Seveceksin translate Portuguese
1,254 parallel translation
İzin verir misin? Bu, ipek değil ama sanırım seveceksin.
Não é de seda, mas acho que vais gostar.
Bence, eğer kıza bir şans tanırsan, onu seveceksin.
E acho que, se lhe desses uma hipótese, irias gostar dela.
Onu seveceksin.
- É um tipo fantástico.
Görünce, kendi evini daha çok seveceksin.
Irias sentir-te melhor acerca da tua casa.
Küçük ama ön taraftaki odalardan daha çok seveceksin.
É pequeno, mas pensei que você acharia melhor que o da frente.
Dinle, San Diego'yu seveceksin.
Ouve, vais gostar de viver em San Diego, Ray.
Beni seveceksin.
Você vai me adorar.
Çok seveceksin.
Vais adorar.
Evet, uzayı seveceksin.
General, isto está partido. Mas você vai gostar do espaço.
Evet, klas biridir. One seveceksin.
Sim, é fixe, vais gostar dele.
Seveceksin.
Vais adorar.
- Arizona'yı çok seveceksin.
- Vais sair-te lindamente em Arizona.
Alan savunmasını seveceksin, koşmak zorunda kalmazsın.
Vais gostar. Não terás de correr.
Quinn, bunu seveceksin.
Vais gostar disto, Quinn.
Bence bu yaptığımı seveceksin.
Vais gostar disso. Eu gostei.
O iyi bir kadın. Onu seveceksin.
E está a caminho.
Burası eski, karanlık bir yer. Ama yaz sarayını daha çok seveceksin.
É uma casa velha e escura, mas ireis gostar muito mais do Palàcio de Verão.
- Sahile. Çok seveceksin.
- Para a praia, vai adorar.
Orayı seveceksin, anne.
A mamã iria adorar.
Sanırım bunu seveceksin.
Acho que vais gostar.
Sana göstereceğim bazı yeni çizimlerim var ; seveceksin.
Tenho alguns novos desenhos para si. Tenho a certeza de que vai gostar deles!
Evet, çok seveceksin
Vais adorar!
Bence seveceksin, yediğim zaman kendimi çok hissettiriyor
- Vais adorar! - Não só te vai fazer sentir melhor, mas também sabe deliciosamente!
Tamam, hala beni sevmedin. Ama birgün beni seveceksin. Ve benim partime gelmediğin için gercekten üzgün olacaksın.
Pronto, ainda não gosta de mim mas, um dia, no futuro, vai gostar e vai sentir-se muito mal por não ter ido à minha festa portanto, que tal o seguinte :
Bu mükemmel, çünkü bu haberi çok seveceksin
Óptimo, porque vais adorar esta parte.
Her iki ihtimalde de, onu tahmin ettiğinden daha çok seveceksin.
Seja como for, amá-lo-ás mais do que podes imaginar.
Bence bunu daha çok seveceksin...
Fecha o olho. Vais gostar mais deste...
Ama bunu seveceksin.
Mas vais gostar disto.
Teksas'ı seveceksin o zaman.
Bem, você vai gostar do Texas então.
Onkolojistim... Bunu seveceksin o bir kadın ve bana perde asmayı ve mobilyaların yerini değiştirmeyi yasakladı.
Meu oncologista, que é - vai gostar disso - uma mulher, diz que nada de estofar nem de restaurar móveis.
Bunu seveceksin.
- Você gosta desta. - É que...
Onu seveceksin ve her şey harika olacak.
Tu vais amá-lo... e tudo vai ser maravilhoso.
Burayı seveceksin.
Vai adorar isto aqui.
Onu seveceksin.
É um amigo.
Virginia'yı seveceksin.
Vai gostar da Virgínia.
- Buraları seveceksin Tom.
- Este sitio vai-te encantar, Tom.
Biliyor musun, Chicago'yu seveceksin.
Vais adorar Chicago.
Eminim ki şunu seveceksin.
Acho que vais adorar esse.
- Taş bebek gibidir. onu seveceksin.
É uma jóia, vais adorá-la. Olá, estranho!
Neden çevreni terk edip, koloniyi ziyaret etmiyorsun? Burayı çok seveceksin- - sul...
Por que não mandar teu círculo para visitar sua colonia?
Bunu seveceksin, Albay.
Você vai adorar isto, Coronel.
Amy'i çok seveceksin.
Vais gostar da Amy.
Hemen Malkovich'e geri gireceğim ve Lester'ı şutlayacağım. Böylece yeniden beni seveceksin, Maxine.
Vou voltar para dentro do Malkovich e vou correr com o Lester de lá e aí amar-me-ás de novo.
Pekala, bunu seveceksin.
Então, vais adorar isto.
Onu seveceksin.
Vais curti-la.
New Orelans'ı nasıl seveceksin bilmiyorum..... ancak geldiğinden beri sadece ortağınla ilişki kurabildin....
Não sei como era New Orleans, mas desde que voltaste para cá, tens saltado de parceiro para parceiro.
Çok seveceksin.
Vai adorar.
- Muhtemelen onu bir kez tanısan seveceksin.
Mas pensei que matar Hércules fosse um prazer que desejasse.
Onu seveceksin.
Vai-te encantar.
Bunu seveceksin.
Vão adorá-lo.
Bunu seveceksin.
Vai gostar.