English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sevdiğim

Sevdiğim translate Portuguese

9,101 parallel translation
Selam! En sevdiğim doktor!
A minha médica preferida.
O kadınla yattığında sevdiğim adamı ve yetiştirmekte olduğum çocuğu öldürdün.
Quando dormiste com ela, mataste a pessoa que eu amei. E o filho que eu ia educar.
İstediğim, uğraştığım, sevdiğim ne varsa öldü.
Tudo o que eu queria, o que trabalhei, tudo o que amei morreu.
En sevdiğim oydu.
- Esse era o meu favorito. - Sabes...
Theo, sevdiğim herkes için bir tehdit. Eğer beni görevden almıyorsan, kalıyorum.
O Theo ameaça todos que amo se não me suspenderes, eu fico.
Sevdiğim herkese savaş açarsan, onları korumak için her şeyi yaparım.
Se declaras guerra a todos que eu amo, vou fazer tudo o que for possível para os proteger.
- En sevdiğim yiyecek de brokolidir.
E a minha comida preferida são brócolos.
- Carlos, en sevdiğim alıcım.
- Carlos, o meu comprador preferido.
Bura hazinelerimi saklı tutmayı sevdiğim yer.
É onde gosto de guardar os meus tesouros.
- En sevdiğim ayıcığımın ismi.
- O nome do meu urso de peluche preferido.
O adam en sevdiğim Hintli oyunculardan biriydi ya.
É um dos meus atores indianos preferidos.
peki, sevdiğim birine,
A alguém que amo...
En sevdiğim TV yapımı bu oldu galiba ya.
Acho que é a minha nova série preferida.
Bartholomew Cubbins, Yahweh Manchester ve en sevdiğim : sadece Essence. - Doğuştan yeteneklisin ya.
Bartholomew Cubbins, Yahweh Manchester e o meu preferido, apenas Essence.
Sevdiğim insanları, beni sevenleri asla incitmeyeceğim.
Jamais vou fazer mal a quem amo... Às pessoas que me amam.
Artık sevdiğim grupları ayarlamaya çalışacaklar.
Agora, vão tentar atribuir-me artistas que me agradem.
En sevdiğim ayakkabım.
Os meus ténis preferidos.
Sipariş vermemiz aşırı uzun sürdü eve dönerken de köpek kakasına bastım. En sevdiğim ayakkabım mahvoldu.
Demoraram imenso a atender-me e, a caminho de casa, pisei cocó de cão.
- Benim en sevdiğim barbacoa.
O meu preferido é o barbacoa.
Bu benim en sevdiğim dinozor.
- É o meu dinossauro favorito.
İnce dilimlenmiş, en sevdiğim!
Fatias finas, tal como eu gosto!
Birini sevdiğim zaman tüm benliğimle o kişiye kendimi adarım. Yaşadıkları trajediler de buna dahil.
Quando amo alguém, fico completa e absolutamente encantado com essa pessoa, as suas tragédias, tudo!
Çocukluğumda en sevdiğim yeri Isabel'e gösteriyordum.
Fui mostrar à Isabel um local favorito da minha infância.
Bildiğim şey, seni sevdiğim ve beni reddetmiş olman.
O que eu sei é que eu te amei e tu me rejeitas-te.
Ancak çok sevdiğim ülke önce vurup, soruları sonra sormamalı.
Mas o país que eu amo não deve disparar primeiro e perguntar depois.
Sevdiğim pek çok insanın canı yanıyor.
Muitas pessoas de que gosto estão a ser magoadas.
En sevdiğim bu.
Este é o meu favorito.
En azından en sevdiğim şeyi yaparken gittim.
Pelo menos fui a fazer o que adoro.
Hatırlıyorum da çocukken, tasarımını sevdiğim sitelerin kodlarını çalarak site tasarımı yapmayı öğrenmiştim.
Lembro-me que quando era puto fazia os meus próprios sites a copiar os sites de que gostava.
Kendimden soylu birini sevdiğim için pişman değilim.
Não me arrependo de amar alguém acima do meu estatuto.
- Ve burgerler en sevdiğim yerden, DJ's.
- E hambúrgueres da minha casa preferida.
Bir zamanlar sevdiğim bir boğa güreşçisiydi.
Havia um toureiro que eu amava.
Yaşadıklarını anlıyormuş gibi davranamam ama şunu biliyorum ki sevdiğim birini kurtarma şansım olsaydı, bunu kullanırdım.
Não posso fingir que sei o que está a passar, mas, se serve de consolação, se eu tivesse a oportunidade de salvar alguém que amasse, aproveitá-la-ia.
En sevdiğim bölümdü.
Foi o meu episódio preferido.
Sürüyü seyrekleştirmek, en sevdiğim spor.
Juntar o rebanho, o meu desporto favorito.
Sevdiğim, değer verdiğim herkes beni öldü sanınca ben de öyle kalmaya karar verdim.
E já que todos os que conheço e amo achavam que estava morto eu decidi ficar assim.
En sevdiğim karşı devrimci nasıl bakalım?
Então, como está o meu contrarrevolucionário preferido?
Çok sevdiğim birini öldürdüler.
Mataram uma pessoa que eu amava muito.
Sevdiğim bu ülke için...
Para este País que amo...
Şu dünyada en çok sevdiğim kadını neden öldüreyim ki?
Que motivos eu teria para matar a mulher que mais amo no mundo?
Lanet olasıca timsahı öldürecek bir yol bulmak için bir yüzyıl harcadım. Sevdiğim kadını kurtarmak için en az bir o kadar yıl daha harcayabilirim.
Passei um século a tentar matar o maldito crocodilo, posso passar pelo menos mais um... a tentar salvar a mulher que amo.
Sevdiklerim, bunu yapmamamı söylediler ama karanlık, sevdiğim birini tehdit ediyor ve onu yok etmek için her şeyi yaparım.
Não é fácil para mim estar aqui, e pessoas de quem gosto disseram-me para não estar... mas a escuridão está a ameaçar alguém que amo,
Bu lanet maceraya son vereceğim ve sevdiğim adamı geri kazanacağım.
Portanto, eu irei terminar esta maldita demanda e recuperar o homem que amo.
Sevdiğim adam olmanı istedim!
Que voltasses a ser o homem que amo.
Hayatım boyunca sevdiğim tek kadını.
A única mulher que alguma vez amei.
Hayatım boyunca sevdiğim tek kadını mahvettin.
Destruíste a única mulher que alguma vez amei.
Burası ilk Karanlık Olan'ın sevdiğim kadın Nimue'yi öldürdüğü yer.
Aqui foi onde o primeiro Negro matou a Nimue, a mulher que eu amava.
Eğer ölüceksek... Sevinçliyim, aşağıya Savaşmaya gidiyorum yanımda sevdiğim adamla.
Fico feliz por morrer ao lado do homem que amo.
Beni güvende hissettiren çok sevdigim babam ve beni çok korkutan sert bir sarhos olarak. O gece...
O pai que eu amava, que me fazia sentir segura, e o bêbado amargo que me assustava tanto que, naquela noite...
En sevdiğim arabamı alamayacaksınız.
Filho da...
Sevdiğim insanlar için...
Para as pessoas que amo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]