English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Seti

Seti translate Portuguese

1,076 parallel translation
Arka stüdyonun en faal seti.
e um dos cenários mais movimentados na parte de trás.
Müzik seti sağ tarafında.
A aparelhagem está à tua direita.
- Hiç Terry Faith yüz makyaj seti denedin mi?
- Já alguma vez fizeste uma mascara facial da Terry Fave?
- Pek güzel bir bavul seti kazandınız.
Acabaram de ganhar um conjunto de bagagens em pele.
Sadece bir anahtar seti bulmalıyım.
Tenho de ir buscar umas chaves.
Size yeni bir lastik seti borçluyum sanırım.
- Devo-lhes uns pneus, não? - Continuem a andar.
- Şu küçük seti görüyor musun?
- Vês a pequena muralha?
Neden bir televizyon seti almıyoruz.
- Não, não compramos uma televisão.
- Selam. Müzik seti almaya geldi.
A Sra. Quer comprar uma aparelhagem.
Bana müzik seti satmak ister misin?
Quer vender-me uma aparelhagem?
Evet, sana bir müzik seti satarım.
Sim, vendo-te uma.
50 dolara şuradaki seti alabilirsiniz.
Podem ficar com essa, por 50 dólares.
Şuradaki seti 150 dolara size bırakabilirim.
Posso vender-vos esta por 150.
75 dolar fazlasına buradaki 600 dolarlık seti götürebilirsiniz.
Por mais 75 este equipamento vale 600 dólares.
Vay bir deney seti!
Fogo, um laboratório de química.
SİHİR SETİ
"Magic Set"?
Alacağım şeyi buldum, arabaya müzik seti.
Agora, já sei o que vou comprar. Uma aparelhagem nova para o carro.
Evet, fakat müzik seti ve yedekte 150 doları olan ve Marcie'nin bunlardan haberi olmayan bir kılıbık.
Pois sou, mas um pedinchas com uma aparelhagem e 150 dólares de lado, cuja existência a Marcy desconhece.
Bu sanki müzik seti kullanma kılavuzu gibi.
Que confusão. Ouve só.
Müzik seti kullanma kılavuzuna benziyor.
Não percebo nada disto.
Müzik seti ya da televizyonu yok.
Não tem aparelhagem nem televisão.
Dikkat et! Seti mahvedeceksin.
Cuidado!
ve bizim süper-deluxe "Patty parti başlangıç seti".
Steve, vamos para casa. Eles não têm uma virgem para sacrificar, ainda se viram para nós.
Niçin hiç makyaj seti satmadın, Peg?
Incendeio Mercedes.
Bütün insanların vücudu yürüyen birer kimya seti gibidir.
O corpo humano é um conjunto de elementos químicos.
Eğer ben iki kere masa seti alacak olsaydım bunu seçerdim.
Se eu fosse comprar um conjunto destes duas vezes, compraria este.
Bu masa seti uçmak istiyor.
Este conjunto quer voar.
Dünyanın ilk insansız masa seti uçuşu!
O primeiro conjunto de secretária não tripulado do mundo.
Pitts ve ben bir müzik seti üzerinde çalışıyoruz.
Eu e o Pitts estamos a trabalhar em alta fidelidade.
Bir keresinde İngiliz anahtarı seti almıştım.
Uma vez, apanhei um jogo de chaves-inglesas.
Müşterilerimizin dikkatine. Lokma anahtar seti 26. koridorda satışta.
Atenção : as chaves de roquete estão em promoção no corredor 26.
Ben şöyle yapıyorum, elimi pudra kutusu veya makyaj seti şekline sokuyorum.
Por vezes, faço isto, ponho a mão em forma de caixa de pó-de-arroz.
Banliyödeki bir kadın evli sıradan bir kadın kocasından çamaşır makinesi ve kurutucu seti almasını ister.
Se fores casada, uma mulher dos subúrbios uma mulher qualquer, casada e quiser uma máquina de lavar e de secar.
Bir televizyon, bir müzik seti, bir deri ceket, bir bilgisayar.
Vejamos. Uma televisão, uma aparelhagem, um blusão de couro, um vídeo e um computador.
Bütün ayılar seti terketsin.
Todos os ursos fora do cenário.
Tamam, seti boşaltın, lütfen. Seti boşaltın.
Vamos rápido.
Bu denizaltıyı kişisel stereo müzik seti gibi görür.
Julga que o navio é o seu equipamento estéreo.
"Brian'ın Ses Sistemleri, Lüks Müzik Seti Satışları."
"Brian - Sistemas de Som, Venda Directa."
Bir tane daha akıl almaz güzellikte gümüş çay seti geldi. Ne oldu?
Recebeste outro serviço de chá, incrível, todo em prata!
Marty Sheen ve Marlon Brando arasında doğaçlama yapsaydım, o zaman bir şekilde, üç haftalığına seti kapatıp yeniden yazmaktan ve onların oynamasından daha sihirli bir yönteme mi sahip olacaktım?
Se fizesse improvisações diárias entre o Marlon Brando e o Martin Sheen teria eu assim conseguido reveladores do que se parasse tudo por 3 semanas e escrevesse uma estrutura que pudessem representar?
Tam seti kralın fidyesi eder.
O conjunto completo valeria uma fortuna.
- İskambil kağıdı, not defteri... aspirin, dikiş seti, şu pilotların kullandığı uçak şeklindeki karıştırma çubuğu, uyku maskesi... -... bana getirebileceğin her ne varsa işte. - Sizin için ne yapabilirim bir bakayım.
Baralho de cartas, almofada de descanso... aspirina, caixa da costura, o pin das asas do piloto... a vareta do propulsor da hélice, máscara de dormir... e mais qualquer coisa que possa ser-me entregue.
"Test yanlış sonuç verirse bir tane doktor seti satın alın."
"Se o teste falhar... um médico deve consultar."
Bu bir genç dedektif seti ve adım da Sherman.
É um kit de detetive mirim. E meu nome é Sherman.
Ne bekliyorsun, lavman seti mi yoksa met mi?
Do que estás à espera : da maré alta?
Çok kötüyüm. TV, müzik seti, her şey gitmiş.
A televisão, a aparelhagem...
"Bu seti alsam iyi olacak."
É melhor comprar aquelas ferramentas. "
Ooh, altılı bira seti!
Um pack de seis cervejas inglesas!
Sadece bir müzik seti kurmuştum!
Só montámos uma aparelhagem.
Bu bir film seti.
Isto é um cenário.
Buraya geldiğim ilk gece McGivern'in müzik seti için söylediklerinden anladım. "Yahudi bile değil."
Ele "judiou-o".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]