor.
Mas o Ben só dá grunhidos.
Parçaları birleştirilen silah, "metal kuzu" diyen sesler...
A arma a ser montada, vozes a falar em cordeiro de metal...
Bazen böyle sesler çıkar.
Às vezes acontece. Não com frequência.
Biri seni öldüresiye bıçaklıyormuş gibi sesler çıkarıyordun.
Parece que alguém te está a esfaquear até a morte.
Son zamanlarda kızların odasından sesler geliyor.
Tenho ouvido ruídos no quarto das miúdas.
Böyle sesler çıkartmamalı.
Não devia estar a fazer barulhos.
Evet, deliydi, bu yüzden boktan sesler duyuyordu. Saçma diyecektim.
Sim, ele era doido, por isso ouvia mer... coisas.
Peki, insana ne tür bir şey sesler duyurtur bu sadece kendi kafasındaysa onu itiraf ettirme yoluna sürükler?
O que faria alguém ouvir algo que está apenas na sua mente... e que o levaria a confessar?
Sesler kız kardeşimin odasından geliyordu.
Eles vinham do quarto da minha irmã.